Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Türk usulü demokrasi

Türk usulü demokrasi
 

Yıllardır evin duvarında asılı duran bir yazı vardır.

”Bu evde demokrasi geçer, herkes istediğini söyler fakat sadece söylenileni yapar”

Bu yazıyı duvara astığımda esprili bulmuştum. Bir gün ülkede ki  demokrasi anlayışının bu anlayıştan daha trajikomik bir hal alabileceğini hiç düşünmemiştim.

Her fırsatta demokrasiden bahsedilen bir ülkede,  yine antidemokratik  bir uygulamayla karşı karşıya kaldık. İnternete sansür uygulaması…

Güvenli internetle başlayan alıştırma dönemi, yerini şimdilerde ciddi bir sansür uygulamasına bırakmaya hazırlanıyor.

İleri demokrasi vaadi ile iktidar olmuş bir hükümet,  11 yıllık bir süreçte her gün biraz daha dozunu arttırarak birçok alanda antidemokratik uygulamalarla bireysel ve toplumsal düzeyde hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışıyor. Gelinen nokta, çağımız da iletişimin olmazsa olmazı olarak görülen  ” internet”e uygulanmak istenen sansür.

Sansürün TDK da ki karşılığı “ Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükümetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim”

Yani sansür; düşüncenin denetim altına alınması demek. Bu sistemde demokrasiden bahsetmek mümkün mü?

Bu ne demek?

1-İstediğinizi söyleyebilecek fakat izin verilen ölçüde ikinci, üçüncü şahıslara ulaştırabileceksiniz.

2-Toplumsal iletişimden istenmeyen düşünceler çıkartılacak.

3-Halkın düşüncelerine ket vurulmuş ve dizginlenmiş olacak.

4-Devlet her şeyi bilip denetleyebilecek.

5-İstenmeyen siteler anında kapatılabilecek.

6-İnternette gezinen herkes fişlenecek ve fişlenenler 1-2 yıl kayıt altında tutulacak.

7-Kitlesel örgütlenmenin önüne geçilmiş olacak.

Maddeleri çoğaltmak mümkün… Fakat zaten sansür uygulaması ile asıl amaçlanan bu maddelerde yeteri kadar açık.

Ya benim gibi düşüneceksin, ya da düşünmeyeceksin mantığı… Hatta mantıksızlığı…

Kapitalist sistemin dayatması olan fiziksel “tek tipleşme” yerini  “tek düşünce”ye bırakmak üzere.

”Bir ülkede herkes aynı şeyi düşünüyorsa, kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir“ der, Walter Lippmann…

Bu ülkenin getirilmeye çalıştığı nokta tamda bu olsa gerek. Herkesin aynı şeyleri düşünmeye zorlandığı, insanların düşündüklerini bırakın aktarmayı, düşünmeye bile korktuğu bir ortam yaratılmaya çalışılıyor. Çokta başarısız oldukları söylenemez doğrusu. Sesini en çok duyurması gereken yazılı ve görsel basın bile, Karagöz ile Hacivat oyunundan ibaret… Hayali denen oynatıcı kollarından tuttuğu sopaları bırakınca bakalım hangi tarafa düşecekler.

Bütün bunlar sadece iletişime getirilen kısıtlamalar… Diğer antidemokratik uygulamaların toplamından ciltlerce kitap yazılır herhalde. Ve bütün bunlar demokrasi anlayışını her fırsatta dile getiren ve demokrasi anlayışından asla taviz vermeyeceğini ifade eden bir hükümet tarafından uygulanmaya çalışılan yeni demokratik sistem.

Yani bizim evdeki demokrasi anlayışından bile daha trajik…

Sanırım buda Türk usulü demokrasi…

Keriman KESER

(Kaynak ; Change.org “internetime dokunma “ kampanyası , TDK)

 
Toplam blog
: 26
: 4022
Kayıt tarihi
: 11.05.13
 
 

Aile Danışmanı- Bireysel Danışman- Çift Terapisti- Cinsel Terapist ..