- Kategori
- Dilbilim
Türkçede ses olayları
TRABZONLU OZANLARDAN SEÇME ŞİİR SESLENDİRMELERİ, ETV TRABZON, MAYIS-AĞUSTOS 1994
Türkçede ünlü ve ünsüz seslerde görülen değişmeler, düşmeler,türemeler dilin kullanımından kaynaklanmaktadır. Bunun böyle olması dile işlerlik kazandırıyor.Türkçe gelişip değişerek uygar dünyada konuşulan, yazılan diller arasında yerini sürdürecektir.
Türkçenin yaşayan diller arasında olmasını istiyorsak Türkçeyi yetkin kılmanın yollarını da unutmayacağız.Bu bir yurttaşlık görevidir. Özellikle aydınlarımız, dilcilerimiz bu konuda sorumluluk taşımaktadırlar.
Türkçede ses olaylarını on başlık olarak inceleyebiliriz:
- Kaynaşma
- Hece Düşmesi(Ünlü Düşmesi)
- Ulama
- Aşınma (Ünlü, Ünsüz Düşmesi)
- Pekiştirme
- Ses Türemesi (Ünlü, Ünsüz Türemesi)
- Ses Değişmesi (Ünsüz, Ünlü Değişimi)
- Boğumlama (Dudak Ünsüzleri Benzeşmesi)
- Türkçede Tarihsel Süreç İçinde Ses Değişmeleri
- Ünlü Daralması
1. KAYNAŞMA
“Dede – y – e , iki – ş – er , görümce – s – i , araba – n – ın” örneklerinde “y , ş , s, n” ünsüzleri iki ünlü arasına gelip geçiş sesi özelliğiyle sözcüğün okunmasını sağlıyor.
Türkçede iki ünlü yan yana bulunamayacağı için araya kaynaştırma ünsüzü denen “y, ş , s , n” ünsüzlerinden biri gelir. Bu ses olayına kaynaşma denir.
Örnekler:
İzciler sıra olup yürümeye başladılar, tepenin arkasında kamp kuracaklardı.
Bu örnek tümcede:
İki-ş-er, yürü-me-y-e, tepe-n-in arka-s-ı-nda sözcüklerinde kök ile ek arasına, ek ile ek arasına kaynaştırma ünsüzleri geldiği görülmektedir.”N,S” ad tamlamasında “N” tamlayanda, “S” tamlananda bulunmaktadır.
(Onun) Babası sandalı kıyıya yanaştırdı. Balıkçılar beşer beşer suya atladılar.
Bu tümcede, kıyı-y-a, su-y-a sözcüklerinde kaynaşma ses olayının gerçekleştiğini görmekteyiz.
Su-y-un ses-i, ne-y-in ad-ı ad tamlamalarında “y” kaynaştırma ünsüzünün tamlayana ulanmıştır. Bu durum yalnız “su, ne” sözcüklerinde gerçekleşir. Oysa, “y” tamlanana, “n” tamlayana gelir. Örneğin, evi-n-in su-y-u tamlamasında olduğu gibi.
Kaya/Kaya-y-a, kıyı/kıyı-y-ı, sayı/sayı-y-a, yedi-ş-er, ses- i-n-i,ev-i-n-i,ev-i-n-e, kapı-s-ı-n-ı sözcüklerinde kök- kaynaştırma ünsüzü-ek, ek-kaynaştırma ünsüzü-ek biçiminde kaynaşma gerçekleşmiştir.
Kaya, beşer, kıyı, sayı,sesi sözcüklerindeki “y,ş,s” ünsüzleri kaynaştırma ünsüzü değildir.Çünkü kaynaşma kuralına uymamakta, bu ünsüzler sözcüğün kökünde bulunmaktadır. Sözcüklerin kökünde kaynaşma ünsüzü aranmaz.Dolayısıyla bu sözcüklerde kaynaşma olayı bulunmamaktadır.
