Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '12

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Türkçede adlandırma

Türkçede adlandırma
 

TÜRKÇEDE TARTIŞMALI KONULAR,TÜRKÇE- EDEBİYAT ÖĞRETİMİ SEMPOZYUMU, EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARI,3 MAYIS 1997


Türkçede anlam, anlatım dilin işlevini kapsar.Anlam , anlatım şu başlıklar altında ele alınabilir:

1.Metin / bölümce   (paragraf)

2.Yargılı anlatım / tümce

3.Yargısız anlatım / belirtme öbeği

4. Sözcük

Türkçe adlandırmada bu sıralamayı izlemeliyiz.

 

METİN / BÖLÜMCE

            Anlatım,  söz ya da yazıyla gerçekleşir. Her dilin anlatım düzeni ayrıdır. Bu bakımdan Türkçe duyup düşünmek, Türkçe anlamak, Türkçe söyleyip yazmak Türkçede adlandırmayı gerektirir.

Örneğin,

Halkın sevgisi / zaman zaman / doğruluğa ve bilime aykırı yollar tutuyor tutmasına; halkın gerçek düşmanlarını dost gördüğü oluyor olmasına. Yürekler acısı bir gerçek bu.”

                                                                                            (  Sabahattin Eyüboğlu,Mavi ve Kara, 94’ten )

Bu bölümcede iki yargılı anlatım, bu anlatımın içinde de belirtme öbekleri yer alıyor. Bölümcede üzerinde durulan “sevgi” yazının konusu, Yazarın kavratmak istediği “Sevgi, halkı aldatışlara yöneltiyor.” yargılı anlatımı ise yazının anadüşüncesidir. Ayrıca anadüşünceyi destekleyen, “Halk, gerçek düşmanlarını dost görüyor.” “Bu  algılama üzülecek bir durum.” “Halk bilime aykırı doğru olmayan tutumlar sürdürüyor.” tümceleriyle anlatılanlar da yardımcı düşünceler olarak adlandırılır. Yazar, konusunu gerçekleşebilen yönde ele almış. Konunun bu yönü görüş açısı olarak değerlendirilir.

İşte, bir metni / bölümceyi anlamca, “konu, anadüşünce, yardımcı düşünceler, görüş açısı” olarak adlandırmış olduk.

Türkçe anlatımda adlandırmayı tümce / yargılı anlatım, belirtme öbekleri / yargısız anlatım, sözcük, boyutunda sürdürelim.

TÜMCE

Tümce ya da yargılı anlatım sözcüklerin bir yüklem çevresinde öbeklenmesidir. Sözdiziminin üst birimidir. Yalın, bileşik anlatım özelliği gösterir.

           1Halkın sevgisi zaman zaman

                            ööb                 btöb

    doğruluğa ve bilime aykırı yollar   tutuyor.

                         bsiznöb                              y

 

           2Yüzyıllar boyunca dilimiz,

                    btöb                        ö  

  onlar / ö

              blin           y                              btöb

            ---------  ------------            -----------------------------

          Türkçeyi sevmeyenlerin / inatçı tutumları yüzünden

                                   btöb

            --------------------------- / -------------------------------

                    yan tümce                      temel  tümce

 

                başka diller karşısında yenilgeye uğramıştır.

                        dtöb                                             yöb

                                                                                   (  Ahmet Miskioğlu, Yazınımız, Dilimiz  s. 12  )

Her iki tümcede yer alan sözcük, belirtme öbekleri yargılı anlatımda değişik görevler üstlenmişlerdir. Bu görevler tümceler üzerinde gösterildi.

Sözcükleri, belirtme öbeklerini görevleri, türü yönünden belirlemek bir biçimsel adlandırmadır.    Aynı biçimsel adlandırmayı tümcede “yapıca, yüklemin yeri, yüklemin soyu, anlamca” olarak da sürdürebiliriz. 

