Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '18

 
Kategori
İnançlar
 

Türk ve Fin-Ugor Mitolojisinde Kutsal Dişil Ruhlar

Türk ve Fin-Ugor Mitolojisinde Kutsal Dişil Ruhlar
 

Ana tanrıça Umay Ana, Nodira İbrahim Güçsav, 2015


Türk Mitolojisinin üçlü evren tasarımı çerçevesinde her katmanda ruhlar iştirak etmektedir (Yer altı, Yerüstü, ve Göksel katlarda). Bu ruhlar dişi, erkek ve eski insanların inanışlarına göre hem erkek hem dişi cinsinde olabilmektedirler. Türk inanç sisteminde üreme, yaratıcılık, bereket, koruyuculuk, yeni doğan yada bebekleri himaye eden özellikleri dişi ruhlara atfetmektedirler. Günümüze kadar Macarların Türklerle ilişkisi konusunda çok çalışmalar yapılmıştır. Bu yazımızda her iki halkın mitolojisindeki benzerlikler dişi güçler (tanrısal varlıklar) hakkındaki inanç ve mitoslardaki benzerlikler çerçevesinde karşılaştırmalı analiz sonuçları kısaça verilmektedir. Nemeth’in tesbitlerine göre, büyük Fin-Ugor boyu ile 7-8 Türk boylarının teşekkülünden oluşan Macar halkı, kendi kültür ve inançlarında Türk unsurları taşıdığı kesindir (Akın, 1982).

Benzer bir düşünceyi paylaşan Rasonyi (1993:118), Türkler Macarların babası, Fin-Ugorlar ise anasıdır, gibi düşünceyi ileri sürüyor.

Fin halklarının mitolojisinde de uç katmanlı varoluş mevcuttur: en üstte gök ve hava tanrıları, ortada balık ve av sağlayan orman hem de su tanrıları, alt kat ise ürünlerin (besinlerin) yaratıcılığını temin eden tanrısal güçlerin mekânıdır (Baldick: 2000, 180).

Dişil ruhların ilk yaratılış mitlerinde ortaya çıktığı görülür: ağaç kültü ile bağlanan ve ya gökyüzünden inen ve hayvan kılığına giren kutsal kadınlar iştirak etmektedir: Uygur türeyiş miti, kurttan doğan ON-Boy yada Oğuz Kaan’ın eşleri örnek olabilir.

Oğel’e göre (2010:139), Oğuzlar,  yerin ve göğün butun kuvvetlerini ve unsurlarını kendilerine toplayarak tarih sahnesine çıkmışlar. Oğuz Kaan’ın eşlerinin birinin Gök Kızı birinin Göl Kızı olması, yakutlardaki Gök Ana ve Yer Ana adındaki kavramla eşleşmektedir. Altay yaratılış efsanesinde Ülgen, dünyayı yaratmayı düşünürken, sonsuz suların içinden çıkan Ana Ana (Ak Ene) adlı dişi ruh ona akıl ve ilham verir. B işte Ülgen’e yardımcı olsun diye üç tane de balık yaratır. Efsanede ‘ak Ananın buyruğu üzerine Tanrı böyle yaptı’ ifadesi vardır ki, konu acısından dikkate değerdir (İnan, 1986:33, Oğel, 2010:570).

Türklerde kadının bilgeliği ve akıl vericiliği neredeyse tüm tarihi süreçte görülmektedir.

Fin-Ugor mitolojisinde ve Umay ve Ak Ana’ya benzer işlev gören Yer Anası Kaltashch Ekva, dağ şeritli okyanus üzerinde yüzen toprağı korumak üzere Numi-Torum’a tavsiye vermiştir. Bu dişi ruh aynı anda ruhsal hayvan, veya kelebek-(totem) soyun hayvanı- olarak dişi kaz veya tavşan olarak ifade edilir. İnsanların Anası olarak bilinen Kaltasch- Ekva ‘nın çocuk doğumuna yardım ettiğine, insanların kaderini belirlediğine inanılırdı (Yurchenkova, 2011-176).

Macarların şaman dualrında adı geçen gökyüzüne ait başka bir dişi ruh: Yavuç, ulus anası olarak bilinir, Türklerin yaratılış destanlarında geçen göğün yedinci katında oturan Gün Ana’yı hatırlatır. Türk Mitolojisinde Umay Ana, yaratıcı küdrete sahip olup Türk boylarının hepsinde çeşit adlarla yaşamaktadır. ‘Umay’ kelimesinin etimolojisinde Ay Kültü, kadın rahmi ve analık kavramlarıyla ilgili açıklamalar vardır (İnayet ve Öger,2009:1184).