O-n-dan,kapı-y-dı sözcüklerinde yer alan “n,y” ünsüzlerini de koruyucu ünsüz olarak adlandırmalıyız.Bu örneklerde kaynaştırma ünsüzleri bulunmuyor.Bu nedenle kaynaşma da gösterilemez.
Özetle, ad tamlamalarında “N”ünlü ile biten sözcükle tamlayan (belirten) eki “-in” arasına,“kapının kolu”; tamlananla durum eki arasına “Onun evine”; ilgi adılı “-ki” ile ekler arasına “benimkini”; “bu,şu,o” gösterme adıllarıyla ad durum ekleri arasına “bunu, şunu. onu ; buna, şuna, ona” girer.Ad durum eki iyelik eki almış sözcükten sonra gelirse “Ali’nin sevimsizliği-n-i babası-n-a siz söyleyin.” “Bu yaz ada-s-ı-n-a gideceğiz.”
”S” kaynaştırma ünsüzü tamlananda (belirtilen) yer alır: “..... bahçesi”
“Y” ad durum eklerinden “-i,-e”(Ayşe’yi, Ayşe’ye), “Ne” soru adılında (neye), eylem çekimlerinde iki ünlü ( gelmeyecek ) arasına girer.
“Ş” kaynaştırma ünsüzü üleştirme eki “-er”iünlü ile biten sözcüklere bağlamada yer alır. “yedi-ş-er”
2. HECE DÜŞMESİ (ÜNLÜ DÜŞMESİ)
“ağız-ı/ağzı, burun-e/burna, karın-ı/karnı,
omuz- ı/omzu, alın-ı/alnı, oğul-ı/oğlu, kayın-ı/kaynı, kıvır- /kıvrım, ayır-/ayrıntı, buyur-/buyruk, devir-i/devri, fikir-i/fikri, ömür-i/ömrü, resim-i/resmi, koku/kokla, sızı/sızla, yumurta/yumurtla, sarı/sarar, küçük/küçücük, ufak/ufacık, yüksek/yüksel-, alçak/alçal-, üst teğmen/üsteğmen, ast subay/assubay, rast gele/rasgele, yoksul imiş/yoksulmuş, ileri-le/ilerle..vb.
Yukarıdaki örnek sözcükleri incelediğimizde sözcüklerin çekimlenmesinde, türetilmesinde sözcük köklerindeki seslerin kimilerinin -ünlü,ünsüz- düştüğünü görüyoruz. İkinci hecedeki ünlünün düşmesi sonucu oluşan ses olayına hece düşmesi denir. Çünkü sözcüklerdeki ses düşmesi hece değişimlerine yol açıyor. Sözcüklerde gördüğümüz hece düşmesi eklerde de olur. Örneğin, “anne(i)m / annem, tara-(e)k / tarak, iki-(i)z / ikiz,yirmi-(i)nci / yirminci, oku (i)yor / okuyor, aldı idi / aldıydı, verdi ise / verdiyse, koşmalı imiş / koşmalıymış...vb.
3. ULAMA
Öğretmen odasına baktım.
“İnsan olan kara günde
Kimseye el açmamalı
Çalışmalı kazanmalı
Hiçbir işten kaçmamalı”
“Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”
Sözcüklerin sonundaki ünsüzleri sonra gelen ünlüye bağlayarak okumaya ulama denir. Ulamalar n-o, l-e, r-i, n-ü, n-e harfleri ile gerçekleştirilmiştir.
Şiir okurken, şarkı, türkü seslendirirken sıkça başvurulur. Ulamayı oluşturan sözcükler arasında herhangi bir noktalama varsa ulama yapılmaz.
“Sudan, ateşten, güç buldu uygarlığı yüceltenler.” tümcesinde ulama yoktur.
