Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Türkçede Anlatım Bozuklukları - 5

Türkçede Anlatım Bozuklukları - 5
 

1976-1977 Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü Bitirme Tezi, Dağlarca'da İnsan, Sonuç


GEREKSİZ SÖZCÜK, EK KULLANMAK

 . Bulunduğu çevreyi inceliyor, onu yazılarında gereç olarak kullanıyordu.

  . Bundan böyle daha fazla erken kalkmalısın.

                                                                        (ÖSS 1986)

. Yaptıkları önce kötüydü, ama sonunda giderek düzeldi.

 . Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı.

 . Annesinin kulağınaalçak sesle bir şeyler fısıldıyordu..

 . Bizde bu soruna henüz hâlâ çözüm bulunamadı.

. Doktor ona, iki günde bir, günaşırı bir aspirin almasını    söyledi.

 . Yanılmıyorsam onunla ilişkisi olduğunu tahmin ediyorum

. İçtenlikle söylüyorum, eğer vapur biletini almamış olsaydım bu geziden vazgeçerdim.

Tümcede aynı anlama gelen koyu yazılmış iki sözcük varsa biri yazılmalı; koyu yazılmış tek sözcük ise gereksiz sözcüktür. Tümcede fazlalık oluşturuyor.

  . Sergideki resimlerimin hepsi kendi eserimdir.

 

                        -im :ben

 

                        eserim

 

                        kendi : ben

Tümcede koyu yazılan sözcük ve ek gereksiz. Bu koyu   yazılan sözcük ve eki çıkararak tümceyi okuyunuz. Anlatım bozukluğu giderilmiş oldu.

 Sergideki resimlerin hepsi eserimdir.

. O da herkes gibi kendi hakkına razı olmalıdır.

Tümcede “-ı” iyelik eki  “kendi” anlamında olduğundan   “kendi” dönüşlülük adılı gereksizdir.

 . Böylece, aramızda, beş altı adım karşılıklı bakıştık.

Tümcede yüklem “bakıştık” karşılıklı yapılan bir    eylemdir. Bu nedenle ikinci kez “karşlıklı” sözcüğünü kullanmak gereksiz.

 . Bütün takım, hepsi hâlâ masadaydılar ve televizyona bakıyorlardı.

                                                                                          (Orhan Pamuk, Kar, s.166)Tümcede “hepsi” sözcüğü gereksiz. Çünkü, “ bütün takım ”    aynı    anlamda olduğundan ikisinden birini kullanmalıydı. Ayrıca, “masadaydılar” çoğulu “masadaydı” tekiline dönüşmeli.Çünkü, özne “bakıyorlardı” yükleminde çoğul eki “-lar” ortak olarak yer almış.

. Ama o uzun yürüyüşün sonunda beklenmedik  bir sürprizle bitti.

Tümcede geçen “sürpriz” sözcüğü beklenmedik bir durum için kullanılır.Bu nedenle “beklenmedik” sözcüğü gereksiz. 

. Bunun üzerine üyeler, bir an sessizlik içinde kaldılar ve herkes ellerini kaldırarak söz istediler.

Bu tümcede, “herkes” adılına gerek yok. Çünkü, “üyeler” sözcüğü tümcenin öznesi olduğundan ikinci bir özne gerekmez. Bu nedenle “herkes” gereksiz kullanılmıştır.

 . Henüz kimse daha gelmedi.

“Henüz”, “daha” sözcükleri eşanlamlı olduğundan sözcüklerden biri gereksizdir.Tümceyi aşağıda gösterilen iki biçimde de yazabiliriz:

 Henüz kimse gelmedi. 

Daha kimse gelmedi.

. Sözel grubu zümresinin çalışması tamamlandı.

Tümcede yer alan “sözel grubu”, “zümre” sözcükleri        eşanlamlı olduğundan  sözcüklerden “zümre” sözcüğü gereksiz.

 Sözel grubu çalışmasını tamamladı.

. Eve girmek isteyenlere evdekiler direniş gösteriyordu.

Türkçede “direniş gösteriyordu” biçiminde kalıplaşmış bir bileşik yoktur. Bu nedenle bunun yerine “ direniyordu ”    demek  gerekir.

. Her gün koşu yapar.

 Yukarıdaki tümcede “koşu yapar” yerine “koşar” kullanılmalı. Çünkü “koşu yapar”  diye      bir bileşik eylem yok. 

