Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '07

 
Kategori
Dilbilim
 

Türk'ten, Turk'a, Turka'ya

Türk'ten, Turk'a, Turka'ya
 

O iki noktanın (ü)bizim toplumumuzun, dilimizin, kültürümüzün farklılığı- ayrıntısı olduğunu düşünüyorum. Yılların savaşımı, atılımları o iki noktayla(ü) belirtiliyor bizlere. Bir harfe bu kadar çok anlam yüklenir mi? Harfteki noktaları silmenin; toplumumuzdaki ve Türkçemiz’deki farklılıkları-değerlerimizi yok etme çabalarının olumsuz belirtisi olarak görüyorum.Şimdi bunu biraz açmak istiyorum.

Dil, toplumun kuşaktan kuşağa iletişim kurmasında ve anlaşılmasındaki en önemli araçtır. ”Dününü anlamayan bugünler, bugününü anlamayan yarınlar”olmasını istemiyorsak; Türkçemize gereken önemi vermeli ve ona sahip çıkmalıyız. Dünümüzde neler var? Dünümüzde çok şey var.Türkçemizle ilgili olanı ise, Atatürk’ün Dil Devrimi var.Yani dil konusu ile ilgili atılmış sağlam temeller var. Yaşadığımız bu çağda sorumluluk şimdi bizlerde.Dilimizde bugün ne var? Neredeyiz? Türkçemiz’de bugün çok yoğun bir şekilde yabancı dil etkisi var. Toplumsal alandaki yabancılaştırılma etkisi, diğer alanlarda da kendisini gösteriyor. Nasıl mı? Körü körüne batı özenticiliği; davranışlarımıza, düşüncemize, yazmamıza ve de konuşmamıza ”en olumsuz”taraflarıyla yansıyor. Konuşurken, yazarken birkaç örnekle bakın neler yapıyoruz:

Bir yerden ayrılanlara, gidenlere güle güle yerine”bye bye”,

Bir konu anlaşıldığı veya hallolduğunda tamam yerine”okey”,

Yurdumuzun her tarafında kurduğumuz hastanelere”hospital”,

Turk’lu televizyon kanalları(Yabancı kanalın adını al, onu sözde Türkleştirmek için altına Turk koy!),

Turk’lu cep telefonu şebekesi, Turka’lı içecekler,

Bir de işyeri adlarını ‘avrupai’şekilde okuyoruz;NTV(entivi), HSBC(eyçesbisi), TV(tivi), CNN(sienen)...

Örnekleri sayfalarca çoğaltmak mümkün.Ancak örnekleri sıraladıkça insanın canı sıkılıyor bu da bir gerçek.İşte bugün yoğun bir şekilde bunlarla karşı karşıyayız. Bunları bugün dilimize yerleştirirken yarını düşünüyor muyuz? Bugünü, bugün ve yarın anlaşılmaz yaptığımızı, yapacağımızı fark ediyor muyuz? Ve belki de en önemlisi bunların sonuçlarını öngörüyor muyuz?

Genel anlamda Türkçemizi bozmaya uğraşanlar ve ileride onlara katılacaklar, böyle bir “sorumsuz gereksinme”hissediyorlar herhalde.Bu gereksinme ile “kendi kendimize yabancı duruma geleceğiz”.Ana dilimizin Türkçe olduğu ülkemizde niye hastane yerine hospital konulur ki isim olarak? Yoksa bu hastaneler bizim göremediğimiz bir yabancı topluluğa mı hizmet ediyor? Bakıyoruz yine bizim yurttaşlarımıza hizmet vermeye çalışıyorlar.Gözönünde olan kişi ve kurumların, bu kendilerince sorumsuz gereksinme nedeniyle Türkçemizi bozma girişimleri yaygınlaşarak diğer kişi ve kurumları da etkilemektedir.Bu etkileme ve etkilenme salgın hastalık gibi yayılmaktadır.Bunun yayılmasını durdurmak gerekiyor.

Böyle bir gereksinme olmadığını, bunun yanlış bir şey olduğunu ortaya koymakta yarar görüyorum. Bu konuda herkesin sorumluluğu var.Hepimiz bu dili konuştuğumuza göre.Her yurtttaşımıza, Türkçemizde yayılmaya çalışan bu salgın hastalığa karşı doktorluk yapma görevi düşüyor.Gereksinmenin doğru olmadığını göstermek için.

Genç bir insan olarak, gençliğin Türkçe’ye sahip çıkma konusunda ayrı bir sorumluluğunun olduğunu düşünüyorum.Ülkemizde gençliğin etkisizleştirildiğini gözönüne alırsak, işimiz zor da olsa bilinçli olmalıyız.Gençliğimizin hareketliliğini, gücünü toplumsal olarak duyarlı olduğumuz konularda kullanmamız gerekiyor.Genç arkadaşlarımızın çoğunun, anlaşılmaz ne olduğu belli olmayan “özentici bil dil”kullandıklarına tanık oluyoruz.Ne Türkçe ne İngilizce!Hiçbir anlam taşımayan uydurma sözcükler, deyimler.Kötü olan, gençliğin kendini bu ‘uydurmalarla’ ifade etmeye çalışması.Bu uydurmaların yerleşmeye başlaması genç insanları bu ifadeleri kullanmaya zorluyor.Bunlar ağızlara ‘kural’ olarak yerleşiyor. İçinde bulunduğumuz bu dönemde bile kuşaklar arası bir iletişim sorunu olması gelecek için kaygılarımızı büyütüyor.

Sonuç olarak şu soruyu sormak istiyorum;Türkçe’mizle ilgili neler yaptığımızın ve bunların sonuçlarının neler olacağının farkında mıyız? Dil, kültürün temel taşlarından biridir. Ve bu ikisi birbirini yoğun bir şekilde etkiler.Dil’deki yozlaşma kültürü, kültürdeki yozlaşma dili etkiler.Türkçemizi bozmaya yönelik girişimler; kültürümüzü, değerlerimizi de yıpratır diye düşünüyorum.Bu değerler ki bizi diğer toplumlardan ayıran farklarımız, ayrıntılarımızdır(ü).Sahip çıkmamız, korumamız ve geliştirmemiz gereken şeyler.Atatürk ve arkadaşlarının geçmişte verdiği onurlu savaşımı, en az onlar kadar uğraşarak devam ettirmeliyiz.Bunlar öncelikle tarihimize, atalarımıza saygımızın gereği yapılmalıdır;geleceğimiz içinse yapmamız gereken görevlerdir.

Türklüğümüzü, Türkçemizi sıkı sıkı korumalı, kendimize Turk, Turka gibi adlandırmalar yapıp işin kolayına kaçmamalı, gerçek kimliğimizle, dilimizle tanınmanın yollarını bulup zor da olsa bu uğurda hep birlikte savaşım vermemiz gerekmektedir.

 
Toplam blog
: 11
: 1150
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

Toplumsal konulara duyarlı, sorunların çözülmesi için düşünce üreten ve çaba gösteren, emekçi gen..