Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Türkçede ses olayları

Türkçede ses olayları
 

TRABZONLU OZANLARDAN SEÇME ŞİİR SESLENDİRMELERİ, ETV TRABZON, MAYIS-AĞUSTOS 1994


Türkçede ünlü ve ünsüz seslerde görülen değişmeler, düşmeler,türemeler dilin kullanımından kaynaklanmaktadır. Bunun böyle olması dile işlerlik kazandırıyor.Türkçe gelişip değişerek uygar dünyada konuşulan, yazılan diller arasında yerini sürdürecektir.

                        Türkçenin yaşayan diller arasında olmasını istiyorsak Türkçeyi yetkin kılmanın yollarını da unutmayacağız.Bu bir yurttaşlık görevidir. Özellikle aydınlarımız, dilcilerimiz bu konuda sorumluluk taşımaktadırlar.

                        Türkçede ses olaylarını on  başlık olarak inceleyebiliriz:

  1. Kaynaşma
  2. Hece Düşmesi(Ünlü Düşmesi)
  3. Ulama
  4. Aşınma (Ünlü, Ünsüz Düşmesi)
  5. Pekiştirme
  6. Ses Türemesi (Ünlü, Ünsüz Türemesi)
  7. Ses Değişmesi (Ünsüz, Ünlü Değişimi)
  8. Boğumlama (Dudak Ünsüzleri Benzeşmesi)
  9. Türkçede Tarihsel Süreç İçinde Ses Değişmeleri 
  10. Ünlü Daralması      

                        1. KAYNAŞMA

                        “Dede – y – e , iki – ş – er , görümce – s – i , araba – n –   ın” örneklerinde y , ş , s, nünsüzleri  iki ünlü arasına     gelip    geçiş sesi özelliğiyle  sözcüğün okunmasını sağlıyor.

                        Türkçede iki ünlü yan yana bulunamayacağı için araya kaynaştırma ünsüzü denen “y, ş , s , n” ünsüzlerinden biri gelir. Bu ses olayına kaynaşma denir.   

                        Örnekler:

                        İzciler sıra olup yürümeye başladılar, tepenin arkasında   kamp kuracaklardı.

                        Bu örnek tümcede:

                        İki-ş-er, yürü-me-y-e, tepe-n-in arka-s-ı-nda sözcüklerinde kök ile ek arasına, ek ile ek             arasına  kaynaştırma ünsüzleri geldiği görülmektedir.”N,S” ad tamlamasında “N”         tamlayanda, “S” tamlananda bulunmaktadır.

                        (Onun) Babası sandalı kıyıya yanaştırdı. Balıkçılar            beşer beşer suya atladılar.

                        Bu tümcede, kıyı-y-a, su-y-a sözcüklerinde kaynaşma ses olayının gerçekleştiğini görmekteyiz.

                        Su-y-un ses-i, ne-y-in ad-ı ad tamlamalarında “y”   kaynaştırma ünsüzünün tamlayana   ulanmıştır. Bu durum yalnız   “su, ne” sözcüklerinde gerçekleşir. Oysa, “y” tamlanana, “n”      tamlayana gelir. Örneğin, evi-n-in su-y-u tamlamasında olduğu gibi.

                        Kaya/Kaya-y-a, kıyı/kıyı-y-ı, sayı/sayı-y-a, yedi-ş-er, ses-     i-n-i,ev-i-n-i,ev-i-n-e, kapı-s-ı-n-ı sözcüklerinde kök-     kaynaştırma ünsüzü-ek, ek-kaynaştırma ünsüzü-ek biçiminde kaynaşma gerçekleşmiştir.

                        Kaya, beşer, kıyı, sayı,sesi sözcüklerindeki “y,ş,s”   ünsüzleri kaynaştırma ünsüzü değildir.Çünkü kaynaşma kuralına uymamakta, bu ünsüzler sözcüğün kökünde bulunmaktadır. Sözcüklerin   kökünde kaynaşma ünsüzü  aranmaz.Dolayısıyla bu sözcüklerde kaynaşma olayı           bulunmamaktadır.     