. Benim okuduğumu istemiyor.

. Zengin olduğumuzun cezası var mı?

Kökü eylem olup da ad görevinde kullanılan sözcük ad eylem olarak kullanılmalı. Yukarıdaki iki örnek tümcede “okuduğumu”, “olduğumuzun” ad eylem yerine ortaç olarak kullanılmış.Bu kullanım anlatımı bozar. Tümceleri  düzelterek yeniden yazalım:

Benim okumamı istemiyor.

Zenginolmamızın cezası var mı?

Ad eylem olan sözcük belirtili nesne olduğunda,  gerekmiyorsa bu sözcüğe belirtme ekinden önce üçüncü tekil  iyelik eki getirilmemelidir. Bunu iki tümceyle örnekleyelim:

 . Çocuk düşmeden yürümesini öğrendi.

                                       yürümeyi

 

 . Okumuş adam konuşmasını bilmiyor.                                              

                                 konuşmayı

 Yukarıdaki iki tümcede “ yürümesini / yürümeyi ”, “    konuşmasını  /  konuşmayı ”,  düzeltince anlatım bozukluğu giderilmiş oldu.

. Bu tavır sanaözel bir davranış. 

                         özgü

Tümcede kişiye has olan tavrı “özgü” sözcüğüyle adlandırmalıyız.

  . İşe başlayan bir öğretmen, her şeyi değil ama çocuk, genç psikolojisini bilmesi gerekir.

 Örnek tümcede “ ...öğretmen.... bilmesi.... ” ad      tamlamasında belirtenin eki eksik olduğu için tümcede anlatım bozukluğu oluşmuş.Bunu şöyle giderebiliriz :

“ öğretmenin  bilmesi” olarak yazdığımızda tümcedeki aykırılık giderilmiş olur.

 . Bu sınavda sorulardan tümü zordu.

                                                          (ÖSS 1988)

 . Çocuklarımıza öğrettiklerimizden aksini yapıyorsak, bizim gibi davrandıklarında onları kınamaya hakkımız yoktur.

                                                                                                                                               (ÖSS 1988)

 . Konuşmacılardan tümü başarılıydı.

  Belirtili ad tamlamalarında belirten eki yerine adın “-den” durum eki bütünün parçalarını göstermede gelebilir. Örneğin, “sorulardan birkaçı”, “öğrettiklerimizden birçoğunu”, konuşmacılardan bazıları”,  gibi. Örnek tümcelerde parça değil bütün anlatıldığı için belirtili ad tamlaması “soruları tümü”, “öğrettiklerimizin aksini”, “konuşmacıların tümü” olarak yazılmalı.

Bu sınavda soruların tümü zordu. 

Çocuklarımıza öğrettiklerimizin aksini yapıyorsak, bizim gibi davrandıklarında onları kınamaya hakkımız   yoktur.

Konuşmacıların tümü başarılıydı.

 . Evlerden biri yıkıldı.

  Bu tümcede anlatım bozukluğu yoktur.Çünkü “-in” belirten eki yerine “ –den”   ad durum  ekinin kullanılması çokluktan seçim yapıldığı için gereklidir.

. Onlar Mete’yi istismar edip para kazanamaz  ki onun üstüne basıp şöhret de kazanamaz.

                                                                              (Mehmet Tanju Akerman, On Güzel Can, s.19)

 

 Tümce, “...... kazanamaz ki ........... kazanamaz.” değil     “..... kazanamaz ki.... kazansın.” Tümceyi “ki” bağlacından kurtarıp  şöyle de yazabiliriz:

  Mete’yi istismar edip para kazanamayanlar, onun üstüne basıp şöhret de kazanamaz.

 ÖSS  SORULARINDAN ÖRNEKLER

 Örneklerde gereksiz öğeler koyu yazılmıştır.

 . Bu ilaç, mide yanmasına sebep olmadığı gibi  ne de asit-baz dengesi üzerinde herhangi bir olumsuz etkiye de yol açmaz.

                                                                                                                                              (ÖSS 1986 )

  . Bu sonuca ulaşacağını belki de biliyor olmalılar.

                                                                                 ( ÖSS 1987 )

. Arkadaşım gördüklerini, duyduklarını gizli bir sırmış gibi yavaşça kulağıma fısıldadı.

