Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türk toplumu ve değişim...

Türk toplumu ve değişim...
 

4 yıldır YTL ve TL 'nin kağıt ve madeni paralarını kullanyoruz ama bu değişime hala ayak uyduramadık


TÜRK TOPLUMU DEĞİŞİME KOLAY KOLAY AYAK UYDURAMIYOR...

Çünkü Türkiye'deki değişimler, hep tepeden inme oluror...

Fatih Sultan Mehmet dönemi ile başladığı söylenebilen "Batıyı anlama" atılımı, -18.yüzyıl başlarına kadar süren bilimsel, sosyal ve kültürel durgunluğun ardından - Lale Devri ile "Batıya öykünme" şekline dönüşmüştür. Ardından, III.Selim'in Fransız etkisiyle getirmeye çalıştığı yenilikler ile de "Batıdan etkilenme" aşamasına geçilmiştir.

Ancak, Batıya yönelik bu "anlama, öykünme ve etkilenme" olgusu, yalnızca Saray ve yakın çevresi ile İstanbul halkının kalburüstü kesiminin dışında pek görülmemiştir...

Lale Devri, getirilen yenilikler bir özenti de olsa batı tarzı bir yaşam şeklinin ve kültürünün izlerinin görüldüğü bir dönem olmuştur... Bu yaşam şekli de, önceki diğer dönemlerden farklı olmamıştır... Yani, saray çevresini aşıp halka inmemiştir.

Bu nedenledir ki, Avrupa başkentlerine - Avrupa kültürü ve yaşam şekli hakkında bilgi edinmeleri için - gönderilen Osmanlı elçilerinden Yirmisekiz Çelebi Mehmet, gezip gördüğü yerleri, anı ve gözlemlerini anlatırken "dünya, müminlerin hapishanesi, kafirlerin cenneti"(1) demekten kendini alıkoyamamıştır.

Sultan III.Mustafa'nın 1763 yılında Prusya kralı Friedrich'e elçi olarak gönderdiği Ahmet Resmi Efendi'nin "Hülasatü'l İtibar" adlı eserinde belirttiği gibi, "Osmanlı insanının büyük çoğunluğu, değişen dünyanın pek varkında değildi"(2) Bu yüzden de İmparatorlukta tepeden gelen bir yenileşme ve düzenleme beklemek gerekmiştir.

Not - 1 : III.Mustafa, Avrupalıların başarılarında bazı yıldızların rol oynadığına inanıyordu. Ahmet Resmi Efendi'yi de Prusya kralından üç müneccim istemek için göndermişti(3)... İlginç, değil mi?

Osmanlı'da tepeden inme yeniliklerin ilk uygulayıcısı II.Mahmut olmuştur. II. Mahmut'un, zora dayanan yenilikleri de, Osmanlı halkı tarafından pek kabul görmemiştir. Avrupa kaynaklı yenilikler, medrese ve cami tarafından, "Müslüman bir ülkeye zorla kabul ettirilmesi şeklinde yorumlanmıştır"(4). Halk yığınları da, onların manevi egemenliği altında olduğu için bu yeniliklere sıcak bakmamışlardır.

II.Mahmut, yenileşme hareketlerinde geleneksel ve dinsel düzenin sınırlarını zorlamış, ancak "cahil ve fanatik toplumun gelenek ve göreneklerinin yeni değerlerle değiştirilmesi mümkün olmamıştır"(5)

Tanzimat değişikliği, öncekilerden biraz farklı olmuştur. Bu dönemde yapılmak istenen yenileşmeler, Osmanlı devletini ayakta tutabilmenin bir çaresi olarak düşünülmüştür... Tanzimat Fermanı, ile Osmanlı halkının ırk, din ve mezhep farkı gözetilmeden eşitliği ve hukuki özgürlüğü ilan edilmiştir. Ancak, Osmanlı'nın Türk-Müslüman halkı, "Müslümanlar dışındaki vatandaşlarla eşit olmayı hazmedememiş ve dinsel düzenin yanında Batı kurallarını benimseyememiştir."(6)

I. Meşrutiyet, Tanzimat'ın başlattığı batılılaşma hareketinin aydınlarca benimsenmesi, Fransız Devrimi'nin getirdiği eşitlik, özgürlük, adalet, imsan hakları gibi kavramların işlenmeye başlanması ile dikkati çeken bir dönem olmuştur... Aydınlar tarafından işlenen bu kavramlar, Osmanlı'ya sözde bir parlamenter demokrasi anlayışı getirmiş ve siyasal alanda mutlakiyet yönetimine karşı hareketin doğmasına neden olmuştur.