                        O-n-dan,kapı-y-dı sözcüklerinde yer alan “n,y” ünsüzlerini de koruyucu ünsüz olarak adlandırmalıyız.Bu örneklerde kaynaştırma ünsüzleri bulunmuyor.Bu nedenle kaynaşma da   gösterilemez.

                        Özetle, ad tamlamalarında “N”ünlü ile biten sözcükle  tamlayan (belirten) eki “-in” arasına,“kapının kolu”; tamlananla durum eki arasına “Onun evine”; ilgi adılı “-ki” ile     ekler    arasına “benimkini”;   “bu,şu,o” gösterme adıllarıyla ad    durum ekleri  arasına “bunu, şunu. onu ; buna, şuna, ona” girer.Ad durum eki iyelik eki  almış sözcükten sonra gelirse  Ali’nin  sevimsizliği-n-i  babası-n-a siz  söyleyin.”  “Bu yaz    ada-s-ı-n-a gideceğiz.”

                        ”S” kaynaştırma ünsüzü tamlananda (belirtilen)    yer       alır: “..... bahçesi”      

                        “Y” ad durum eklerinden “-i,-e”(Ayşe’yi, Ayşe’ye), “Ne” soru adılında (neye), eylem çekimlerinde iki ünlü  ( gelmeyecek ) arasına girer.

            “Ş”      kaynaştırma ünsüzü üleştirme eki “-er”iünlü      ile biten  sözcüklere bağlamada yer alır. “yedi-ş-er”

                        2. HECE DÜŞMESİ (ÜNLÜ DÜŞMESİ)          

                        “ağız-ı/ağzı,  burun-e/burna,   karın-ı/karnı,

            omuz-  ı/omzu,   alın-ı/alnı,   oğul-ı/oğlu,   kayın-ı/kaynı,  kıvır- /kıvrım,   ayır-/ayrıntı,         buyur-/buyruk,  devir-i/devri,  fikir-i/fikri,  ömür-i/ömrü,  resim-i/resmi,  koku/kokla, sızı/sızla,  yumurta/yumurtla,  sarı/sarar,  küçük/küçücük,  ufak/ufacık,  yüksek/yüksel-,  alçak/alçal-,         üst teğmen/üsteğmen,  ast subay/assubay, rast gele/rasgele, yoksul imiş/yoksulmuş,               ileri-le/ilerle..vb.

             Yukarıdaki örnek sözcükleri incelediğimizde sözcüklerin  çekimlenmesinde, türetilmesinde sözcük köklerindeki seslerin kimilerinin -ünlü,ünsüz- düştüğünü görüyoruz. İkinci hecedeki ünlünün düşmesi sonucu oluşan  ses olayına hece düşmesi denir. Çünkü sözcüklerdeki ses düşmesi hece değişimlerine yol açıyor. Sözcüklerde gördüğümüz hece düşmesi eklerde de olur. Örneğin, “anne(i)m / annem,  tara-(e)k / tarak, iki-(i)z / ikiz,yirmi-(i)nci / yirminci, oku  (i)yor / okuyor, aldı idi / aldıydı, verdi ise / verdiyse, koşmalı  imiş / koşmalıymış...vb.

           

                        3. ULAMA

                        Öğretmen odasına baktım.

                        “İnsan olan kara günde                                                      

                        Kimseye el açmamalı

                        Çalışmalı kazanmalı

                        Hiçbir işten kaçmamalı”

                        “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”

                   Sözcüklerin sonundaki ünsüzleri sonra gelen ünlüye bağlayarak okumaya ulama denir. Ulamalar n-o, l-e, r-i, n-ü, n-e harfleri ile gerçekleştirilmiştir.

                        Şiir okurken, şarkı, türkü seslendirirken sıkça başvurulur.    Ulamayı oluşturan sözcükler arasında herhangi bir noktalama varsa ulama yapılmaz.

                        “Sudan, ateşten, güç buldu uygarlığı yüceltenler.”   tümcesinde ulama yoktur.

