Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '15

 
Kategori
Güncel
 

Türkçe de mi gonuşmıyak? ;)

Türkçe de mi gonuşmıyak? ;)
 

Türkçe de mi gonuşmıyak? ;)


Kadınlar Basketbol Süper Ligi'nde Adana Botaş'ın GS'yi yendiği maçın ardından son günlerin en komik olaylarından biri yaşandı. "Komik" diyorum ama aslında hiç de komik değil. Bu, bir "dram". ;)
 
Olay şöyle gelişiyor... Adana Botaş, GS'yi yeniyor. Evet, yeniyor. Vurgulamamın olayla bir ilgisi yok aslında. Fenerbahçeli olduğumdan GS'nin yenilmesi hoşuma gittiği için bir daha yazmak istedim. ;) Tamam kızmayın, şaka yaptım... Üstüme gelmeyin, bir de İngilizce yazarım GS'nin yenildiğini! Sonuçta İngilizce biliyorum. Gerçekten TRT muhabirinin İgilizcesi ile kıyaslayınca Kraliçe Elizabeth'i tavlayacak kadar İngilizce biliyormuşum hissine kapılıyorum... ;)
 
Maçın ardından İngilizce bilmemesi dışında her halinden TRT muhabiri olduğu belli olan beyefendi, Yunan oyuncu Evathia Maltsi ile röportaj yapıyor. Daha doğrusu buna niyetleniyor. İşte bu niyetle,
 
"Evet Maltsi, tebrikler Galatasaray'ı yendiniz..." diyor tabii Türkçe. Hem de öyle bir havayla söylüyor ki sanki konuşan TRT'nin İngilizce bilmeyen muhabiri değil, Karamanoğlu Mehmet Bey... Maltsi ise acımasız, kesiyor hemen. "English (İngilizce)" diyor. Hayır, sanki babadan İngiliz hanımefendi... Oysa Yunan. Belli ki İngilizcesi ile hava atmak istiyor (!) Bu cevap karşısında adeta TRT muhabiri kalakalıyor. "Okey, okey, thank you! (Tamam, tamam, teşekkürler) Hakan söz sende." diyerek röportajı bitiriyor. Ve belki de dünyanın en kısa röportajını yapmanın şerefine layık oluyor. ;)
 
Şimdi olaya farklı bakış açılarından bakmaya çalışalım... Birincisi TRT böyle bir personeli nasıl çalıştırabiliyor? Yani böylesine kurumsal bir kurumda "I go, you go, we go!" diyecek kadar dahi İngilizce bilmemek de ne demek? Kurum TRT olunca Türkçeden başka dile ihtiyaç duyulmuyor mu? Yoksa bu kadar ""dil"siz olunca Türkçenin yüceltildiği mi sanılıyor?
 
Olan olmuş, TRT dil bilen binlerce işsiz insan varken "dil bilmeyen" bir muhabiri işe almış diyelim... Ev hanımlarının bile "Bir yerde lazım olur!" deyip İngilizce kurslarına yazıldığı bir dünyada, koskoca TRT muhabiri kendini geliştirmekten nasıl bu kadar uzak olabilir?

Hadi onu da anladık. Yahu mübarek, karşındaki sporcunun yabancı olduğu belli... Ne sanıyordun? Sular seller gibi Türkçe mi konuşacaktı seninle? Hiç mi düşünmedin onun da seninle aynı kafada olabileceğini? Gerçekten düşünsenize onun da İngilizce bilmediğini... Allah muhafaza el kol hareketiyle anlaşmaya çalışırken bir Türk Yunan harbi çıkardı herhalde! ;)
 
Son olarak olaya "Herkes İngilizce bilmek zorunda mı?", "Adam TRT'de çalışıyor, BBC'de değil!", "Türkçe konuşmak ne zamandan beri suç oldu?" bakış açısıyla yaklaşanlara değinmek istiyorum... Elbette ki her Türk, Türkçe konuşmayı bir şeref sayar... Ancak Türkçenin yanında başka dil ya da diller bilmek, gerektiğinde bu diller yardımıyla iletişim kurarak işimizin gereğini yerine getirebilmek Türkçeyi alçaltmaz. Kaldı ki bu olayda bilinçli bir tepki yok. Bir acizlik var. Koskoca TRT muhabirinin içler acısı durumu var.

Elbette ki kimsenin ekmeğinde gözümüz yok. Kimsenin ekmeğinden olmasını istmemem. Şahsen tek isteğim, herkesin kendini geliştirmeye açık olması. Her şeye rağmen ümidim var. Çünkü normal şartlarda TRT muhabirinin "Türkçe de mi gonuşmıyak?" başlıklı bir açıklama yapması, TRT'nin de muhabirini savunması gerekiyordu. Kaç gün oldu hâlâ ses yok! ;)

Şaka bir yana... Ülkemizde yüz binlerce genç ve donanımlı insan var ki KPSS engeline takılıyor. Ve onların yerine en basit donanımlardan dahi yoksun insanlar çok "kıyak" kadrolarda bulunuyorlar... Biz ise elimizden bir şey gelmediği için, umarsız, gülüyoruz ağlanacak halimize!

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..