1. Tümce

Yapıca   : yalın

Yüklemin yerine göre  : kurallı

Yüklemin  soyuna göre : eylem

Anlamca : olumlu

                2. Tümce 

Yapıca   : bileşik

Yüklemin yerine göre  : kurallı

Yüklemin soyuna göre : ad

Anlamca : olumlu

Yalın, tek yargı bildiren; bileşik, birden çok yargı bildiren; eylem, yüklemi eylem olan; ad, yüklemi ad olan; kurallı, yüklemi sonda olan; devrik, yüklemi sonda olmayan; olumlu, yargı gerçekleşmiş ya  da gerçekleşebilir; olumsuz, yargı gerçekleşmemiş ya da gerçekleşmeyebilir. 

Tümceyi adlandırdıktan sonra sırasıyla  tümce içinde yer alan belirtme öbekleri ve sözcük üzerinde duralım.

BELİRTME ÖBEKLERİ

Ad soylu sözcüklerin kavramlar arası ilişkilere dayanarak bir yüklem olmaksızın doğrudan doğruya kendi aralarında oluşturdukları öbeklerdir. Bu öbekler yargısız anlatımlardır. Sözdiziminin alt birimidir.

Bu dil birimi kavramları açıp genişletir, belli eder. Kimi öbeklerde (bağlaç öbeği) öğelerden biri diğerinin anlamını etkilemez.

Her belirtme öbeği bir bütündür; tek sözcük gibi işlem görür.

Dilimizde belirtme öbekleri genel başlığı altında yer alan yargısız anlatımları  şöyle adlandırabiliriz:

1 . İyelikÖbekleri :     

Ad Tamlaması ,

Adıl Tamlaması

 2. Niteleme Öbekleri

Önad Tamlaması

San Öbeği 

Sayı öbeği,

Belirteç Öbeği 

3. Çekim Öbekleri :     

Ad öbekleri,

İlgeç Öbeği 

Eylem Öbeği

4. Bağlaç Öbeği

5. Ünlem Öbeği.

 6. İkileme Öbeği

 halkın sevgisi : belirtili ad tamlaması

İki ad, yeni bir adı, öbekleşerek özel bir anlatımla üstlenmiş. 

halk sevgisi : belirtisiz ad tamlaması

Bu öbekleşmede özel değil genel bir anlatım söz konusudur.

Yukarıda sıralanan “ad tamlamaları” birer “iyelik öbeği”dir. İyelik öbekleri (ad, adıl tamlamaları) belirtme öbeği içinde yer alır.

benim evim , senin evin, bizim yurdumuz : adıl tamlaması

Ad tamlamasında birinci öğe (tamlayan / belirten) adılsa bu iyelik öbeği adıl tamlaması olarak adlandırılır.

zaman zaman

      iöb

doğruluğa ve bilime  aykırı yollar

Bu örnekte iç içe öbekler yer almış.

doğruluğa ve bilime : bağlaç öbeği  (bağöb)

doğruluğa ve bilime  aykırı : ad öbeği (aöb)

doğruluğa ve bilime  aykırı yollar : önatam

 

yürekler acısı bir gerçek

öna                               a

            önatam

 

yürekler acısı

bten          blen

     bsizatam

 

bir gerçek

öna         a

önatam

Örnekte tamlamalar iç içe yer almış.

            Yürekler acısı bir gerçek

             bsizatam             önatam       

            önatam                                    

Karma tamlama, önad ve ad tamlaması iç içe yer almış.

Örnek birinci tümcede yer alan  “ doğruluğa aykırı, bilime aykırı” ad öbeği olarak gösterilmişti.  Bu örnekte olduğu gibi durum  ya da iyelik eki almış adın  bir başka adla - önad göreviyle kullanılmaya elverişli - oluşturduğu öbeği ad öbeği olarak adlandırırız.Bu öbekçekim öbeği içinde yer alır.

Ad Öbekleri :

1.Yönelmeli Ad Öbeği

bilim-e, doğruluğ-a aykırı, yaşam-a sevdalı

2.Kalmalı Ad Öbeği

 yük-te hafif, beş-te beş, paha-da ağır

3.Çıkmalı ad Öbeği

özgürlük-ten yoksun, konak-tan büyük

4.Belirtmeli Ad Öbeği

 elli-y-i aşkı, yetmiş-i geçmiş

5.Katılmalı ad Öbeği

 beni-im araba, sen-in kız

Bu ad öbeği iyelik öbeklerinden gelmedir.Birinci öğe iyelik ilgisi kurma özelliğini yitirmiş.