                        4. AŞINMA (ÜNLÜ, ÜNSÜZ DÜŞMESİ)

                        Ali Ağa: Alağa /Mustafa Efendi: Mustafendi / Veli Efendi:   Velefendi / Fatma Hanım:      Fatmanım / Emine Hanım: Eminanım / yukarıda: yukarda / orada: orda / burada: burda /       şurada: şurda / içeride: içerde / yaylak: yayla / kışlak: kışla /   pekiyi: peki / ne için: niçin / sütlü aş: sütlaç / ey    oğul:    ayol /   ne asıl: nasıl / pazar ertesi: pazartesi / cuma ertesi: cumartesi   Kadı köyü: Kadıköy / Top kapısı: Topkapı / Tekir dağı:     Tekirdağ...vb.

               Yukarıdaki örnek sözcükleri incelediğimizde       sözcüklerin   hangi  seslerinin   niçin             aşındığını şöyle açıklayabiliriz:

                        1.Kimi sözcüklerde iki ünlünün karşılaşması sonucu seslerden birinin düştüğünü     görüyoruz.

                        2. Sözcüğün aslında var olan sesler kullanım sürecinde kullanılmaz olmuş.

                        Sözcük içinde ya da birden çok sözcüğün türlü   nedenlerle seslerinden birini yitirmesi  dilde kolay söyleyişi  sağlamaktadır. Bu ses düşmesiya da aşınması  hem ünlüler hem de ünsüzleriçin söz konusudur.

                        Örnek:

                        sıcak-cık: sıca-cık / yumuşak-cık: yumuşacık / alçak-cık: alçacık/ çabuk-cak:çabucak vb. 

                       5. PEKİŞTİRME

                        Pekiştirme, Türkçenin  sese verdiği önemi ayrıntılı   biçimde açıklığa kavuşturmaktadır. Türkçe sözcüklerin ilk  hecelerinin sonundaki ünsüz kaldırılıp da elde edilen hece “p,m,r,s”ünsüzlerinden  uygun olanı ile –kulağa hoş gelen, kulağı tırmalayan- kapatılırsa –kapatıcı ses- sözcüğün anlamı kuvvetlendirilmiş olur. Sözcüğün anlamını biçimsel bozulmayı önleyerek güçlendirmeye, artırmaya  kurallı pekiştirme denir.Örneklersek, “tertemiz, sopsoğuk, tostoparlak, tastamam, sımsıcak, ıpıslak..vb.

                     Bir de bu kurala uyulmadan yapılan pekiştirmeler vardır. Örneklersek,“çırılçıplak, sırılsıklam, sapasağlam,   güpegündüz, karmakarışık, rengarenk, teketek, tıpatıp, kalakal-  ...vb”

                        Örneklerde, “r”ünsüzü kendine yakın ses veren “l”  ünsüzüyle; bir de    “e,a”   ünlülerinin biriyle iki    heceli      pekiştirme kuruluyor. Buna kuraldışı pekiştirme denir.

                        İkilemelerle de pekiştirme yapılabilir. Örneğin, “Püfür      püfür esiyor.(Rüzgarın serinliği  anlatılıyor.) Derme çatma yapıydı.(Sağlam olmayan yapı.) Hevenk hevenk üzümler. (İpe  dizilmiş ya  da birbirine bağlanmış üzümler.) İrili ufaklı bebekler. ( Değişik boyutlarda bebekler.), Ben kendim   yapacağım.( Başkası değil ben.) , Sen sen samanın altından su      yürütürsün. ( Sana güvenilmez.)

                   Pekiştirme olayı bir tür ikilemedir. Burada ikileme hecede yapılır.Sözcüğün ilk hecesi ve araya giren seslerin kurallı, kuraldışı pekiştirmelerde bitişik yazıldığı görülmektedir.Pekiştirme ekleri örneklerde de görüldüğü gibi niteleyici özellik taşır, nitelik ayırımı, niteliğin art arda dizilen aşamalarını gösterir; sözcükte bulunan niteliği artırır.Pekiştirme ekleri sözcüğün kökenindeki etkin sese göre oluşur.Örneğin, “yeşil” sözcüğünde etkin ses “e” buna uyan pekiştirme sesi “m” “yeşil”in ”ş” sesi ile uyumlu olur. “yemyeşil”,  “Kızıl”  sözcüğünde etkin ses “k”  pekiştirme eki “kıp” “k-p” uyumu nedeniyle “kıpkızıl” olarak pekişir. Soru ekiyle de pekiştirme yapılabilir. Örneğin, “Şekerli mi şekerli.(Çok şekerli.), Tatlı mı tatlı. (Çok tatlı.)”