                                                                                                                             ( ÖSS 1988 )

 . Hemen getireceğini söyleyerek aldığı makası hâlâ geri iade etmemişti.

                                                                                                                              ( ÖSS 1988 )

. Batı ve güney bölgeleri yağmurlu geçerken, öte yandan   doğu ve kuzey bölgeleri soğuk olacak.

                                                                                                                             ( ÖSS 1989 )

. Onunla ilk kez arkadaş toplantısında tanışmıştık.

                                                                           ( ÖSS 1990 )

. Hitit tabletlerinde orman kelimesinin adı sık sık geçmektedir.

                                                                                             ( ÖSS 1991 )

 . Kendisine söylenen bu sözü duyar duymaz oturduğu yerden ayağa kalktı kürsüye yöneldi.

                                                                                                                                           ( ÖSS 1992 )

 . Buralara ayda yılda bir, seyrek olarak gelirdi.

                                                                ( ÖSS 1993 )

. Hiç olmazsa bari yağmurun dinmesini bekleyin.

                                                                 ( ÖSS 1994 )

 . Bu gençler, ölmek üzere olan, can çekişen sanat dalını  canlandırmak için yetiştiriliyorlar.

                                                                                                                                              ( ÖSS 1995 )

 . Ucu yırtık yabancı paraların, Merkez Bankası dahil, hiçbir yerde işlem görmüyor.

                                                                                                            ( ÖSS 1996 )

 . Bu iş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan beri  çalışıyorum.

                                                                                   ( ÖSS 1996 )

. Yurtdışındaki bir liseden mezun olma durumu  olduğundan bu sınava katılamaz.

                                                                                                                  ( ÖSS 1997 )

 . Festival süresince her gün düzenli olarak çıkacak olan  ‘ İlk Çekim ’ adlı siyah beyaz dergi  sinemaseverlere ücretsiz dağıtılacak.

                                                                                                                                      ( ÖSS 1998 )

 . Hem arkadaşım hem meslektaşın olmaktan çok mutluyum.

                                                                                         ( ÖSS 1998 )

. Söz konusu yazarla benim düşüncelerimiz hatta  duygularımız birbirine benziyor.

                                                                                                                        ( ÖSS 1999 )

 . Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.

                                          ( ÖSS 2000 ) 

. Mimar ya da mimarlıkla ilgileniyorsanız bu kitabı okuyun.

                                                                                ( ÖSS 2001 )

 . Bu,kendi resimleri için açtığı ilk kişisel sergisi olacağı    için çok heyecanlıydı.

                                                                                                                     ( ÖSS 2002 )

. Trafikle ilgili sorunların çözümü için, geniş kapsamlı bir    toplantı düzenliyor.

                                                                                                                    ( ÖSS 2002 )

 . Bu konudaki itiraflar tamamen uydurmadır.        

                                                          ( ÖSS 2003 )

. Bu kararın uygulanıp uygulanmayacağının, yöneticilerin   seçeceği tutuma bağlı olduğu bildirildi.  

                                                                                                                                                      ( ÖSS 2003 )

 . İçinde oturulmayacak derecedeki binaların yıktırılması gerekiyor.

                                                                                              ( ÖSS 2003 )

. Yapıtlarındaki kişilerin, kendi aralarında didişmeleri, eğlenceleri, oynanan oyunlarıyla kasaba yaşamı hakkında ipuçları veriyorlardı.

                                                                                                                                                  (ÖSS 2004)

 . Yetersiz kalan ilgi yoksulluğundan bu sanat unutulmuş.

                                                                             ( ÖSS 2004 )

 . Ondan böyle bir yalanla olayı beklemiyordum.

                                                                               ( ÖSS 2004 )

 . Çok çalıştığımız için başarı grafiğimiz ister istemez yükseliyordu.

                                                                                               ( ÖSS 2004 )

. Gelişme çağındaki gençler kendinin ve çevresinin yönlendirmesiyle yanlış yapabilirler.

                                                                                                                     ( ÖSS 2005 )

. Hiçbir şiire başlarken, bunu umuda, umutsuzluğa, sevince ya da acıya yönlendireyim,diye başlamıyorum.

                                                                                                          ( ÖSS 2005 )

. İşe geç geleceğini   hiç olmazsa bana haber verseydin bari.

                                                                                       ( ÖSS 2006 )

. Bu davranış insandan insana göre değişir.

                                                         ( ÖSS 2006 )

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..