4. AŞINMA (ÜNLÜ, ÜNSÜZ DÜŞMESİ)
Ali Ağa: Alağa /Mustafa Efendi: Mustafendi / Veli Efendi: Velefendi / Fatma Hanım: Fatmanım / Emine Hanım: Eminanım / yukarıda: yukarda / orada: orda / burada: burda / şurada: şurda / içeride: içerde / yaylak: yayla / kışlak: kışla / pekiyi: peki / ne için: niçin / sütlü aş: sütlaç / ey oğul: ayol / ne asıl: nasıl / pazar ertesi: pazartesi / cuma ertesi: cumartesi Kadı köyü: Kadıköy / Top kapısı: Topkapı / Tekir dağı: Tekirdağ...vb.
Yukarıdaki örnek sözcükleri incelediğimizde sözcüklerin hangi seslerinin niçin aşındığını şöyle açıklayabiliriz:
1.Kimi sözcüklerde iki ünlünün karşılaşması sonucu seslerden birinin düştüğünü görüyoruz.
2. Sözcüğün aslında var olan sesler kullanım sürecinde kullanılmaz olmuş.
Sözcük içinde ya da birden çok sözcüğün türlü nedenlerle seslerinden birini yitirmesi dilde kolay söyleyişi sağlamaktadır. Bu ses düşmesiya da aşınması hem ünlüler hem de ünsüzleriçin söz konusudur.
Örnek:
sıcak-cık: sıca-cık / yumuşak-cık: yumuşacık / alçak-cık: alçacık/ çabuk-cak:çabucak vb.
5. PEKİŞTİRME
Pekiştirme, Türkçenin sese verdiği önemi ayrıntılı biçimde açıklığa kavuşturmaktadır. Türkçe sözcüklerin ilk hecelerinin sonundaki ünsüz kaldırılıp da elde edilen hece “p,m,r,s”ünsüzlerinden uygun olanı ile –kulağa hoş gelen, kulağı tırmalayan- kapatılırsa –kapatıcı ses- sözcüğün anlamı kuvvetlendirilmiş olur. Sözcüğün anlamını biçimsel bozulmayı önleyerek güçlendirmeye, artırmaya kurallı pekiştirme denir.Örneklersek, “tertemiz, sopsoğuk, tostoparlak, tastamam, sımsıcak, ıpıslak..vb.
Bir de bu kurala uyulmadan yapılan pekiştirmeler vardır. Örneklersek,“çırılçıplak, sırılsıklam, sapasağlam, güpegündüz, karmakarışık, rengarenk, teketek, tıpatıp, kalakal- ...vb”
Örneklerde, “r”ünsüzü kendine yakın ses veren “l” ünsüzüyle; bir de “e,a” ünlülerinin biriyle iki heceli pekiştirme kuruluyor. Buna kuraldışı pekiştirme denir.
İkilemelerle de pekiştirme yapılabilir. Örneğin, “Püfür püfür esiyor.(Rüzgarın serinliği anlatılıyor.) Derme çatma yapıydı.(Sağlam olmayan yapı.) Hevenk hevenk üzümler. (İpe dizilmiş ya da birbirine bağlanmış üzümler.) İrili ufaklı bebekler. ( Değişik boyutlarda bebekler.), Ben kendim yapacağım.( Başkası değil ben.) , Sen sen samanın altından su yürütürsün. ( Sana güvenilmez.)
Pekiştirme olayı bir tür ikilemedir. Burada ikileme hecede yapılır.Sözcüğün ilk hecesi ve araya giren seslerin kurallı, kuraldışı pekiştirmelerde bitişik yazıldığı görülmektedir.Pekiştirme ekleri örneklerde de görüldüğü gibi niteleyici özellik taşır, nitelik ayırımı, niteliğin art arda dizilen aşamalarını gösterir; sözcükte bulunan niteliği artırır.Pekiştirme ekleri sözcüğün kökenindeki etkin sese göre oluşur.Örneğin, “yeşil” sözcüğünde etkin ses “e” buna uyan pekiştirme sesi “m” “yeşil”in ”ş” sesi ile uyumlu olur. “yemyeşil”, “Kızıl” sözcüğünde etkin ses “k” pekiştirme eki “kıp” “k-p” uyumu nedeniyle “kıpkızıl” olarak pekişir. Soru ekiyle de pekiştirme yapılabilir. Örneğin, “Şekerli mi şekerli.(Çok şekerli.), Tatlı mı tatlı. (Çok tatlı.)”