                        6. SES TÜREMESİ (ÜNLÜ, ÜNSÜZ TÜREMESİ)         

                        ÜNLÜ TÜREMESİ        

                        Aşınmanın ya da ses düşmesinin karşıtı bir olaydır ses  türemesi. Bu ses olayı da       Türkçenin  söyleyişine uydurma, daha kolay söyleme eğilimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Ses türemesi, “öneste,içseste, sonsesteolmak üzere üç ayrı  biçimde görülür.

                        Türkçede görülen en yaygın türeme, yabancı kökenli           sözcüklerdeki ünlü türemesidir. Önses ve içseste gerçekleşen  ünlü türemesini örneklerle görelim:

                        station (Fransızca)-istasyon

                        scutari (Yunanca)-Üsküdar

                        spinatum (Latince)-ıspanak

                        scarpina (İtalyanca)iskarpin

                        statistique (Fransızca)istatistik vb.

                        Yukarıdaki örneklerdeki sözcüklerin asıllarında başta iki ünsüz bulunmaktadır.Türkçede sözcüklerin başında iki ünsüz bulunmayacağı için sözcükleri Türkçe söyleyişe uydurmak amacıyla önseste ünlü türemesi olmaktadır.

                        Önseste ünlü türemesinin bir başka nedeni de, Türkçede   r,l  gibi seslerin sözcük başında  bulunmamasıdır.Bu    nedenle sözcükte önses türemesi olur.

                        Örnek:

                   limon-ilimon / rüzgâr-ürüzgâr-ürüzger / layık-ilayık / reçel-ireçel / Rum-Urum /          Recep -  İrecep / Hüseyin-İseyin /      Ramazan-İramazan vb.

                    Bu örneklerde görülen ünlü türemesi Anadolu ağızlarında görülmektedir.

                   Sözcük başında gördüğümüz bu ses türemesini sözcüğün    içinde de görürüz. Yan yana gelen ünsüzler arasına ünlü getirilerek oluşturulan içses türemesi de önseste olduğu gibi           çoğunlukla konuşma dilinde ortaya çıkmaktadır. 

                        Örnek:

                        kral-kıral / spor- sipor / tren-tiren /gram-gıram / grup-gurup / antre-antıre / santral-santıral / kontrol- konturol / kontrat-konturat / krem-kırem / plan-pilan vb.

                        Yukarıda verdiğimiz konuşma dilindeki örneklerin yanı sıra, yazı dilimize geçmiş örnekler de  vardır:

                        şilep,pili,Hıristiyan,pirzola vb.   

                        Kimi Türkçe sözcükler -cık küçültme ekiyle kullanıldığında bu ekten önce geçiş sesi olan bir ünlü alır:    “ı,i,u,ü,e,a”

                        Örnek:

                        dar-cık:dar-a-cık / az-cık:az-ı-cık / bir-cik:bir-i-cik / gül-cik:gül-ü-cük / öp-cik:öp-ü-cük / genç-cik:genc-e-cik vb.

                        Dilimize Arapçadan girmiş, sonu iki ünsüzle biten kimi tek heceli sözcükleri Türkçe söyleyişe uydurmak için iki ünsüz arasına dar ünlü girer. Sözcüklerin değişen bu biçimleri  yazı dilimize  geçmiştir.           

                      Örnek:

                        Emr-emir /hazm-hazım / kahr-kahır / akl-akıl / fikr-fikir / devr-devir /kayb-kayıp /  katl-katil  vb.

                        Pekiştirme yapılan sözcüklerin bazılarında da e,a  sesleri girer.

                        Örnek:

                        sap-a-sağlam, çep-e-çevre, düp-e-düz vb.

                        ÜNSÜZ TÜREMESİ    

                        Sözcüklerde gördüğümüz ünlü türemesi gibi ünsüz türemesi de olur. Ancak, ünsüz             türemeleri daha çok önses ve içseste  görülür.

