Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Türkçe ezan okumayan Hint Müslümanı mahkemede ne dedi?

Türkçe ezan okumayan Hint Müslümanı mahkemede ne dedi?
 

Tarihsel Tavaf için Müslüman İllüminati Kitabını seçin ve okuyun...


Yıllar önceydi. Ankara'da bir Cuma namazı çıkışında yüzü esmer yaşlı bir amcayla sohbet ediyorduk. Ona Pakistanlılara çok benzediğini söyledim. İhtiyarla cami çıkışı bir bankta oturduk ve sohbet ettik. 

Babası Hint müslümanıymış, o zamanlarda Pakistan Hindistanla birleşik Britanya Hindistanı nı oluşturuyormuş. Çanakkale savaşında gencecik fidan gibiyken Britanya Hindistan'ından yani bugünkü Pakistan ve Hindistan'dan Türkiyeye savaşmak için getirilmiş. İhtiyar amcanın Babası olan bu genç İngiliz ordusunda kime karşı savaşacağını bilmeden Osmanlıya karşı savaş desteği için getirilmiş. Tabi, zeki ingiliz dehası ve stratejisi ne söyleyecek? 

Kendi ordusunda ki başlarında ingiliz komutan bulunan ingiliz, avustralya, yeni zelanda birliklerine "Türklerin yamyam olduğunu adam yediğini sakın ola teslim olunmaması gerektiğini" teslim olmasında savaşsınlar diye söylemişler. 

Ya başlarında Britanya Hintlilerinin bulunduğu HİNDU komutanlar; Hindu ve Müslümanlara ne demiş ( Her birliğin karışık olmaması dehasını ve ayrıntısını gözden kaçırmayın lütfen) 

"Sizleri son derece zalim ve berbat bir halka (Türkleri kastediyor) karşı onların yaptıkları zulmü durdurmak için savaşa getirdik" diye Hintli müslümanları kandırıyorlar, adamlar nereye geldiğini ne bilsin başlarında hintli komutan başlıyorlar bahar aylarının sisli yağmurlu havasında savaşa. 

İngilizlerin hesap edemediği bir şey olmuş savaşta. 

Bu savaşta Osmanlı ordusu savaşın olmadığı Cuma günü (Pazar günü) ve sabahları namaz vakitlerinde arapça ezan okuması işin rengini değiştirmiş

Fransız birliklerinde Cezayir kökenliler değil ama İngiliz birliklerindeki Pakistanlı ve Hindistan Müslümanları arapça ezanı duyunca müslümanlara karşı savaştırıldıklarını anlayarak kaçmanın planlarını yapmaya ve firar edip Osmanlı ordusuna zaiyatsız sorunsuz katılmayı planlamışlar. Aradıkları fırsatı bulup Osmanlı ordusuna onbinlerce Pakistanlı ve Müslüman hintlilin katılması savaşta dengeleri alt üst etmiş. 

Kara kuvvetlerinde Osmanlı ordusuna katılan bu yeni askerler korkusuzca ve can siperhane Osmanlı müslümanları için savaşmışlar. 

İşte bu savaşlardan sonra Osmanlı ordusuna katılan gazi olan Britanya Hint müslümanlarının Türk vatandaşı olup Türkiyede kalmışlar. Bugün bu insanlardan ne bahsediliyor nede mezarlarını bile yoklayan oluyor. Bu tam bir belgesel konusu. Çanakkale ile ilgili herşey anlatıldı ama bu olay gizlendi. Çünkü bu olay bir çok şeyin üzerini açmakta, sorgulatmakta. Düşünen beyinler bunu bulur ama kör şoven beyinler hiç bişi anlamaz bu yazdıklarımdan. Zaten şovenlerin gözleri vardır görmez kulakları vardır duymaz. 

Neyse dönelim bizim bey amcanın babasına, babası Modern Türkiye kurulduğunda imam olmuş, zaten dindar bir adammış. (Hint ve Pakistan Müslümanları son derece dindardır-Türkiyeyi çok severler-Pakistanın kurucusu M.A Cinnah Abdulhamit'in yetiştirdiği Osmanlı ajanı olduğunu sonradan ikinci dünya savaşı akabinde Amerikalı müttefiklerimizin Osmanlı arşivlerinde yaptıkları araştırmalarda kayıtlardan ortaya çıkacaktır-Ziya Ülhak'ın Uçağını niye düşürdüler sanıyorsunuz? Cinnah ve Ülhak arasında kopmaz bağ vardı-Bugün bile Pakistan halkı Türkiye'ye kopmaz bağ ile bağlıdır, bu M.A Cinnah yüzündendir)... 