6. SES TÜREMESİ (ÜNLÜ, ÜNSÜZ TÜREMESİ)
ÜNLÜ TÜREMESİ
Aşınmanın ya da ses düşmesinin karşıtı bir olaydır ses türemesi. Bu ses olayı da Türkçenin söyleyişine uydurma, daha kolay söyleme eğilimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Ses türemesi, “öneste,içseste, sonseste” olmak üzere üç ayrı biçimde görülür.
Türkçede görülen en yaygın türeme, yabancı kökenli sözcüklerdeki ünlü türemesidir. Önses ve içseste gerçekleşen ünlü türemesini örneklerle görelim:
station (Fransızca)-istasyon
scutari (Yunanca)-Üsküdar
spinatum (Latince)-ıspanak
scarpina (İtalyanca)iskarpin
statistique (Fransızca)istatistik vb.
Yukarıdaki örneklerdeki sözcüklerin asıllarında başta iki ünsüz bulunmaktadır.Türkçede sözcüklerin başında iki ünsüz bulunmayacağı için sözcükleri Türkçe söyleyişe uydurmak amacıyla önseste ünlü türemesi olmaktadır.
Önseste ünlü türemesinin bir başka nedeni de, Türkçede “r,l” gibi seslerin sözcük başında bulunmamasıdır.Bu nedenle sözcükte önses türemesi olur.
Örnek:
limon-ilimon / rüzgâr-ürüzgâr-ürüzger / layık-ilayık / reçel-ireçel / Rum-Urum / Recep - İrecep / Hüseyin-İseyin / Ramazan-İramazan vb.
Bu örneklerde görülen ünlü türemesi Anadolu ağızlarında görülmektedir.
Sözcük başında gördüğümüz bu ses türemesini sözcüğün içinde de görürüz. Yan yana gelen ünsüzler arasına ünlü getirilerek oluşturulan içses türemesi de önseste olduğu gibi çoğunlukla konuşma dilinde ortaya çıkmaktadır.
Örnek:
kral-kıral / spor- sipor / tren-tiren /gram-gıram / grup-gurup / antre-antıre / santral-santıral / kontrol- konturol / kontrat-konturat / krem-kırem / plan-pilan vb.
Yukarıda verdiğimiz konuşma dilindeki örneklerin yanı sıra, yazı dilimize geçmiş örnekler de vardır:
şilep,pili,Hıristiyan,pirzola vb.
Kimi Türkçe sözcükler “-cık” küçültme ekiyle kullanıldığında bu ekten önce geçiş sesi olan bir ünlü alır: “ı,i,u,ü,e,a”
Örnek:
dar-cık:dar-a-cık / az-cık:az-ı-cık / bir-cik:bir-i-cik / gül-cik:gül-ü-cük / öp-cik:öp-ü-cük / genç-cik:genc-e-cik vb.
Dilimize Arapçadan girmiş, sonu iki ünsüzle biten kimi tek heceli sözcükleri Türkçe söyleyişe uydurmak için iki ünsüz arasına dar ünlü girer. Sözcüklerin değişen bu biçimleri yazı dilimize geçmiştir.
Örnek:
Emr-emir /hazm-hazım / kahr-kahır / akl-akıl / fikr-fikir / devr-devir /kayb-kayıp / katl-katil vb.
Pekiştirme yapılan sözcüklerin bazılarında da “e,a” sesleri girer.
Örnek:
sap-a-sağlam, çep-e-çevre, düp-e-düz vb.
ÜNSÜZ TÜREMESİ
Sözcüklerde gördüğümüz ünlü türemesi gibi ünsüz türemesi de olur. Ancak, ünsüz türemeleri daha çok önses ve içseste görülür.