                        Türkçede h,v,ygibi ünsüzler, ünlüyle başlayan kimi sözcüklerin başına getirilir. Yazı dilimize geçmiş olan “vur-” eylemininTürkçenin eski ürünlerinden başlayarak yakın zamana    dek  “ur-” biçiminde kullanıldığı bilinmektedir. “Yit-” Anadolu ağızlarında “it-, üt-” biçiminde      kullanılmaktadır. Çekimlenmiş biçiminde “ütül-, ütüldü” örneklenirse “Ben çok bilye    ütülmüştüm.” gibi. Ayrıca dilimizde yer alan  havlu- avlu, haşlama-aşlama, hark-ark ünsüz  türemesine örnek    olarak gösterilebilir.

                        Kimi sözcüklerde “h” öntüremesi yazı dilimize geçmiştir.Örneğin, hörgüç-örgüç, höyük- öyükvb.

                        Yabancı kökenli sözcüklerde de ünsüz türemesi  görülmektedir.Örneğin.helbet-elbet, hücra-  ücra,   hambar-ambar, hevenk-evenkvb.

                        İçseste ünsüz türemesi yazı ve konuşma dilimizde   görülmektedir. Yazı dilimizde görülen  ünsüz türemesini  görelim.Örneğin, mai-mavi, faide-fayda, acaib-acayipvb. Konuşma        dilimizdeyse, “kılıç-kılınç, tüfek-tüfenk, saat-    sahat,kızamık-kızambık, palyaço-palyanço, peş   temal-peş  tambal (peştamal), dolamaç-dolambaç, hain-hayın, daire-dayire, ait-  ayit”vb.             zan-n-etmek, his-s-etmek, af-f-etmek”vb. Arapçadan      dilimize giren bazı sözcükler yardımcı eylemle birleşirken   asıllarında var olan sesleri      yeniden alırlar. Örneğin, zan-n- etmek,              his-s-etmek, af-f-etmekvb.

                      Sonsesteki ünsüz türemesine gelince, ilesözcüğü kendisinden önce gelen sözcüğe eklendiğinde sonuna n”     ünsüzü gelmektedir. Örneğin, benimle-benlen, seninle-senlen,    onunla-onlan, onlarla-onlarlan, bizimle-bizlen, sizinle- sizlen, ekmekle-ekmeklen, eliyle-elinlen, Ayşe’yle-Ayşe’ylenvb.         

                        Sonsesteki ünsüz türemesi daha çok kişi adıllarında  olmaktadır. Konuşma dilinde rastlanan bir ünsüz   türemesi  olayı da şimdi sözcüğünün sonuna bir “k” sesi alarak  “şimdikbiçiminde söylenişidir.

                        7. SES DEĞİŞMESİ (ÜNSÜZ, ÜNLÜ  DEĞİŞİMİ)

                         ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ

                        Bir sözcük içindeki sesin başka bir sese dönüştürülmesi olayı olan ses değişmesi ya da benzeşmezlik özellikle ünsüzlerde söz konusudur. 

                        Yazı dilimize yerleşmiş sözcüklerde olduğu gibi konuşma   dilinde de ses değişmesi olayına  rastlamaktayız. Yazı   dilimizdeki ses değişmeleri çoğunlukla yabancı kökenli sözcüklerde      gerçekleşmiştir. 

                        Örnek:

                        “muşamma(Ar.)- muşamba” örneğinde m-bye, “tennur-tandır”   Farsça kökenli bu  sözcükten-dye dönüşmüş.

                        Konuşma dilimizde bu ses değişmesi olayı daha      çoktur.Örneğin,“aşçı-ahçı, birader-bilader, murdar-mundar,       silsile-sinsile,”vb. ş-h; r,l-nseslerine,“şoför-şöför, pantolon-      pantol, eczane-ezzane, şemsiye-şemşiye” örneklerinde de ,   o-ö, a-o, c-z, s-ş ses dönüşümleri gerçekleşmiştir.

                        Arapça sözcükler yardımcı eylemle birleştiğinde b-p”  dönüşür. Örneğin, kayıp-kayıbetmek”vb.

            Türkçe “ile” sözcüğü sonu ünlüyle biten sözcükle    birleştiğinde i-ydönüşümü             olur.Örneğin,”baba ile- babayla   gibi.

