- Kategori
- Dil Eğitimi
TÜRKÇE'NİN YATAY DİKEY İŞLEVİ
Türkçede yapım eklerinin ad ya da eylem türetmesi Türkçenin yatay işlevi olarak adlandırılabilir. Türetilen adlar, kullanımlarda önad, belirteç olarak görev alabilirler.
Türkçe, dilbilimci Noam Chomsky’nin dediği gibi “dilde yaratıcılık” özelliğine sahip bir dildir. Sözlüksel gücü sınırlı olan Türkçe yaratımlarla yeni anlatımlara ulaşıyor. Bu da dilin dikey işlevidir. Böylece sınırlı sayıda sözcükle sınırsız anlatım elde edebiliyoruz.
Türkçenin yatay, dikey işlevini örnekleyebiliriz.
yaşam
güneş muştuluyor günü
gün başlıyor
varsıl kucağında doğanın
duyar sabahı kurt kuş insan
yinelenmez dünde kalan
her gün yaşanan
*
vapurda
kalkan mendiller
köpük
çaycı renk satıyor
yol boyu umutlar
düş satıcıları
giriyor ağzıma
yakın oluyoruz
*
İçdeniz
gülümseyişleri ayrımsıyor
giz ses
kahkahalar doluyor kuşevim
gün uzuyor
yaşam buz çağında
taşır başka denizlere coşkuları
yeşerir yürek
kentin yoksun vitrinleri habersiz
*
istenmeyen
güneşle öpüştüler
korkuları yoktu
günün dayattığından
kısalıyordu ardında güz
siyah beyaz kedisi
yalanıyordu
avuç içlerini
güç olan ayrılıktı.
Şiirlerde koyu yazılan sözcüklere bilinen anlamları ötesinde yeni yan anlamlar yüklenmesi dilin dikey gelişimine örnek olarak gösterilebilir. Sözcüğün yapım ekleriyle anlam kazanması, çekim ekleriyle işlevini çoğaltılması da dilin yatay gelişimidir.