Türkçede “h,v,y” gibi ünsüzler, ünlüyle başlayan kimi sözcüklerin başına getirilir. Yazı dilimize geçmiş olan “vur-” eylemininTürkçenin eski ürünlerinden başlayarak yakın zamana dek “ur-” biçiminde kullanıldığı bilinmektedir. “Yit-” Anadolu ağızlarında “it-, üt-” biçiminde kullanılmaktadır. Çekimlenmiş biçiminde “ütül-, ütüldü” örneklenirse “Ben çok bilye ütülmüştüm.” gibi. Ayrıca dilimizde yer alan havlu- avlu, haşlama-aşlama, hark-ark ünsüz türemesine örnek olarak gösterilebilir.
Kimi sözcüklerde “h” öntüremesi yazı dilimize geçmiştir.Örneğin, “hörgüç-örgüç, höyük- öyük”vb.
Yabancı kökenli sözcüklerde de ünsüz türemesi görülmektedir.Örneğin.”helbet-elbet, hücra- ücra, hambar-ambar, hevenk-evenk” vb.
İçseste ünsüz türemesi yazı ve konuşma dilimizde görülmektedir. Yazı dilimizde görülen ünsüz türemesini görelim.Örneğin, “mai-mavi, faide-fayda, acaib-acayip”vb. Konuşma dilimizdeyse, “kılıç-kılınç, tüfek-tüfenk, saat- sahat,kızamık-kızambık, palyaço-palyanço, peş temal-peş tambal (peştamal), dolamaç-dolambaç, hain-hayın, daire-dayire, ait- ayit”vb. zan-n-etmek, his-s-etmek, af-f-etmek”vb. Arapçadan dilimize giren bazı sözcükler yardımcı eylemle birleşirken asıllarında var olan sesleri yeniden alırlar. Örneğin, “zan-n- etmek, his-s-etmek, af-f-etmek”vb.
Sonsesteki ünsüz türemesine gelince, “ile” sözcüğü kendisinden önce gelen sözcüğe eklendiğinde sonuna “n” ünsüzü gelmektedir. Örneğin, “benimle-benlen, seninle-senlen, onunla-onlan, onlarla-onlarlan, bizimle-bizlen, sizinle- sizlen, ekmekle-ekmeklen, eliyle-elinlen, Ayşe’yle-Ayşe’ylen”vb.
Sonsesteki ünsüz türemesi daha çok kişi adıllarında olmaktadır. Konuşma dilinde rastlanan bir ünsüz türemesi olayı da “şimdi” sözcüğünün sonuna bir “k” sesi alarak “şimdik” biçiminde söylenişidir.
7. SES DEĞİŞMESİ (ÜNSÜZ, ÜNLÜ DEĞİŞİMİ)
ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ
Bir sözcük içindeki sesin başka bir sese dönüştürülmesi olayı olan ses değişmesi ya da benzeşmezlik özellikle ünsüzlerde söz konusudur.
Yazı dilimize yerleşmiş sözcüklerde olduğu gibi konuşma dilinde de ses değişmesi olayına rastlamaktayız. Yazı dilimizdeki ses değişmeleri çoğunlukla yabancı kökenli sözcüklerde gerçekleşmiştir.
Örnek:
“muşamma(Ar.)- muşamba” örneğinde “m-b” ye, “tennur-tandır” Farsça kökenli bu sözcükte“n-d”ye dönüşmüş.
Konuşma dilimizde bu ses değişmesi olayı daha çoktur.Örneğin,“aşçı-ahçı, birader-bilader, murdar-mundar, silsile-sinsile,”vb. “ş-h; r,l-n”seslerine,“şoför-şöför, pantolon- pantol, eczane-ezzane, şemsiye-şemşiye” örneklerinde de , “o-ö, a-o, c-z, s-ş” ses dönüşümleri gerçekleşmiştir.