Beydili’ye göre, Altaylılarda yaşlıların ve çocukların koruyucu ruhu olan ‘Bayana-Payana’ adlı dişi varlık,  Umay’ın bir başka varyantıdır. Yudahin’in Kırgız Sözlüğü’nde Umay efsanevi bir kuş ve çocukların koruyucusu olarak iki anlamda verilmiştir. Sözlükte, ‘Menim kolim emes, umay anamdın eli’ deyimi verilmektedir. Aynısı Fatma Ana’nın eli olarak anılan durumlar-nesneler için geçerlidir. Aslında, İslamın kabulünden sonra Fatma Ana’ya atfedilen efsanevi özellikler-kudretler Umay inancını başka adla yaşamaya devam ettirmenin bir yolu olmuştur ((Kübra Yıldız Altın, 2016)

Türk mitolojisinin temel karakteri olan Yer Ana, Türk Dünyası inanç sisteminin hemen hepsinde görülen figürdür. Anadolu’da Toprak Ana kavramı vardır. Yakutlarda tüm bitkilerin ve hayvanların koruyucusu, bunların artmasını sağlayan dişil ruh Aan Alahçin Hatun vardır, Tatar inanç sisteminde tarlaların koruyucusu Jir İyase (beydili, 2004:280) bunlardan bir kaçıdır. Doğayı koruyan ruhların olduğu gibi, şamanların da koruyucuları vardır ve Emeget-Emegen adlı ruhlar, dişil varlıklar olarak bilinmekte ve Yer Ana’yı simgelemektedir.

Mordvin halk inançlarında evin, ateşin, suyun vs ayrı ayrı koruyucuları olan dişil ruhlar Ana Ruhu tamamlamaktadırlar. Evi koruyan Kudava ve ciftliği koruyan Yurtava’lar Türk mitolojisindeki koruyucu dişi ruh işlevini görmektedir. İnsan nasıl canlı varlıksa, Doğa’da aynı şekilde bir butun canlı varlık sayılmakta, hatta tüm cansız denilen nesnelerin de ruhu olduğuna inanılmaktadır. Fin-Ugorlar arasında bu ruhların insanların kaderini önceden bileceklerine ve bazı durumlarda etkileyip değiştirebileceğine de inanılmaktadır, düğün, cenaze vs törenlerinde, köşe taşı yerleştirirken, yeni ev inşa edilir veya taşınılırken,belli dualar, ritüeller, ayınlarda Kudava ve Yurtava’yı hatırlarlar. Türk Mitolojisinde su iyesi-su ruhunu temsil eden figür vardır, Türkler Şamanist döneminde onu kızdırmamak için suyu kirletmekten kaçınılmıştır. N.A.Alekseyev’in aktardığına göre, Tuva’da yaşayan Todjalar’ın inanç sisteminde su iyesinin kadın olduğu ortaya çıkar: ‘Tuvalı Todjalara göre, büyük nehirlerin ve göllerin bile insanlara sadece kadın vücudunda görünen ruh sahipleri vardır. Onlar balık avından önce ona kurban sunarlardı’.Kumanlarda da aynı şekilde, su iyesi uzun kollu çıplak kadın şeklinde tasavvur edilir (Hoppall, 2003:213-222). Fin-Ugor halklarında da Ved’ava adlı Su Anası vardır. Ved’ava deniz kızlarına benzer özelliklere sahiptir. Deniz kızları gibi Ved’avanın evi de sudu, insanoğlunun kaderini, üretkenliğini, tarlaların mahsül verimliliğini etkilerdi.

Türk kültürü anaerkil bir yapıya sahipttır (Çobanoğlu 2012,981-982). İye Kııl kavramı, kadın cinsinden yardımcı ruh, hayvan şeklimde tecessüm eden eş veya ruh arkadaşı olarak bilinir. Hem erkek hem kadın şamanlara da aynı şekilde-kadın olarak görünür. Bu durum şamanlığın kökeninde dişil bir karakter taşıdığı, yani ilk şamanların kadın oldukları düşüncesine yol açar (Bayat, 2010:64-65).

Türk mitolojisinin kötü dişil varlıkları: Albastı, Al Karısı, Çay Ninesi, Hal Ninesi vs gibi karakterleri de vardır (Beydili, 200:37). Levy-Bruhl, ‘İlkel Toplumlarda Mistik Deneyim ve Simgeler’ adlı eserinde, çok önemli konuya temas etmiştir: ilkel denilen anlayışta, doğa ve doğa üstü ayrı değil, aynı gerçekliğe aittir. Bu ‘katlar’ içe içedir. Bunlar insanların dünya görüşünde ayrılmış değil, farklılaştırılmışlardır. Kutsalın karşısında hem saygı duymak ve korkmak tüm insaniyetin tüm dönemleri için geçerlidir. Anlamadığı, korktuğu şeylere karşın duyulan korku, kendi için olumlu olan özellikleri iyi, olumsuz olanları kötü olarak nitelendirmekten oluşuyor. Aklımız bir bütün şeyi kavramak için sınıflandırır ve kategorileştirir. Ama ‘ilkel’, saf düşünce için buna gerek yok: onlar için her şey tek gerçekliğin parçasıdır ve bitiş ve başlangıçla ilgilenmez. Umay’ın tam zıddı olan kötü karakter (yeni doğurmuş anneler ve bebeklere zarar veren Al karısı gibi), Fin-Ugorlardaki Orman Anası Vir-Ava, kimi zaman ebe olarak yer alır kimi zaman çocuk öldüren olarak…

Bu, insan düşünce yapısının ikili yapısından (dualitik) kaynaklanan bir durumdur. 

Dr. Nodira İbrahim Güçsav

 

 
Toplam blog
: 23
: 579
Kayıt tarihi
: 24.11.18
 
 

1996 da El-Harezmi adındaki Harezm Devlet Üniversitasını tamamlayıp, Biyoloji öğretmenliği diplom..