Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '12

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Türk Tarımı üreten bir Tarım mı yoksa tüketen bir Tarım mı ? (Game of Seed)

Türk Tarımı üreten bir Tarım mı yoksa tüketen bir Tarım mı ? (Game of Seed)
 

Türkiye’de 2012 yılı raporuna göre meyve sebze üretimi artmış, ayçiçeği ve mısır gibi ürünlerde artış meydana gelmiş. Yine pamuk ve patates gibi ürünlerde artış meydana gelmiş. Tahıl üretimi azalmış.

Türk tarımında temel girdi tohum durumu:

- Üretimde kullanılan şeker pancarı tohumunun tamamı yurt dışından getirilmektedir. Yerli şeker pancarı çeşidi yoktur.

- Üretimde kullanılan patates çeşitlerinin tamamı yurt dışından getirilmektedir.

- Üretimde kullanılan buğday çeşitlerinin %90’ı yurt dışından gelip adaptasyon denemesinde sonra sertifikalı olarak satılmaktadır.

- Ülkemizde kullanılan meyve anaçlarının tamamı yurt dışı kökenlidir.

- Yerli elma çeşitleri yok denecek kadar azdır.

Ülkemizde üretimde kullanılan ıspanak, marul, roka, turp havuç, lahana, kara lahana, brokoli, karnabahar gibi her türlü yeşilliğin tohumu yurt dışından gelmektedir.

- Etrafınızda gördüğünüz her türlü çim tohumu yurt dışından gelmektedir.

Ülkemizde domates tohumunun yarısı, hıyar, kavun ve karpuzun 3’te 1’i, biberin %75’i Türk firmalarınca karşılanırken geri kalanı ithal edilmektedir.

Mısır ve ayçiçeği tohumlarının hepsinin kökeni yurt dışı kaynaklıdır.

Tohumdaki kısa durum bu. Gübre fiyatlarını ve mazotun geldiği noktayı herkes biliyor.

TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ (TZD)

2012 TARIM SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMESİ

ÜRETİM RAKAMLARI

TAHILLARDA, PAMUKTA VE ŞEKERPANCARINDA ÜRETİM AZALDI

TÜİK rakamlarına göre 2012 yılının ilk tahmininde bir önceki yıla göre tahıllarda yüzde 5,2 oranında azalış, sebzelerde yüzde 1,4 ve meyvelerde yüzde 6,4 oranında artış gözleniyor. 2012 yılında üretim miktarlarının yaklaşık olarak tahıl ürünlerinde 33,4 milyon ton, sebzelerde 27,9 milyon ton ve meyvelerde 18,3 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Bir önceki yıla göre buğday üretiminin yüzde 7,8 oranında azalarak 20,1 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 6,6 oranında azalarak 7,1 milyon ton, çeltik üretiminin yüzde 2,2 oranında azalarak 880 bin ton olması beklenirken, dane mısır üretiminin yüzde 9,5 oranında artarak yaklaşık 4,6 milyon ton olması öngörülmektedir.

Bilindiği gibi, Türkiye’nin buğday ihtiyacı 18 milyon ton civarındadır. Bu açıdan bu yıl da bir üretim açığı olduğu söylenemez. Ancak buğdayda en önemli sorun kalite sorunudur. Kalite sorunu nedeniyle ülkemiz önemli ölçüde buğday ithalatı yapmaktadır. Bu ithalatı DIR çerçevesinde ihracat amaçlı bir ithalat olarak göstermek gerçekçi değildir; çünkü Türkiye son 5 yılda buğday ithalatı için 5.2 milyar dolar ödeme yaparken, un ihracatından ancak 3.1 milyar dolar gelir elde edebilmiştir. Başka bir deyişle açık 2.1 milyar dolar olmuştur.

Baklagillerin önemli ürünlerinden nohutta yüzde 9,7, kırmızı mercimekte yüzde 7,9 oranında artış beklenmektedir. Yumru bitkilerden patatesin yüzde 3,9 oranında artış göstererek yaklaşık 4,8 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Yağlı tohumlardan ayçiçeği üretiminin yüzde 2,6 oranında artarak yaklaşık 1,4 milyon ton olması öngörülmektedir.

Pamuk ve şekerpancarı üretiminde ise bir gerileme söz konusudur. Kütlü pamuk üretimi yüzde 10,9 oranında azalarak 2,3 milyon ton, şeker pancarı üretimi yüzde 2,3 oranında azalarak 15,8 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Yaş çay üretiminin yüzde 2,5 oranında azalarak 1,2 milyon ton civarında gerçekleşmesi beklenmektedir.

ÇAY KAÇAKÇILIĞI KORKUTUYOR

Bu durumun ülkemizde büyük bir sorun halini alan çay kaçakçılığını artıracağı kuşkusuzdur.

İşin ilginç yanı Türkiye kuru çay üretimi bakımından dünyada 5'inci sırada yer almaktadır.

Bu kadar güçlü olduğumuz bir üründe neden kaçak sorunu ile baş edemiyoruz?..

Neden yine aynı: girdi maliyetlerindeki artış. Üretim maliyetlerinin yükselmesi ve rekabet imkânının azılması.

Çayda en önemli iki girdi kimyasal gübre ve insan emeğidir...

Kimyasal gübreye geçen yıl yüzde 60 zam geldi. Yaş çay alım fiyatında bu yıl yapılan artış ise yüzde 10.

Bu durumda üretimin azalması ve kaçakçılığın artması bir sonuçtur. Nitekim yıllara göre rakamlara baktığımızda 2011 yılında yakalanan kaçak çay miktarının bir önceki yılın neredeyse iki katı olduğunu görüyoruz. Bu rakamın 2012 yılı sonu itibariyle daha da yüksek olacağı açıkça görülmektedir.

Kaçak çayda da halk sağlığı meselesi önemlidir. Bu çaylar piyasanın en kalitesiz ve yetiştikleri iklim nedeniyle yoğun kimyasal haşere ilacı kullanılan çaylardır. Bunlar hiçbir denetimden geçmeden geliyor. 

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..