Türk televizyonlarında eksen kayması

Ben anlamaz, TV’niz, medyanız hayatın birebir kopyası olacak. Oturun bir televizyonun karşısına dizi seyredin. Yaşadığınız hayatın yarısı o dizide yok.

 Esat Mahmut Karakurt’un  romanları gibi, ki üstada haksızlık etmeyelim, çünkü onun kitaplarında  daha fazla gerçek var.

 TV dizisi yazanlara sorar mısınız lütfen, tuvalete gitmiyorlar mı? Pazarda alışveriş etmiyorlar mı? Yolda giderken düşmüyorlar mı? Borçları ya da alacakları yok mu? Ekonomik zorluk çekmiyorlar mı? Karılarını ya da kocalarını öpmüyorlar mı?

 Âşık genç sevdiği kızın elini bile tutmadan bilmem kaç bölümlük dizi bitti ya! Gel bizim arka mahalleye gör bakalım aşklar nasıl yaşanıyormuş. Selin kızın orası burası mıncıklanmaktan morardı. Hangi çağda yaşıyorsunuz? Gidin dizilerinizi Tebriz şahının sarayında çevirin!

Halk seyrediyormuş. Halk tepeleri de seyrediyor. Bakacak yer yok ki naspın. Televizyonunuza bakan bir tane Boğaziçi mezunu gösteremezsiniz. Reytinginizin detayı muhtar amca, Hatçe kadın, hacı Yusuf, çoban Mehmet, bir de ahırdaki inekler.

Şuna bakın Allasen, Türk dizileri kelle kesen Arabistan’da kapalı gişe oynuyor! Bu abuk sabuk dizileri bir İsviçreli ensesine silah dayasan seyretmez! Gerçek değil çünkü. Hayatta yok böyle bir şey. 

Dokuz saat yürüyor, adamın ayağı kokmuyor. Bu dizilerde insanlar su bile içmiyorlar!

Ahmet, Mehmet, Ali, Veli kırk dokuz elli bir araya gelmiş senaryo yazıyorlar. İmece usulü. Sanki kanalizasyon kazıyorlar.

Bu elbette Ak Parti vizyonunun süt beyaz sonucu. Avrupa’ya aykırı ama Avrupa ile beraber, nasıl olacaksa. Adam ben Avrupalıyım diyor, sırtındaki elbise Acem kumaşından. Triplere girme kardeşim; bırak Obama emicenin elini, binelim Kaddafi’nin devesine, gidelim çöllere doğru.

Sahi TV’mizin başında ürütük var mı? Niye var ki? Neyi kesecek?

Yandaş TV’nin mezarlık hikâyeleri inanın daha çağdaş. Türbanlı mevta, huzurda bile deli gibi bakıyor yakışıklıya!

 Laikler kafayı yedi bu çağda! Avrupalı olamadılar; Ahmedi Necat’ın divanında da iki diz üstü oturamayınca Afrika çöllerine vurup gitti gariplerim!

Bu televizyon camide bile seyredilir. Hacı Fettah iki rekât nemazını eda eder etmez koşuyor öyle bir geçer ki zaman. Çünküm az biraz zındık lakin ehlakı edebi açık etmiyor Ali kaptan!

Görünüşte alabildiğine özgürlük, sakallılar zikirde, Aleviler dönüyor ama yazık hayallerde ne güneşler sönüyor. Feriştahıyla tartışırım; bu ülkede 10 milyon aşırı var. Onlara TV yasak. Hayallerini ayı gibi sokuldukları inlerinde yaşasınlar.

Yeni gelin öpüşmeyi bilmiyor, kocasının dudağı yerine kulağını öpmüş. Nerden öğrenecek? Tek bilgi kaynağı TV. Ama Türk televizyonlarında insanlar birbirlerini öpmüyorlar ki. Bayramda Hatçe ablaya git, seni öpsün. TV deki Hatçe abla iki metre ötende duruyor. Medresede mi hazırlıyorsunuz bu programları?

