- Kategori
- Dil Eğitimi
TÜRKÇE BİLİNCİ
"Türkçe, insan bilincinin yontup düzelttiği anıt değerinde bir düşünce ve üretme aracıdır. İlk yaratılıştaki gibi arı ve durudur. Türkçe dilbilgisi düzeninde, düşüncenin oluşumunu birim birim izleyebiliriz. O anda billur bir kovanda bal peteklerinin oluşumunu seyreder gibisinizdir.Türkçe, bir bilim kurumunun uzun tartışmaları sonucu yaratılmış gibidir. Ancak bir başına kalmış Türkistan bozkırlarında yaratılıştan kaynaklanan yasalarla yarattığı anıtı, hiçbir bilim kurumu yaratamaz. Türkçe, adı Türk olan bir ulusun aklıdır."
Max Müller
Fazıl Hüsnü Dağlarca,
“ Hangi dille yazıyorsan o dile aitsin.” diyor.
Yazarlarımızın, ozanlarımızın kaygıları dilin toplumla ilişkisini gösteriyor.Toplumumuzun ulusal kimliği yüz yılı bulmadı. Bu kimliği de başarıyla tamamlayamadık.
Atatürk’le başlayan ulusal dil kaygısı tüm toplumumuzu kucaklayamadı. Bunu başarmak, Türkçeyi ulusal kimliğimizin temel taşı bellemek dil bilincimizin gereği olacaktır. Çünkü dil bilinci toplumsal ve siyasal bir olgudur.
Uluslaşma sürecimiz tamamlandığında ortak dilimiz Türkçe tüm toplumumuzu kucaklayacak sanayi toplumu olma yolunda da dilimiz gelişecektir. Bu Atatürk’ün bizlere vermiş olduğu bir görev olarak duruyor.
Türkiye’de yaşamaktan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı olmaktan onur duyan biri olarak ülkemizin üniter yapısını, ulusumuzun dirliği ve birliğini savunmak, yaşatmak her yurttaşın görevidir diye düşünüyorum.
Bu da Türkçe bilincinin toplumsallaşmasıyla başarılacaktır.
yaşam
güneş
muştuluyor günü
gün başlıyor
varsıl kucağında doğanın
duyar sabahı
kurt kuş insan
yinelenmez dünde kalan
her gün yaşanan
türkay korkmaz