Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '12

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Türkçede anlatım bozuklukları - 6

Türkçede anlatım bozuklukları - 6
 

Arkeolojik Müze, Selçuk / Aydın, 29 Ağustos 2012


- ANLAMCA ANLATIM BOZUKLUKLARI

Tümcenin açıklık ilkesi iletinin herkesçe anlaşılması olarak tanımlanabilir. Anlamın anlaşılmamasına yol açan anlatım yanlışlarını şu başlıklar altında göreceğiz:

 - Anlamda belirsizlik

- Anlamda tutarsızlık

- Tümceler arası anlamca karşıtlık

- Yazım yanlışları

- Yapıları yanlış olan sözcükler

ANLAMDA BELİRSİZLİK

İhtiyar muhtara köydeki akrabalarını sordu.

Bu tümcede özne “ihiyar” mı, yoksa “o” mu? Eğer tümcede “ihtiyar” dan sonra (,) koyarsak durumu belirsizlikten kurtarırız.” İhtiyar, muhtara köydeki akrabalarını sordu.” Bu tümcede özne “ihtiyar”.

Liseyi bitirdiğine çok sevindim.                  

Onun liseyi bitirdiğine çok sevindim.

Senin liseyi bitirdiğine çok sevindim.

Örnek tümcede iki anlam saklı olduğundan anlam belirsizliği oluşmuş.

Çocuğun ilk gördüğü eve doğru telaş içinde yaklaşan gölgelerdi.

Yaralı polise ifade verdi.

Anlam belirsizliği (,) kullanılmadığı için oluşmuş.

Çocuğun ilk gördüğü, eve doğru telaş içinde yaklaşan gölgelerdi.  

Yaralı, polise ifade verdi.

Yurdumuzun üzerindeki nemli havanın etkisinde kaldı.       

Tümcede kurulan, “yurdumuzun üzeri” ad tamlaması anlatım belirsizliği doğurmuş, bu tamlamayı kurmaz ve tümcedeki özneyi önemsemek açısından (,) kullanırsak anlatım bozukluğu giderilir.

Yurdumuz, üzerindeki nemli havanın etkisinde kalmış.

Kitabını kaybeden arkadaşını nöbetçi öğretmene şikayet   etti.

Kitabın kime ait olduğu belli değil. Kitabını kaybeden kim? Arkadaşı mı, yoksa kendisi mi? Tüm bu belirsizlikler (,) ile giderilebilir.

Kitabını kaybeden, arkadaşını nöbetçi öğretmene şikayet etti.

Ben öğretmenlerimi senden çok severim.

Konuşan kişi öğretmenleri ile dinleyen kişi arasında bir seçme mi, bir karşılaştırma mı yapıyor? Bu belli değil. Tümceyi anlamca belirgin kılmak için şöyle yazabiliriz:

Ben öğretmenlerimi çok, seni az seviyorum.(seçme)

Sen öğretmenlerini benim kadar sevmiyorsun. (karşılaştırma)

Bana göre Zeynep’in boyu daha uzundur.

Tümcede yapılan karşılaştırmanın kiminle yapıldığı belirsiz. Bunu belirli kılmak için:

Benim boyuma göre Zeynep’in boyu daha uzundur.

Ay yıldızlı bayrağımızın hiç bu kadar kitseleştiğini, hiç bu kadar birleştirici rol oynadığını  pek  anımsamıyorum.

Tümceye “hiç”, kesinlik; “pek”, olasılık anlamı katıyor. Bunların birlikte kullanılması anlamın anlaşılmasında çelişki yaratıyor. Bu nedenle ikisinden birini kullanmak zorundayız. 

ANLAMDA TUTARSIZLIK

 Aydan iki erkek arasındaki farkı canı acıyarak görüyor.

(Ahmet Altan, Aldatmak,s.106)

...canının en çok acıdığı bir anda karısı ona aynı cümleyi tekrarlayacak...

(Ahmet Altan, Kılıç Yarası Gibi, s. 198)

Yukarıdaki iki tümcede “canı acımak” diye bir deyim kullanılmıştır. Türkçede böyle bir deyim yoktur. Türkçede, “canını acıtmak, canı yanmak” deyimleri var.Yanlış deyim kullanmak anlatılmak istenen anlamı anlatamama durumuna düşürür kişiyi.

Bunları düşünüyordu ama ölesiye de korkuyordu; yüreği ağzında atıyordu.

(Zülfü Livaneli, Mutluluk, s.23)

Türkçede “yüreği ağzında atmak” diye bir deyim yoktur. “ Yüreği ağzına gelmek” deyimi yerine kullanılmak  istenmiş

Beni mimlemişti, güveniyordu ve evet istersem gıcır gıcır makinenin teksir ettiği ispirtoyla ıslak bildirileri okuyabilirdim.