                       Sonu ünsüzle biten sözcükler iyelik eki aldığında eğer “ile” sözcüğüyle birleşecekse yine i”,     “yye dönüşür. Örneğin, kardeşi ile – kardeşiyle vb.

                        İmek ek eyleminin çekimlenmiş biçimi olan idi, imiş, ise, ikensonu ünlüyle biten sözcüğe   geldiğinde i”, “y”    ye dönüşür. Örneğin, kapı idi – kapıydı, araba imiş – arabaymış, evde iken –evdeyken, mavi ise – maviyse vb.         

                        ÜNLÜ DEĞİŞİMİ

                        Türkçede, “sen, ben”sözcükleri yönelme eki (-e) alınca      sözcük kökünde ünlü değişimi  olur..Örneğin, ben -e : bana; sen –e : sana                       

                        8. BOĞUMLAMA (Dudak Ünsüzleri benzeşmesi)

                        çârşenbih-çehârşenbih; çarşanba-çarşamba;  pençşenbih-perşenbe-perşembe;         tonbul-tombul;   penbe-pembe

            Örneklerinde ”n” ünsüzünden sonra “b” gelemeyeceğinden n-     mye dönüşür ya da   dudak ünsüzü “b” kendinden       önceki ünsüzü kendine “m-b” benzetir.   Dilimizde “n-m”             dönüşmesine  boğumlama denir.

                    Yer adlarında, bileşik sözcüklerde boğumlama olmaz.                    

                        Örneğin,         

                        Safranbolu,   İstanbul, onbaşı, binbaşı vb.

 

            9. TÜRKÇEDE TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE  SES DEĞİŞMELERİ

                        “kadgu-kaygı,   mengzi-benzi,   adrışur-ayrışır, oğmak-ovmak,  döğmek-dövmek,  koğmak- kovmak, Kun-Hun,   Köktürk-Göktürk, beg-bey, könglüm-gönlüm, öpke-öfke,  yazıldı-yayıldı”

                        Yukarıda sıraladığımız ünsüz değişmelerini İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı ürünleriyle  örnekleyelim:

         

                         Alp Er Tunga Sagusu

 

                         Alp Er Tunga öldi mü

                         Isız ajun kaldı mu

                         Ödlek öçin aldı mu

                         Emdi yürek yırtulur

 

                        Begler atın argurup

                         Kadgu anı turgurup

                        Mengzi anı sargarup

                         Körküm angar türtülür

                       

                        Ulışıp eren börleyü

                         Yırtıp yaka urlayu

                         Sıkrıp üni yurlayu

                         Sıgtap közi örtülür

                       

                        Könglüm içün örtedi

                        Yatmiş başıg kartadı

                        Keçmiş ödüg irtedi

                        Tün kün keçip irtelür

 

                                 Koşuk

 

                        Tümen çeçek tizildi

                        Bükünden ol yazıldı

                        Öküş yatıp üzüldi

                        Yirde kopa adrışur

           

                        Kızıl sarığ arkaşıp

                        Yipkin yaşıl yüzkeşip

                        Bir bir kerü yürkeşip

                        Yalnguk anı tanglaşur

                                                                                                                                

                           Sav (Atasözü)                                                                                                        

                        Aç ne yemes, tok ne temes.                                                         

                        Örnek metinlerde d-y, t-d, m-b, ğ-v, k-g,k-h,g-y, p-f,z-   y,s-z,ye dönüşmüştür.

                        Kay(ı)b(p)ett(d)iği : ses düşmesi ”ı” / yumuşama “p-b” / benzeşme “t-t

 Örnek sözcükte üç ses olayı gerçekleşmiştir

10. ÜNLÜ DARALMASI

                     Ünlü daralması  (a-ı),(e-i) dönüşümüyle gerçekleşiyor.

                    “Ara-(i)yor : arıyor, bil-me-(i)yor : bilmiyor,(a-ı),(e-i); say-ma-(i)yor : saymıyor, ye-y-in : yiyin,  ye-y-e : yiye, ne-y-e : niye, gözlemle-yor : gözlemliyor ”  vb.     

                        Ayrıca örneklerde (i)yor eki   ve ykaynaştırma ünsüzünün eylemlerin sonundaki geniş ünlüyü  daralttığını görüyoruz.

 

 

 

   

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..