Aydınlardan uzak bir yaşam sürdüren halkın erkek nüfüsü ise, bir kere de olsa seçmen sayılmış ve oy kullanarak, ağızlarına çalınan bir çay kaşığı baldan fazla tat vermeyen demokrasiyi pek fazla tadına varmadan yaşamıştır.

II.Meşrutiyet'in yönetici kadrosu, Osmanlı devlet ve toplum yaşamında bazı köklü yeniliklere gereksinim bulunduğuna inanmışlar ama, geçmişten gelen "saray ve din"in maddi ve manevi etkisi onları engellemiştir.

1917'de, boşanma ve tek karılılık hakkını da kapsamak üzere kadınlara evlik konusunda bazı haklar tanıyan bir Aile Hukuku kararnamesi çıkarılmış; ancak bir İslami devlette hoş görülen "çok karılılık ve kolay boşanma" alışkanlığını ortadan kaldırılamamıştır.(7)

Bu dönemin, Osmanlı'yı kurtarmak için ortaya atılan sosyal ve kültürel içerikli düşünce akımları - Osmanlıcılık, Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık - zaman içinde siyasallaşarak Cumhuriyet dönemine de aktarılmıştır.

Cumhuriye dönemi, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan hem devlet, hem toplum ve hem de birey için önceki dönemlerden çok farklı olmuştur... Siyasette "laiklik" sosyal alanda "Halka rağmen halk için" düşüncesi, yapılan bütün yeniliklerde en önemli bir ilke olmuştur. Getirilen yeniliklere ve yapılan değişikliklere bir şekilde - bazan zorlama, bazan özendirme, bazan da halkın kendi isteğiyle - halkın katılımı da sağlanmıştır... Ancak bu katılım, "özendirme" ve "zorlama" unsurlarının karışımı ile olduğu için, zaman içinde gevşemeler gözlenmiştir.

Cumhuriye dönemi yeniliklerinde, "laiklik ve çağdaşlık" ön plana çıkmış; ama bu arada "demokrasi" biraz ıskalanmıştır... Ayen, Osmanlı'nın yenileşme dönemlerinde batı benzeri değişimlerde olduğu gibi, halk bu değişimleri kolay kolay kabullenememiştir.

Bugün Türkiye, bu konuda hala sancılıdır... Çünkü, gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde tabandan gelen bir "kültür değişikliği" hiçbir zaman olmamıştır.

SONUÇ: Toplumun görüş, anlayış ve zihniyetini değiştirmedikçe yenilikçi atılımlardan beklenilen sonuçların alınması güçtür. Benimsenmek istenen yenilikler ve bunların beraberinde getirdiği kültür değerleri hakkında açık bir fikri olmayan toplumun, yeniliklere uyum sağlamasında başarılı olması mümkün değildir.

NOT: 1 liranın, 1 milyon lira ile ifade edildiği bol sıfırlı TL'den YTL'ye 2005'te geçtik ve bu parayı 3 yıl kullandık. Sonra YTL'den TL'ye geçtik; bir yıl da bunu kullandık... Özetle, 4 yıldan beri yeni paraları kullanıyoruz... Ama halkımız, pazarda, çarşıda, bakkalda yaptığı alışverişlerde hala 100 binlerle ve milyonlarla konuşuyor... Bu basit değişim bile dört yıldan beri ayak uyduramadık... Doğru mu?

(1) Şerafettin Turan, Türk Kültür Tarihi, s.190

(2) Hüsyin G. Yurdaydın, "Düşünce ve Bilim Tarihi", Türkiye Tarihi-3, s.279

(3) A.g.y.

(4) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, s.127

(5) Hikmet Altuğ, Atatürk'ün Çağrısı, s.75

(6) Ahmet Mumcu, Tarih Açısından Türk Devrimi'nin Temelleri ve Gelişimi, s.14

(7) Bernard Lewis, A.g.y. 228

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..