Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '19

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Türkçede Sözcük

Sözcük, anlatımın en küçük birimidir. Tek başına anlamlı olan (kavram birim), olmayan (görev birim) sözcükler tümce içindeki kullanımlarıyla gerçek kimliklerini ortaya koyar.

. Anlamı ya da görevi olmak,
. Dil, daha doğrusu söz içinde tek başına kullanılabilmesi,
. Bir ses birleşiminden oluşması,

Sözcük, anlamı ya da görevi olup dil içinde tek başına kullanılan ses birlikleridir.

Çağdaş dilbilimci Ferdinand de Saussure sözcük bir göstergedir diye adlandırır. Bu göstergede gösteren gösterilen olmak üzere birbirine iyice kaynaşmış iki öğe bulunmaktadır.

Nesneler soyutlanarak göstergelere (sözcük) dönüşür; göstergede bulunan gösteren, sözcüğün duyumsal yönünü, gösterilen ise iç yönünü karşılar.
Örneğin, “t, a, ş ; ç, i, ç, e, k ; s, e, v, g, i” ses dizileri gösteren; bunların zihindeki tasarımı ise gösterilendir (kavram).

Göstergeyi her dilde değişik ses dizisi karşılar.

“Sözcükle nesne arasında sesçe bağıntı yoktur.” (Doğan Aksan, Anlambilimi ve Türk Anlambilimi)

Örneğin, Türkçede “çiçek”, Fransızcada “fleur”, İngilizcede “flower”, Almancada “blume”... vb.
Bu göstergenin nedensizliği olarak adlandırılır.
Ancak,
“şırıl şırıl" (su), "vu vu" (rüzgar) vb. sözcükleri nedensizliğe aykırı örnek oluşturmaktadır.

Ancak bir göstergenin (sözcük) duyumsal yönüyle (gösteren), kavramsal yönü (gösterilen) arasında köklü bir bağ vardır.

Örneğin, “çiçek” sözcüğünü duyunca zihinde nesnelerin tasarımı olan kavram oluşur.
Bunun tersi de olabilir.
Doğada çiçek nesnesini görünce çiçek sözcüğünü anımsarız.
Görülüyor ki, “çiçek” sözcüğü, “çiçek kavramı” nı; “çiçek kavramı” da “çiçek” sözcüğünü çağrıştırıyor.

İşte, gösteren ve gösterilen arasında böylesine sıkı bir bağ vardır.
Bu bağlantıyla kişiler arasında anlam alışverişi olan iletişim gerçekleşir.

İletişim, gönderici-ileti-kanal-alıcı öğelerinin birlikte oluşturdukları bağlamda (ortam) anlam kazanır.

Kişiler arasındaki bu etkileşim gönderici ile alıcı arasında dönüt öğesine dönüşür.

İletişim öğeleri; kim, ne (gönderici), neyi (ileti), nasıl (kanal), kime, neye (alıcı) sorularıyla adlandırılabilir.

İnsan, iletişimi dilin şu işlevlerinden yararlanarak gerçekleştirir:
göndergesel,
kanalı kontrol,
dil ötesi,
alıcıyı harekete geçirme, şiirsel, heyecan bildiren.


Dilde somut kavramlar, soyut kavramlardan; özel kavramlar da, genel kavramlardan önce gelir.
Örneğin, “meyve”,“elma, armut, şeftali... vb.” varlıkların ortak adıdır. Bundan ötürü, “elma, armut, şeftali” gibi kavramlar var olmadan, “meyve” genel kavramı oluşamaz.
Aynı zamanda; “elma, armut, şeftali” somut, “meyve” ise soyut kavramdır.
Kısaca, “elma, armut, şeftali” somut ve özel; “meyve” soyut ve geneldir.
İşte kavramların önceliği bu sıralamaya dayanır.

Dilde kavram bildiren sözcüklerle nesne, biçim, olgu, durum ve devinimler dilde anlatım bulur.

Kavram bildiren sözcükler dilin temel sözcükleridir. Dil içinde tek başına kullanılabilirler.

Sözcüklerin bazıları ise temel kavramı yansıtmazlar.

Buna göre dilde sözcükler ikiye ayrılır:

. Kavram Bildiren Sözcükler

.. AD
Önad
Belirteç
Adıl


.. EYLEM

. Yardımcı Sözcükler

.. İlgeç
.. Bağlaç
.. Ünlem

Sözcük türlerini yaptıkları işlevlerden dolayı şöyle de adlandırabiliriz: *

. Asıl sözcükler
.. Ad
.. Eylem

. Uydu Sözcükler
.. Önad
.. Belirteç

. Gölge Sözcükler
.. Adıl
.. Ünlem

. Söz Ulakları
.. İlgeç
.. Bağlaç
 

 

  • * Sıddık Akbayır, Cümle ve Metin Bilgisi, Peyem Yayıncılık 5. Baskı
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..