Lakin bir sorun vardır, İhtiyar amcanın imam babası Türkçe ezan kanunlaştığı halde bir türlü okumaya yanaşmaz. Sonunda Türk vatandaşı Pakistanlı bu imam mahkemeye sevk edilir. 

Hakim sorar, "Neden Türkçe ezan okumuyorsunda arapça ezan okumakta ısrar ediyorsun?" 

İhtiyarın babası Türk vatandaşı Pakistanlı bu İmam cevap verir,  

"Hakim bey, " diye söze başlar "Ben Çanakkaleye savaş için gelen Britanya ordusunun bir askeriydim, birliğim Britanya Hindistanı birliği idi ve bizlere Müslüman Osmanlı halkıyla Türk kardeşlerimizle savaşacağımız asla söylenmedi" der 

Sözedevam eder. 

"Biz savaş başladığında okunan arapça ezanların Düşmanlırımız sandığımız Osmanlılardan geldiğini duyunca kaçıp Osmanlı ordusuna katıldık. Şayet ogün Türkçe ezan okunsaydı Allah korusun biz bişi anlayamayacak ve belkide siz kardeşlerime karşı savaşırken ölecektim" 

İşte ihtiyardan duyduğum bu hikaye benim tüylerimi ürpertti ve İngiliz emperyalizminin ne kadar detayçı ve zeki olduğunu bir kez daha anladım. 

Lozan da bize dayatılan ve bizimde mecburen zor kazandığımız bu bağımsızlığı alabilmemiz için kabul ettiğimiz bir gerekçeydi "Türkçe Ezan" Batı o ezan yüzünden Çanakkalede koskoca Britanya ordusunun bölündüğüne şahit oldu. 

İşte bu yüzden ben, İnsanın Camilerde ana dilde hutbe dinlemesi yanlısıyım bu insanın en doğal hakkı, hatta arapça bilmiyor ve ezberleyemiyorsa kendi ana dilindede namaz kılabileceğini zaten İmamı azamdan biliyoruz ammmaa, emperyalistlerin oyununa gelip Arapça Ezan gibi artık Marmaris'e gelen Turistlerin bile anladığı ( hatta bazıları inanılmaz huşu duyup müslüman olmakta ) bildiği evrenselleşmiş bir çağrının Anadile cevrilmesine karşıyım. Düpedüz BATI oyunlarını, İngiliz emperyal çıkarlarını dikkate almamaktır bu durum.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Kürçe meal ve tevsir çıkarmakta çok geç kaldı. Nüfusumuzun Kürt kökenli kardeşlerimizin çoğunlukta olduğu Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Van vb gibi doğu ve güney doğu anadoluda mutlaka Kürt kökenli imamlar kürtçe olarak Cuma hutbesi vermelidirler. Bu oradaki Kürt kökenli kardeşlerimizin da en doğal hakkıdır. Bu yapılmadıkça şoven oyunlar daha çok maya tutacaktır. Asıl bölünme noktası burasıdır, zira bu toplumu hala bir arada tutan en kuvvetli etken Vatandaşlık değildir, inançtır. 

Bugün şayet şovenizm Ezanların Türkçe ve Kürtçe okunması saçmalıklarına kadar ilerlemişse bundan derhal dönülmelidir. Burada yapılmaya çalışılan şey, Kürt müslüman halkla Müslüman Türk halkı arasında duygusal kardeşlik bağının özellikle dindar Kürt ve Türk gençleri arasında kırılması çabasıdır. 

Eğer bizler beraberce huzur içinde yaşamak istiyorsak, Adaletle ve Ayrımcı gözlüklerimizi çıkararak bakmalıyız olup bitene

Tercih bizim, ya var olan realiteyi görüp Huzur ve Çatışmanın önüne geçebilecek Adil ve Demokratik Anayasayı derhal ilan edeceğiz yada bu çatışmalar devam edip boş yere bir çok anne evlatları için ağlamaya devam edecek.... 

 

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..