6.İyelikli Ad Öbeği

 ağz-ı küçük, çene-s-i düşük

İyelikli ad öbeği iyelik eki almış bir adla önad niteliğinde yalın bir addan oluşur. İyelikli ad öbeği  önad tamlamasının ters çevrilmişine benzer. Örneğin, küçük ağız, düşük çene vb. İyelikli ad öbeği, anlatım değeri bakımından “-li” eki almış önad tamlamasına denk düşer. Örneğin, küçük ağızlı, düşük çeneli vb.

Cahit Külebi’nin bir şiirine kulak verelim  Şiire geçmeden “kulak verelim” belirtme öbeğine bakalım. Bu belirtme öbeğinde ad (kulak)  ile eylem (ver-) öbekleşerek  eylem öbeğinioluşturmuşlardır. Bu eylem öbeği çekim öbekleri içinde yer alır. Öbekte sözcükler değişmeceli anlamda kullanılarak deyimleşmişlerdir.Çekim öbeği, ad, eylem, ilgeç bir adla öbekleşerek oluşur. Örneğin, can-a yakın (ad öbeği), bana göre (ilgeç öbeği), kulak ver- (eylem öbeği)

Şimdi şiire kulak verebiliriz :

 

Bir mavi balon mudur yaz?

İçi sevi dolu yolculuk.

Kurtar beni artık ey çocuk!

Dişleri paptyadan beyaz.

 

Şiirin son dizesinde iç içe ad öbeği yer almıştır.

 

dişler-i papatya-dan beyaz

     ia                   önanita

               iaöb

 

papatya-dan beyaz

   ça                  önanita

            çaöb

  

bir mavi balon

öna               a

    önatam

 

mavi balon                 ey  çoçuk

öna           a                ün          a

    önatam                   ünöb

 

bir mavi balon : zincirleme önad tamlaması

Önad tamlamasında sözcükler tür olarak addır. Adlar niteleme ve belirtme işleviyle birbirinin önünde yer alır. Böylece önad tamlaması oluşur. Önadlar yaptıkları işlevden dolayı önad olarak adlandırılır. Önad adın önünde yer alan addır. Belirtme öbeklerinde yer alan sözcükler gerçek anlamda kullanılmıştır.

Örneğin,

Güzel, ne güzel olmuşsun / ne güzel     

  ad          belirteç                   ni b     n b

                                         böb

  

güzel kızlar                güzeller

öna           a                   aöna       (adlaşmış önad)

önatam

Doğrudan bir varlığı karşıladığı için “ güzel ”  addır.

 

Adlaşmış önad kullanımı ad olan önadın ada dönüşü anlamındadır. Önadların ad olduğunu biraz önce belirtmiştik.

Önad görevli sözcük “güzel ”,  eylemi belirtince belirteç olarak adlandırılır. Nitelik belirteci “güzel” nicelik belirteci  “ne”  ile de güçlendirilerek belirteç öbeği oluşturmuş.

yüz  beş      :   100+5=105    

bs     ks

  söb

Sayı öbeği, sayı adlarıyla kurulan sözcük öbeğidir. Sayı öbeklerinin tersi önad tamlamasıdır.

beş yüz       :   5.100= 500

öna   a

önatam

Sayı öbeği toplama, önad tamlaması çarpmadır.

 

Gelsinler de Mestan Ağa’yı görsünler.

 

                                              ( Orhan Kemal)

 

Ali  Baba’dan başka bu işi anlayacak yoktur, Hakim Bey

                                           ( Sait Faik Abasıyanık )

 

Mestan Ağa               Ali Baba         Hakim   Bey

kia         saa                kia   saa          saa         saa

sanöb                          sanöb              sanöb

San, kişinin toplum içindeki özel yerini gösterir. Bu bakımdan nitelik kavramı taşır. Soyadlar da san değerindedir. Ad soyad bir san öbeğidir.

 San bildiren sözcükler addan önce gelirse önad tamlaması kurar.

