Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türk'ün "Koltukla" İmtihanı!

Türk'ün "Koltukla" İmtihanı!
 

Önce hizmet aşkı olarak başlar, sonra sevdaya dönüşür ama sonunda "bela" olur...

Neden mi bahsediyorum?

Koltuk belasından... 

Koltuk öyle bir nesnedir ki, çok oturdun mu vücudunla bütünleşir...Sonunda yapışır kalırsın.

Birileri sana kalk diyince de kalkmak istemezsin; çünkü yapışmıssındır...Sanırsın ki bir parçan orada kalacak!

Aslında orada kalan her hangi bir yerin değildir, orada kalan ısıttığın koltuktur....

Ama öylesine sevdalanmıştın ki, sonunda bu sevda bela olmuştur...Kurtul kurtulabilirsen!

Özellikle bizim gibi gelişmesini tamamlamış ülkelerde, kimileri için koltuk sevdası da tıpkı kadın sevdası gibi sonuçta bela olur başlara...

İş oraya gelir ki, "ya benimsin ya toprağın" anlayışı koltuk için de geçerli olmaya başlar.

Oysa, o koltuklara otururken hiç öyle değildir... Vatandır, millettir, hizmettir... Ama koltuk bu sonunda üstüne oturanı kendine aşık eder.

Bizim memlekette, koltuk'u hizmet aşamasında bırakan "adam" sayısı yok denecek kadar azdır... Sevda aşamasında bırakan pek azdır... Çoğu kişi koltuk belasına duçar olmuş olarak kalkar oradan.

Geriye kalan ömrünü de yeniden oraya oturmak için duyduğu büyük arzuyla geçirir.

Çünkü, "adam" tüm varlığı koltukla ifade bulmaktadır... Koltuk olmayınca o da bir hiçtir.

Özellikle resmi alanda bu yürek parçalayıcı hallere çok şahit olmuşuzdur. Nice koltuğuna sarılıp sümenine secde edenler görmüşüzdür!

Türkün koltukla imtihanı, ateşle imtihanından daha zordur.

Belli makamlara gelmiş, yıllarca oraları işgal etmiş ama hadi gitme zamanı diyince, elindeki oyuncağı vermek istemeyen çocuklar gibi, "yok öyle şey kardeşim" demiştir.

Sen bir siyaset sistemi içinde oraya gelmedin mi?..Evet! ..Bu ülkede işler böyle yürür ve bunu herkesten çok sen bilirsin... Bağımsız aday olarak seçilmedin ki, şimdi "beni halk getirdi halk götürür" diyebilesin.

Tamam seni halk seçti de, sen olduğun için mi acaba?...Yoksa, partin ve partinin lideri seni oraya aday koyduğu için mi seçildin!...

İkincisi mi?.. O halde seni oraya koyan irade seni almak istediğinde de ses etmeyeceksin.

Yok, eğer kendine güveniyorsan, seçimlerde bağımsız aday olacak, seçilirsen aslanlar gibi o koltuğa oturacaksın... Kimse sana bir şey diyemez o zaman!

Ama şimdi burası benim yerim, kimse beni alamaz dersen,ben de derim ki; seni oraya "atayanlar" alır, arkadaş!

Gidersin gitmeye de gidiş şeklin senden geriye hatıra olarak kalır hafızalarda!

Yapma, boşuna milletin başını ağrıtma!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..