(Orhan Pamuk, Yeni Hayat, s.100)

Tümcede “beni mimlemişti” anlatımı “mimlemişti”  sözcüğü olumsuz yargı bildirdiği için bu tümceye uymuyor. Ayrıca “beni” sözcüğü de “güveniyordu” yüklemiyle uyuşmamaktadır.Bu iki yanlışı şöyle düzeltebiliriz:

Bana güveniyordu ve istersem gıcır gıcır makinenin teksir ettiği ispirtoyla ıslak bildirileri okuyabilirdim.

Babam tarlayı sürerek traktörü tamir ettirecek.

“Sürmek”, “tamir ettirmek” ayrı eylemler olduğundan tümce şöyle düzenlenmeliydi:

Babam, tarlayı sürecek, sonra traktörü tamir ettirecek.

Ağabeyim gündüz okula giderek akşam teyzemlerde yatacak.

Bu tümcede iki ayrı olay var. Bu nedenle sıralı tümce kurmak zorundayız..

Ağabeyim, gündüz okula gidecek, akşam teyzemlerde yatacak.

 Anlamda tutarsızlık sözcüğün yanlış kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğudur. Örneklerle konu  işlenmiştir.

ÖSS SORULARINDAN ÖRNEKLER

Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.

( ÖSS 1996 )

“Elbet” kesinlik, “olabilirler” olasılık anlatıyor. Kesinlik, olasılık birlikte kullanılamaz.

Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Savaçı müzelerini gezmelisin.

(ÖSS 1999)

Tümcede kullanılan “ya da” bağlacı  “Etnografya”, “Kurtuluş Savaşı” müzelerinden birinin gezilmesini anlatmak  için kullanılmıştır.Bu nedenle “müzelerini” değil “müzesini” diye yazarsak anlatım bozukluğu giderilmiş olur.

TÜMCELER ARASI ANLAMCA KARŞITLIK

Bir temmuz günü; hava çok sıcak. Dışarıda üşütücü bir rüzgâr esiyordu.

Temmuz günü üşütücü rüzgârın esmesi mantıkça yanlış.

Aydınlık, güneşli bir havada kaybettim yolumu karanlıktı.

Çelişkili sözcüklerin aynı tümcede yer alması anlamca karşıtlık doğurmuş.

YAZIM YANLIŞLARI

Bu hareket filizi kırdı.

“Filiz” kişi mi, yoksa “ağaç sürgünü” anlamında mı? Tümceden kişiden söz edildiğini çıkarabiliriz. Çünkü yapılan eylem üzüntüye yol açmış. Bu da kişiyle ilgili bir durum olduğundan “Filiz” özel addır. Özel adların büyük yazılması gerektiğinden “filiz” sözcüğünün küçük yazılması yazım yanlışına yol açmıştır. İşte bu yazım anlamda karşıtlık doğurmuş. 

Genç kız kaçtı mı, kaçtırıldı mı?

Tümcede “kaç-“ eylemi yanlış ekle (-tır) geçişli yapılmıştır. Doğrusu, “ kaçır- ”biçimidir. Tümceyi yeniden yazalım:

Genç kız kaçtı mı, kaçırıldı mı?

YAPILARI YANLIŞ OLAN SÖZCÜKLER

Sözcükler yapılandırılırken dilbilgisi kurallarına aykırılıktan kaynaklanan bir anlatım bozukluğudur. Sözcükler çekimlenirken gerekli eki alıp almadığı yapı bozukluğuna yol açmaktadır.

Nizam’ın ise daha çok babasını andıran bir yumuşak başlığı vardı.

(Ahmet Altan, Kılıç Yarası Gibi, s.137)

 Tümcede “yumuşak başlık” kullanımında “-lı” yapım eki eksik kullanılmış. Doğrusu, sözcük öbeği “yumuşak başlılık” olarak yapılanınca yanlış düzeltilmiş olur.

......genç kadının ruhunda fırtınalar kopartmış....

(Murathan Mungan, Üç Aynalı Kırk Oda, s.57)

Bu ilişkiyi ve kendini temize çıkartmaya....

(Ahmet Altan, Aldatmak, s.92)

Örnek tümcelerde“-t” geçişlilik eki gereksiz kullanılmış. Çünkü tümcelerde iş başkasına yaptırılmamış

.... yılda 100 trilyonluk bir kaynak yaratılabilinir.