Örneğin,

Doktor İsmet       Bayan Suna         Bay Umut     

öna               a       öna          a          öna        a                 

önatam                       önatam           önatam     

Önad tamlaması, belirteç öbeği, sayı öbeği, san öbeği  niteleme öbeği içinde yer alır.     

SÖZCÜK

Anlamı ya da görevi olup dil içinde tek başına kullanılan sesbirliklerine sözcük denir.Sözcükler ortak anlaşma ürünüdür.Yapısalcı Ferdinand de Saussure’e göre sözcük bir göstergedir.Sözcüğün duyumsal yönü gösteren, iç yönü gösterilen olarak adlandırılır. Örneğin, “y.a.p.r.a.k” ses dizileri gösteren, karşıladığı kavram ise gösterilendir. Sözcükle nesne arasında sesçe bağıntı yoktur.

                                                                                    ( D. Aksan, Anlambilimi ve Türk Anlambilimi )

Örneğin, “yaprak” sözcüğü başka dillerde başka seslerle yansıtılır.

Sözcüklerin gerçek kimlikleri kullanıldıkları yerde belirlenir.

Örneğin,

Babası için pazardan armut aldık.      

Tümcede, “ baba, pazar, armut ” nesneleri karşılayan, anlam bildiren sözcüklerdir. Tümcede yer alan “ için “ tek başına anlamı olmayan anlam bildiren sözcükler arasında anlam ilgisi kuran sözcüktür.

Sözcüklerin ele alınan tümcede anlamlarına göre bölümlerinin, yapılarının, çekimlerinin gösterilerek belirtilmesi sözcük çözümlemesi olarak adlandırılır.  

Bu çözümlemede :

Sözcüklerin kaynağı ( Türkçe, Fransızaca vb. ), türü ( ad, önad, adıl, belirteç, bağlaç, ilgeç, ünlem, eylem vb.) , yapısı ( yalın, türemiş, bileşik ), nicelik durumu ( tekil, çoğul ), görevi ( belirten, belirtilen; özne, nesne, dolaylı tümleç, belirteç tümleci, yüklem vb.), çekimlenmesi ( yalın, -i  belirten, -e yönelme, -de kalma, -den çıkma durumu) belirlenip adlandırılır.

Türkçede iki tür sözcük vardır :

  1. Ad
  2. Eylem

Bu sözcükler dilimizin asıl sözcükleridir. Bu genel adlandırmadan yola çıkarak sözcükleri işlevlerinden dolayı yeni adlandırmalara uğratabiliriz.Örneğin, “Ad (gerçek ad),önad, belirteç, adıl” sözcükleri  kavram  bildiren adlardır.Kavram bildiren sözcükler dilin temel sözcükleridir.Dil içinde tek başına kullanılabilirler. “Eylem” kılış, oluş, durum anlatan sözcüklerdir. Örneğin, “kır-,  sarar-,  bekle-” vb.    Gerçek adlar nesnelerin kendilerini karşılar, önad görevli adlar nesnelerin kendilerini değil, niteliklerini, sayılarını, yerlerini belirtir, belirteç görevli adlar da eylemlerin türlü niteliklerini, koşullarını belirler.Önad, belirteçuydu sözcüklerdir. Adıl  gerçek adların yerine kullanıllan gölge sözcüktür..

Dilimizde yardımcı sözcükler adlandırmasıyla belirlenen “ ilgeç, bağlaç, ünlem”  ad soylu sözcüklerdir. Kavram bildirmeyen, ancak kavram bildiren sözcükler arasında ilgi (ilgeç), bağ (bağlaç) kuran tek başına kullanılmayan ulak sözcüklerdir. 

Örneğin,

            Karga ile Tilki    uçak ile        Ey Türk Gençliği!

               a     bağ     a    a        il          ün                   a

                bağöb                 ilöb                    ünöb

 

halkın gerçek düşmanlarını dost gördüğü....

            halkın gerçek düşmanları

                          öna                     a

                                     önatam

          --------      -------------------------

          bten                               blen

                         bliatam

 

dost   gör-

a            e

      eöb

 

Eylem öbeğinin çekim öbeği  olduğunu daha önce belirtmiştik.

