Türk'ün terörle imtihanı

Bugün Taksim’de yaşanan hadiseler ülkemiz gündeminde bomba etkisi yarattı. Yaşanan terör saldırısının PKK’nın ilan ettiği sözde ateşkesin biteceğini ilan ettiği günde meydana gelmesi de kafalarda soru işareti oluşturmuş durumda.

Yetkililer tekrar ağız birliği etmişçesine aynı mesajları vererek her zaman ki “kararlı duruşunu” sergilemeyi de ihmal etmedi. Başta da belirttiğim saldırının bomba etkisi yaratması da aslında Türkiye’nin gerçek gündeminin altüst olmasıyla oluşmaktadır.

Gözler belli bir şeye odaklanmışken tekrar terör terörlüğünü gösterip var olan gerçek gündeminde bir bakıma teröristliğini yapar. Gerçek gündemler, belli bazı metotlar kullanılarak ötelenirler. Buna Milli Güvenlik Kurulu’nda af konusu tartışılırken Bingöl’de vuku bulan 33 Acemi askerin şehit edilmesi de dâhildir; Örnekleri çoğaltmak mümkün. Nedense organize edilen bazı saldırıların failleri hiçbir zaman bulunamaz.1 Mayıs 1977 senesinde gene Taksim’de İşçi “Bayramı”nda yapılan ve 36 işçi yurttaşın katledilmesiyle neticelenen hadiselerde bunlardan birisidir.

Doksanlı yıllarda ardı ardına yaşanan faili meçhul cinayet ve ölümler de üzerinde hala çok konuşulan ve “Kontrgerilla” olarak da iddia edilen esrarengiz kavramla örtünen hadiselerdir. “PKK, taşerondur” dendiğinde “Kimlerin taşeronu?” diye sormak, sorgulamak ve merak etmek en doğal hakkıdır, ülkesini, milletini seven her yurttaşın. Otuz beş bin vatandaşını kaybeden bir halkın bunları sorgulamasına kim engel olabilir ki?

PKK saldırıları her zaman ülkemizde ses getirirken bazı seslerinde sesinin kısılmasına sebebiyet vermektedir. Anlaşılan o seslerde sakıncalı görülmektedir ve ses düğmesinin komutunu ellerinde bulunduranlar var olan duruma göre sesin sesini kısarak veya yükselterek parazite sebep olmaktadır. Net duyulamayan sesler netleşmeye çalışan vatandaşın işitme yeteneklerini de kullanılamaz hale getiriyor. Vatandaşların duyarlı olmalarını olmamalarına tercih edenler onlara alternatif gündem yaratarak oyalanmalarına ön ayak olmaktadırlar.

“Kimyasal Silah” ve “11Eylül Saldırıları” gibi laf salatalarıyla dünya insanının önüne “lüks” bir menü koyan Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu’da ki petrol sofrasına oturup keyfini sürmesi de bu alternatif gündemin bir başka tezahürüdür. Yapay gündemler her zaman gerçek gündemlerden daha süslü ve daha gösterişlidir. Bu süslü ve gösterişli gündem aynı zamanda bir felaket tablosuna da bürünebilmektedir. Dedik ya; sesin komutu birilerinin elinde.