“Halka göre, halkın beklentilerini dikkate alarak hazırlıyoruz yayınlarımızı.” Sen niye yapıyorsun ki o zaman; kendinden bir şey veremeyeceksen bırak Hüsmen emmi yapsın.

Sokaklar köpekle dolu, dizilerde köpek yok. Ya bu dizilerin konusu uzayda falan mı geçiyor? Dur bakalım daha neler yok. Cenaze yoksa mezarlık göremiyorsunuz. Ben o yapımcıyı mezarın içine öyle bir sokacağım ki. Her yerde mezarlık var. Asfalttan biraz kenara çıksan olma mı? Galatasaray’ın 30 milyon taraftarı var, dizilerde bir tane Galatasaraylı yok hahahahahaha! Ya güldürmeyin Allah aşkına, karnımın içi acıdı!

Milleti masallarla uyutup köşeyi dönüyorsunuz ya, helal olsun size!

Selpak dünya markası oldu TV dizilerinde burnunu silen yok. Hatta insanlar hıçkırmıyor, hapşırmıyor, esnemiyor. Ne lan bunlar? Kaplumbağa esniyor da seksenlik figüran esnemiyor. Adamı lahanadan mı yaptınız yoksa hahahahaha!

Biliyoruz, Ak Parti vizyonu belli. TV’lerde hedef ya huuu, ya huuu… Ama yani programlar da ampulün ışığında hazırlanmıyor herhalde. Ürütük El Ezher mezunuysa başka tabi.

Biliyorum, Korkut’u sevmezsiniz; ben de sevmem. Suratsız lanet herifin biridir. Lakin dostlar yaşadığımız hayatla TV yayınlarımız arasında bir bağlantı kuramıyorum. Bu ülkenin 25 milyonu çatır çatır çalışıyor, TV’lerde işçi bile yok. Nüfusumuzun yarısı Bihter, kalan yarısı da Behlül. Aloooo! Sesim geleyomu? Fabrika kızı, ustabaşı Cemşit, kör dilenci Medine’de var bu ülkede. Hâşâ insanları sanki siz yaratıyorsunuz. Mükemmel, kusursuz, yüzlerinde sivilce bile yok. Söyleyelim, Tanrı başka işe baksın, tövbe tövbe!

Milletin derdi seni mi gerdi; insanlara biraz da eğlence lazım değil mi? Sizin dizilerinizi seyrettikten sonra her iki kişiden biri psikiyatriye sevk alıyor.

Ya bir de dizilerde kadınlar ve erkekler hem genç hem de çok güzel. Hizmetçi de, bahçıvan da, emekli Dursun da, elinde doksan dokuzlu tespih hacı anne de öyle. Geçenlerde az kalsın karıyı boşayıp sözde doksanlık hacı anneye talip oluyordum hahahahaha!

Türk TV dizilerinde öpüşmüyorlar ya ben de bu ülke de öpüşme yasak galiba diye karımla öpüşmüyorum. Karı laf vuruyor “Ulan şaşkaloz Korkut, ne o öyle kıymalı yumurta gibi yan çiziyon. Yosam Vatikan papazına vaftiz mi oldun Hiristosun çocuğu!”

Muhteşem Süliman’ın beyaz geceleri müthiş tepki çekti. Para karşılığı seks teklifi yapılan Bin bir Gece’de. Sülimanın Hürremle baş başa geçen aşk sahnelerini Arabistan Kralına yollayın evlilik dersi diye okullarda gösterir. Ahlaksız teklifin icrasıyla ilgili ise dişe dokunur bir şey görmedik. Aşkı Memnu’nun ilk versiyonunu dünya kurulduğu zaman Âdem’le (Yasak meyve kastediliyor) Havva çevirmiş.

Köy pınarının başı TV’lerden daha müstehcen. Baksanıza eskiden televizyon seyretmek günah diyen sakallılar bırak seyretmeyi içine girdiler tekmili birden. Yeni bir TV kanalı kurulacakmış adı Sakal TV hahahahahaha!