Arapça sözcükler yardımcı eylemle birleştiğinde “b-p” dönüşür. Örneğin, kayıp-kayıbetmek”vb.
Türkçe “ile” sözcüğü sonu ünlüyle biten sözcükle birleştiğinde “i-y”dönüşümü olur.Örneğin,”baba ile- babayla gibi.
Sonu ünsüzle biten sözcükler iyelik eki aldığında eğer “ile” sözcüğüyle birleşecekse yine “i”, “y” ye dönüşür. Örneğin, kardeşi ile – kardeşiyle vb.
İmek ek eyleminin çekimlenmiş biçimi olan “idi, imiş, ise, iken” sonu ünlüyle biten sözcüğe geldiğinde “i”, “y” ye dönüşür. Örneğin, kapı idi – kapıydı, araba imiş – arabaymış, evde iken –evdeyken, mavi ise – maviyse vb.
ÜNLÜ DEĞİŞİMİ
Türkçede, “sen, ben”sözcükleri yönelme eki (-e) alınca sözcük kökünde ünlü değişimi olur..Örneğin, ben -e : bana; sen –e : sana
8. BOĞUMLAMA (Dudak Ünsüzleri benzeşmesi)
çârşenbih-çehârşenbih; çarşanba-çarşamba; pençşenbih-perşenbe-perşembe; tonbul-tombul; penbe-pembe
Örneklerinde ”n” ünsüzünden sonra “b” gelemeyeceğinden “n- m”ye dönüşür ya da dudak ünsüzü “b” kendinden önceki ünsüzü kendine “m-b” benzetir. Dilimizde “n-m” dönüşmesine boğumlama denir.
Yer adlarında, bileşik sözcüklerde boğumlama olmaz.
Örneğin,
Safranbolu, İstanbul, onbaşı, binbaşı vb.
9. TÜRKÇEDE TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE SES DEĞİŞMELERİ
“kadgu-kaygı, mengzi-benzi, adrışur-ayrışır, oğmak-ovmak, döğmek-dövmek, koğmak- kovmak, Kun-Hun, Köktürk-Göktürk, beg-bey, könglüm-gönlüm, öpke-öfke, yazıldı-yayıldı”
Yukarıda sıraladığımız ünsüz değişmelerini İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı ürünleriyle örnekleyelim:
Alp Er Tunga Sagusu
Alp Er Tunga öldi mü
Isız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtulur
Begler atın argurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi anı sargarup
Körküm angar türtülür
Ulışıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Könglüm içün örtedi
Yatmiş başıg kartadı
Keçmiş ödüg irtedi
Tün kün keçip irtelür
Koşuk
Tümen çeçek tizildi
Bükünden ol yazıldı
Öküş yatıp üzüldi
Yirde kopa adrışur
Kızıl sarığ arkaşıp
Yipkin yaşıl yüzkeşip
Bir bir kerü yürkeşip
Yalnguk anı tanglaşur
Sav (Atasözü)
Aç ne yemes, tok ne temes.
Örnek metinlerde “d-y, t-d, m-b, ğ-v, k-g,k-h,g-y, p-f,z- y,s-z,”ye dönüşmüştür.
Kay(ı)b(p)ett(d)iği : ses düşmesi ”ı” / yumuşama “p-b” / benzeşme “t-t
Örnek sözcükte üç ses olayı gerçekleşmiştir
10. ÜNLÜ DARALMASI
Ünlü daralması (a-ı),(e-i) dönüşümüyle gerçekleşiyor.
“Ara-(i)yor : arıyor, bil-me-(i)yor : bilmiyor,(a-ı),(e-i); say-ma-(i)yor : saymıyor, ye-y-in : yiyin, ye-y-e : yiye, ne-y-e : niye, gözlemle-yor : gözlemliyor ” vb.
Ayrıca örneklerde “(i)yor eki ve “y” kaynaştırma ünsüzünün eylemlerin sonundaki geniş ünlüyü daralttığını görüyoruz.