Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Türkçe'nin bugünkü hâlinden kim sorumlu ?..

Türkçe'nin bugünkü hâlinden kim sorumlu ?..
 

net'ten..


Yeni Türkçemiz, herkese hayırlı olsun...

Avrupalılaştık sonunda...

' Yeni konjenktür gereği, bodyguardlarını, part-time çalışmaya empoze eden securıty dizayneri, Satılmış Ağabey, gelen adisyonu save etmek isteyince, 'Muzaffer Don Kişot' nicknameli, Cabir Bey'in, prezantasyon görevlisi partneri ve driveri tarafından illegal modunda ajite edildi.'

Ne kadar ilginç bir cümle değil mi ?..Satılmış, Cabir ve Muzaffer dışındaki sözcükleri sular-seller gibi bir çırpıda algılayıveriyoruz...

Olacak o kadar...

Çağ atlıyoruz habire...( Bugün öğrendim diplomalı işsizlerin sayısı 8 milyona dayanmış )

Eğitimde, sağlıkta devrim üstüne devrim !..( Dün bir dostum anlattı... Diplomalı işsiz genç, 'GSS borcun var !..' ve paran yok diyerek hastanede tedavi edilmemiş .. Cumhuriyet tarihinde bir ilk ve bir rezalet bu !..)

.....

Neyse.. Biz konumuza dönelim...

Fransa'da çöpçüler bile,' Fransızca ' konuşuyorlar...

Pakistan'da, yaşlı çöpçülerin ana dili:İngilizce...

Tüm Afrika ülkelerinde, tam tam çalan yerliler bile iki dil biliyorlar.

Sömürge ülkelerinin, sömürüldükleri ülkelerin dillerini bilmeleri ne kadar doğal değil mi ?..

Şimdi, bazı işgüzarlar çıkacaklar ve bana yazacaklar...

' Hocam, Fransa'da çöpçülerin bile Fransızca konuşmasından daha doğal birşey olabilir mi ?..

Evet !..Ayrıntılı yanıt vermeye artık fazla zamanım yok !..

Kağıt üzerinde emekli olalı 7 yıl oldu; ama eski günlerimden daha yoğun çalıştığımı buradan açıklamalıyım... Üzgünüm; yazmadan da yapamıyorum...

Sırası gelmişken özetle şunu belirteyim ;özellikle mirasyedici savurganlaradır mesajım :

Mustafa Kemal'in Anadolu İhtilal'i gerçekleşmemiş olsaydı; bugün 6-7 ayrı dil konuşan ve birbirini tanımayan, parçalanmış bir Anadolu olacaktı...

Bugünkü TRT belgesel proğramımda da bu konuyu işledim... Yakında linklerini vereceğim ve ayrıntılı yazacağım...

............

Türkçemizdeki  yozlaşma hareketi; özellikle iyi örnek olamayan ve konuşmalarında sıkı sık yabancı sözcükleri araya sıkıştırmayı 'Aydın becerisi ' sanan siyasetçilerimizin de gayretiyle başarıyla (?) sürüyor.

Prof.Dr.Hamza Zülfikar anlatıyor:

'Hâlâ ortaöğretimde Fransızca apostrof (apostrophe), parantez (parenthèse) terimleri geçiyor. Kesme, kesme işareti, kesme imi veya ayraç terimlerini kullanmayan, kitabında apostrof, apostrof işareti, parantez işareti terimlerini kullanan bilginimizi bu tutumundan dolayı kınıyorum.

Yükseköğretimde ablatif (ayrılma durumu), akuzatif (yükleme durumu), ekvatif (eşitlik durumu), analoji (benzeşme, benzetme, örnekseme, örnekleme), metot (yöntem), semantik (anlam bilimi), nüans (anlam inceliği) gibi terimleri tercih eden Türk dili öğretim üyelerinin bu tutumuna bir anlam veremiyorum.

Cumhuriyet Döneminde “küre biçiminde” anlamındaki küreyvi kelimesiyle yapılmış olan eski küreyvi hamra, küreyvi beyza terimleri yuvarlamak fiilinin kökü olan yuvar kelimesinden yararlanarak alyuvar, akyuvar biçiminde karşılandı ve bitişik yazıldı.

Eski terimdeki hamra kelimesi al; beyza ise ak sözünün çevirileridir. Vücut sıvılarında bulunan yuvarlak hücreler için verilmiş olan bu adlara bakıp ve küre sözünü dikkate alarak Fransızca atmosfer (atmosphere) için de hava yuvarı karşılığı bulunmuş.

Ne yazık ki bu uygun ve kurallı karşılık yayılmadı. Şimdi yayın organlarında hava durumunu bildirenler hava yuvarı diyebilme cesaretini gösterebilir mi?

Müdürleri buna izin verecek mi? Sanmıyorum.
Bugün de kullandığımız Arapça kökenli faal, faaliyet için Türkçede etkin, etkinlik biçiminde iki öneride bulunulmuştur.

Etkin ve etkinlik uzun bir süre özellikle bilim dallarında kullanılmaya başlandı. Ama ne oldu da faal, faaliyet ile etkin, etkinlik, yerini son yıllarda aktif, aktivite’ye bıraktı?

Bilim dallarında kullanılan bir de etkincilik terimi var. Onun yerine de aktivizm geçmeye başladı.

Burada gözden kaçırılan bir durum bulunmaktadır. Bulunan bir karşılık onun türevlerini de davet ediyor.

Etkin, etkinlik, etkincilik, etkinleşmek, etkinleştirmek türevleriyle dil zenginleşiyor, ihtiyaçlar Türkçe olarak karşılanabiliyor. Aktif rol oynadı yerine etkin rol oynadı derken herhangi bir anlam kaybı olmuyor.''

.........

Türk Dil Kurumu, eski işlevini yitirdi..

İllerde şube bile açamadılar...

Merhum Cahit Külebi'nin TDK Genel Yazmanı olduğu, muhteşem Türkçe Çalıştay Günlerini anımsıyorum da...Hey gidi Türkçe hey !..Ne hâle geldin ?.. Öksüz kaldın...

........

Türk Tarih kurumu da ne iş yapar bileniniz var mı?..

Ankaradaki birçok bakanlık koridorlarını, gidin gezin de görün, çoğunda avlanacak sinek bile kalmamış...

Binlerce bürokrat, branşlarında, muhteşem bir kalkınma projesi hazırlama peşindeler..

......

Hayret !.

Hep eskiyi yâdederek yaşamak zorunda mıyız ?..

(Bitti )

.....................

 

TRT proğramlarımdan:

 

http://www.dailymotion.com/video/xhs3dw_mesut-selek-trt-1-bolum_creation#.UMNyFqz76mk

 

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..