(Abbas Güçlü, 6.2.2002)

Tümcede “-l ”, “ –n ” edilgenlik ekleri  aynı  sözcükte birlikte kullanılmış. Özel bileşik eylem olan  “yarat(ıl)abil(in)ir ” de edilgenlik eki yalnız ilk sözcükte kullanılmalıydı. Sözcük, “yaratılabilir” biçiminde olmalıydı. Bu tür bileşik eylemlerde çatı eklerini asıl öğe (birinci eylem)  alır. Üst üste edilgenlik eklerinin getirilmesi tümcenin anlamına katkı sağlamaz. Bu nedenle sonu ünlü ya da “-l” ünsüzü ile biten eylemler “-n”, diğer ünsüzlerle biten eylemler ise “-l” edilgenlik ekini alırlar. Örneğin, “başla-n, de-n, ye-n, gel-in, kıl-ın; bak-ıl, um-ul, kar-ıl, sap-ıl, kaz-ıl”vb.

Beni görmemezlikten gelmesi gücüme gitti.

Tümcede iki olumsuzluk ekinin art arda kullanılması fazlalık oluşturmaktadır. Doğrusu, “görmezlik” olan biçimidir.

Erdemli ol.(doğru) Erdemlik insanı yüceltir. (yanlış) / Erdemlilik.......

Erdem, iyi niteliklerin genel adı.

Erdemli, İyi niteliklere sahip olan kişi.

Erdemlik, erdem olma durumu.  ( mantıkça yanlış)

Erdemlilik, erdemli olma durumu

Manavcılık, kasapçılık, bakkalcılık, doktorculuk (yanlış)

Manav, kasap, bakkal, doktor (doğru)

Örnek sözcükler bir mesleğin adı olduğundan meslek adı   türeten “-cı” yapım ekinin ikinci kez getirilmesi yanlıştır.

İş yapabilememeleri beni çok üzdü.

yapabil : yeterlik eylemi, olumlu

yapamama : yeterlik eyleminin olumsuzu

Özel bileşik eylemlerden olan yeterlik eyleminin olumsuzu yapılırken “bil-“ yardımcı eylemi düşer. Geriye asıl eylemle “e-“ eki kalır.Bu açıklamaya göre “yapabilmeleri” nin olumsuzu “yapamamaları” olacağından tümce şöyle yazılmalıydı:

İşi yapamamaları beni çok üzdü.

Bu köprüden kimse geçebilemez.

Bu tümcede de yeterlik eyleminin olumsuzu yanlış kullanılmış, doğrusu “geçemez” biçimidir.

Yemekler yiyilip içkiler içildi.

Tümcede “ye-“ eyleminin edilgen biçimi “yenil-” olduğundan“yenilip” olarak yazılmalıydı.

Otel parasını ödemeyince eşyaları alıkoyulmuş.

 Tümcenin yüklemi “alıkoy-” özel bileşik eylemlerden sürerlik eylemidir.Bu eylemin edilgeni “alıkonul-” tır.

Yaptığı makyaj onu güzelletti.

Güzel duruma gelmesi “güzelleştirdi” ile olur.

Haklılar mıdır? (yanlış)

Haklı mıdırlar? (doğru)

Çoğul eki soru ilgecinden sonra gelir.

ÖSS  SORULARINDAN ÖRNEKLER

Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye, çırılçıplak   ve simsiyah dağlar, tepeler kaldı.

( ÖSS 1997 )

Bu tümcede “-ki” eki anlatım bozukluğuna yol açmıştır.Tümcede “çıkan” ortacından önce gelen “ki” gereksiz.         

Özan, 1940 yıllarında yeni şiirimizin başta gelen adlarındandır.

( ÖSS 2000 )

Tümcede, “1940 yıllarında” derken birden çok  “1940”  olduğunu mu söylemek istiyor. Bu yanlışı “1940’lı yıllarda” diyerek düzeltebiliriz.     

Adaylar yirmi beş yaşından büyük olmalı ve sağlık kontrolünden geçmiş olması gerektiğini söyledi.

( ÖSS 2001 )

Tümcede, “ olmalı, olması ” yardımcı eyleminin böyle iki biçimde kullanılması uyumsuzluğa yol açmış. Ayrıca, “adaylar” sözcüğünde belirten eki “-ın” eksik.Tümceyi  yardımcı eylemi teke indirgeyerek, belirten ekini ilgili sözcüğe ekleyerek giderebiliriz.        

Adayların yirmi beş yaşından büyük ve sağlık kontrolünden geçmiş olması gerektiğini söyledi.

Ekonomileri daha çok yetiştirdikleri hayvancılığa dayalı.

( ÖSS 2003 )

Tümcede, “hayvancılık yetiştirmek”anlatımı var. Bu yanlış, çünkü hayvan yetiştirilmez. Bu anlatımı “ yetiştirdikleri ” sözcüğünü tümceden atarak düzeltebiliriz.

Tarihte bu uluslar, öteki ulusların arasına kaynaşmışlardır.

(ÖSS 2004)

Tümcede, “ulusların arasına ”yerine “ öteki uluslarla”dediğimizde anlatım bozukluğu giderilmiş olur.

Tarihte bu uluslar, öteki uluslarla kaynaşmışlardır.

 

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..