Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Türk tarımı ve AB

Ülkemizin sahip olduğu 79 milyon ha alanın 1/3 ünde (27 milyon ha) tarım yapılmaktadır. Tarım işletmeleri daha çok küçük işletmelerden oluşmakta, 500 da dan büyük işletme sayısı işletmelerin toplamının %1'i civarındadır.

Ekonomik olarak sulanabilir 8, 6 milyon hektar tarım alanının ancak yarısı sulanabilmektedir.

Ülkemizde buğday, arpa ve mısır üretiminde verimlilik Dünya ortalamasına yakın, Ş.pancarı üretiminde ise Dünya ortalamasının üzerinde, AB ülkelerinin ise yarısı kadardadır.

Hayvan sayısı fazla olduğu halde birim hayvan başına elde edilen verim düşüktür.

Tarımsal işletmelere yapılan vergi teşvikleri çoğunluğu kayıt altında olmayan küçük işletmeler için cazip değildir.

2001 yılında uygulamaya başlanılan doğrudan gelir desteği sisteminden beklenen verim alınamamış, sistemin Türk tarımına bir katkı sağlamadığı, verilen desteği esas üretici çiftçiden daha çok, çiftçilikle uğraşmayanların aldığı görülmüştür.

AVRUPA BİRLİĞİ (AB) ve ORTAK TARIM POLİTİKASI (OTP):

Yüzyıllarca süren savaşların sona erdirilmesi için, savaş sanayinin ana maddeleri olan demir ve çelik üretimi yönetiminin Uluslarüstü bir örgüte verilmesi böylece Fransa Almanya çatışmasının önlenmesi amacıyla; 1952 yılında Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg olmak üzere 6 ülke biraraya gelerek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu (AKÇT) kurmuşlardır. 2004 yılında birliğe katılan 10 ülke ile üye devlet sayısı 25 olmuştur.

1963 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşması ile Türkiye-AB ortaklık ilişkisi başlamış, 12 Eylül 1980 ihtilali ile ilişkiler askıya alınmış, 1987 tarihinde tekrar üyelik başvurusunda bulunulmuş, başlangıçtan beri aradan geçen 42 yıllık süreden sonra 3 Ekim 2005 tarihinde üyelik müzakerelerine başlanılmıştır.

Topluluk, temel ürünlerde kendine yeter bir düzeye yükselmek amacıyla 1961 yılında Ortak Tarım Politikası (OTP), hedeflerini oluşturmuş fakat daha sonra, OTP’nin başarısı kendi krizini de beraber üretmiş, fazla üretim kapasitesi nedeniyle topuluk stokları büyümüş, stokların eritilebilmesi diğer ülekerle sürtüşmeler ve sübvansiyonlar savaşına girilmiştir.

AB SÜRECİNDE TÜRKİYE TARIMI

AB üyeliğimiz konusunda, tarım sektörü üzerinde en çok konuşulacak konudur.

Türkiye coğrafi ve nüfus yapısı itibariyle AB ülkelerinden çok farklı özellikler taşımaktadır. Türkiyede tarım yapılan alan AB-25 teki tarımsal alanın yaklaşık %23’üne eşittir.

Türkiye hububat, pamuk, tütün, meyve ve sebze, fındık, şekerpancarı ile koyun ve keçi etinde Dünyanın büyük üreticilerinden biridir.

Türkiye’nin meyve ve sebze üretimi AB-25 üretiminin sırasıyla %40 ve %20’si kadardır.

Türkiye yıllık ortalama 500 bin tonluk fındık üretimiyle dünyanın en büyük fındık ihracatçısı olup, kalite/fiyat oranı açısından çok rekabetçi bir durumdadır.

AB geçiş sürecinde ülkemizde yüksek orandaki tarım çalışanlarının durumu belli değildir.

AB, üretim fazlası ürünler nedeniyle destek miktarlarını azaltmıştır. Ülkemizin de AB fonlarından alacağı ciddi bir destek bulunmamaktadır.

Türkiye’de getirisi yüksek olan önemli bir ekolojik tarım potansiyeli olup, AB ülkelerinden de yoğun şekilde ürün talebi vardır. Ancak AB üyesi ülkelerin arasında rekabette çok yüksektir.

Sonuç olarak; AB müzakere sürecinde, tarım politikalarının geliştirilmesi yönünde, öncelikle AB’den bağımsız politikalar izlenmesi, kendi değerlerimizin farkına vararak sorunlarımızı ve çözüm yollarının doğru tespit ederek milli politikalar belirlememiz, ülkemiz gibi tarım potansiyeli çok yüksek olan bir ülke için vazgeçilemez ve göz ardı edilemez bir gerekliliktir.

 
Toplam blog
: 2
: 516
Kayıt tarihi
: 15.03.10
 
 

1967 yılında Sivas İli Gürün İlçesinde doğdu. 1989 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesind..