Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '16

 
Kategori
Eğitim
 

Türk usulü “eğitiyorum!” adı altında çocuğu mu; cehaletimizi, kadersizliğimizi mi dövüyoruz (Son)

Türk usulü “eğitiyorum!” adı altında çocuğu mu; cehaletimizi, kadersizliğimizi mi dövüyoruz (Son)
 

Bilgi taşıyanı için bir yüktür. Eğer, ondan ihtiyaçlarına uygun yeni bir bilgi üretemiyorsa.


Çocuğun, “Ne güzel bir insan!” olabilmesi, yaşamını başarması; huzurlu bir yuvada göreceği sevgi ve şefkate bağlıdır. Çok para, yaldızlı unvanların bir çocuğun geleceğinde önemli bir payı yoktur. “Vardır!” diyenler lütfen, örnek verecekleri kişilerin yaşamını araştırmalıdır.

Para ve etiketlerin bir çocuğun başarısında neden önemli bir payı yoktur?

-Çocuğunuzla (diğeri ile) ilişki kuran, para, etiketler mi yoksa duygularımızın belirlediği davranışlar mıdır?

-Hangi yanımızla, çocuğumuzla -diğeriyle- ilişki kuruyor, sürdürüyor veya sürdüremiyoruz?

-(Doğru eğitilemediği, hırpalandığı için) Kaybedilmiş bir çocuk; kaybedilmiş bir aile, kaybedilmiş (sorunlarla boğuşan) bir toplum değil midir?

 …

Kimler (“Eğitim” adı altında) çocuklarını dövmektedir?

-Bu tek bir cümle ile özetlenirse, kendisi de dövülmüş, çocukluğunda sevgi-şefkat görmemişler.

-Peki, bunlar, içerisinde oldukları veya yaşadıklarından hareketle neden kendisine yapılan bir yanlışı tekrar etmekte ve acısını (Kendi-çocuğu üzerinden) ikiye katlamaktadır?

-“Ey insan kendini tanı!” Psikologların herhalde sorunu olan insanlara yaptıkları en büyük katkı, onlara bir ayna tutmak ve kendilerini görmelerini sağlamalarıdır.

-Bunun adına herhâlde, “Farkındalık!” denilmektedir. Kişi, psikologlar yardımı ile, davranışlarının altında yatan nedeni öğrenmekte ve bundan kurtulmak için çaba harcamaktadır.

Eğitilebilir, Öğrenebilir olabilmek…

Diğer bölümlerde örnek verilen, Ceviz Ağacı ile Kavak Ağacı’nın farkı üzerinden, (Eğitilebilir-işlenebilir-öğrenebilir) ifadelerinin açıklanması:

-Nadide bir mobilya yapımı için işlenebilir özelliklere sahip ceviz ağacı kerestesi kullanılmalıdır.

-Siz, nitelikli bir mobilya yapımında kavak ağacı kerestesi kullanırsanız, kullandığınız ağaç, nemli veya yüksek ısıya dayanıklı olmadığı (kerestesi uygun olmadığı için) şekil bozukluğuna uğrayacak ve emeğiniz, malzemeniz boşa gidecektir.

-Bu anlamda mobilya için kullanacağız bir kereste, “işlenebilir”; Eğer, işlenecek bir  öğrenci ise, “öğrenebilir!” olabilmelidir.

...

-Bir sınıftaki, 25-30 öğrenci: aynı öğretim içeriğini, aynı çevrede ve aynı öğretmenlerden  almalarına rağmen neden başaranlarının sayısı birkaç kişiyi geçmemektedir?

-Bu soruya özellikle öğretmenlerimiz cevap vermelidir?

-Neden? İçerik, çevre ve öğretmen aynı olmasına rağmen, Öğrenciler farklı! olduğu için mi?

Toparlanırsa:

-Özgüveni yüksek, diğerleri ile rahat ve düzgün ilişki kurabilen çocuklar; okullarında ve derslerinde daha başarılıdır.

-Çünkü özgüvene sahip bir öğrenci, ilgilidir, girişkendir, kendine inancı vardır ve bu nedenle mücadelecidir. Bir kez okuduğunda ve anlamadığında, tekrar okur, öğrenmek için bir daha, bir daha sorar, başarıncaya kadar konunun peşini bırakmaz.

Eğer, kendine -öz- güveni varsa.

Özgüven: bebekliğinden itibaren, aile ve çevresinden sevgi, şefkat görmek, kendisine değer verilmek, aşağılanmamak, hırpalanmamaktır.

-Ve bunun hiç bir maliyeti de yoktur. Çok büyük getirisi, kazancına karşılık.

Değerli aile büyüklerimiz!

-Lütfen, bizlere birer emanet olarak verilen, “gözbebeğim!” dediğimiz, onun için (gerektiğinde) hayatımızı bile feda edebileceğimiz, insan yanlarımızdan sevgi-şefkatlerimizi esirgemeyelim, onları kişisel sorunlarımıza ortak etmeyelim…

-Çünkü onların minik yürekleri ne bunları taşıyabilir, ne de kendisine yapılanların nedenlerini kavrayabilirler.

-Hiçbir (mal-para-unvan-şöhret-keyif!) değer, bir çocuğun iki damla gözyaşının karşılığı değildir.

-Lütfen! Çocuklara kıymayınız.

www.canmehmet.com

Resim; web ortamından alınmış, alt yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..