İkinci örnek tümcemizde yer alan belirtme öbeklerine bakalım:

Türkçeyi sevmeyenler-in inatçı tutumlar-ı

 bten                                                       blen

                        bliatam

 

Türkçe-y-i  sev-           inatçı tutum

a                      e            öna               a

        eöb                              önatam

 

sevmeyenler : sevmeyen   kişiler

    aöna              öna                 a

                                  önatam

Eylemsiler, eylemden türeyen, ancak eylem özelliği göstermeyen ya da bu özelliği azalan, çekime girmeyen yalnız yan tümce kuran sözcüklerdir.

sev-me-y-en : ortaç

sev-erek : ulaç, Severek  okudu.

sevme / sevmek : ad eylem (eylemlik) vb.

Sevme zamanı,  sevmek  zamanı  vb.

 

Yazmak yaşamaktır.

                                  ( Oktay Akbal )

 

yüzyıllar boyu           başka diller

bten          blen          öna           a

 bsizatam                   önatam

 

Türkçede anlatım tümce, öbek, sözcük boyutunda gerçekleşirken yapısalcı dilbilimci Ferdinand de Saussure’ün,  “ Dil bir göstergeler dizgesidir.”  saptamasını da dilimiz böylece doğrulamış oluyor.

Türkçe, dilbilimci Noam Chomsky’nin dediği  “dilde yaratıcılık” özelliğine sahip bir dildir. Sözlüksel gücü sınırlı olan Türkçe yaratımlarla yeni anlatımlara ulaşıyor. Böylece sınırlı sayıda sözcükle sınırsız anlatım elde edilebiliniyor. Bu da kuşkusuz yazın, sanat, dibilim adamlarımızın uğraşı sonucu gerçekleşiyor.

Özetle, Türkçe, “ metin, tümce, belirtme öbeği, sözcük ” boyutunda genelden özele bir sıralamayla  anlam, anlatım işlevini matematiksel bir işleyişle gerçekleştirir. Bu sıralamada genelden-özele ya da özelden-genele anlatımı yerine göre öne çıkabilir.

Türkçenin gelişmesi yolunda emek veren tüm yazarı, ozanı, dilbilimciyi, bilim adamını, dilimizi yaşatan halkımızı  saygıyla selamlıyorum.

Kısaltmalar :

a : ad, aöna : adlaşmış önad, bağöb : bağlaç öbeği, bten : belirten, blen : belirtilen, bliatam : belirtili ad tamlaması, bsizatam : belirtisiz ad tamlaması btöb : belirteç tümleç öbeği, böb : belirteç öbeği, ça : çıkmalı ad, çaöb : çıkmalı ad öbeği, dtöb : dolaylı tümleç öbeği, e : eylem, eöb : eylem öbeği, ia : iyelikli ad, iaöb : iyelikli ad öbeği, ilöb : ilgeç öbeği, ö : özne, ööb : özne öbeği, öna : önad, önatam : önad tamlaması, saa : san adı, sanöb : san öbeği, söb : sayı öbeği, , ünöb : ünlem öbeğiy : yüklem, yöb :yüklem öbeği

KAYNAKÇA

Türkçe Sözdizimi, Rasim Şimşek, KTÜ Öğ.Gör.

Türk Dili 1, Rasim Şimşek, Şimşek Yayınları

Dil Anlam Sözcük, Prof. Dr. Doğan Aksan, AÜ Yayını

Her Yönüyle Dil, Prof. Dr. Doğan Aksan,TDK

Dil ve Edebiyatta Temel Kavramlar, Mahir Ünlü, AÜ Yayını

Ferdinand de Saussure, Genel Dilim Dersleri,TDK Yayınları

Türkiye Türkçesinde BİÇİMBİRİMLER, Oya Adalı,TDK Yayınları

Türk Dili Dergisi, Prof.Dr. Ömer Demircan,  2005, 2007, 2008, 2009 ve diğer sayılar

 

* 21 Mayıs 2009, Türk Dili Dergisi, Perşembe Topantısı, Fima / Kadıköy

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..