Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '20

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Türkçenin Aydınları

 
 
 
 
Türk aydınlarının başlangıçtan beri bir “anadili” sorunu olmuştur. Göktürk Yazıtları’nda bu konuda önemli bir uyarı var. Özetle şöyle:
 
“Türk beyleri Türkçe adlarını bırakıp Çin beylerinin Çince adlarını aldılar. Bu yüzden tutsak olup elli yıl işlerini güçlerini Çinlilere verdiler.”
 
Bu uyarı etkisiz kaldı. Çünkü İslâm uygarlığı çevresindeki Türk aydınları çok daha büyük yanılgıya düştüler. Türkçeyi işleyip geliştirecek yerde, bilim dili olarak Arapçayı, yazın dili olarak Farsçayı alıp yüzyıllarca kullandılar. Daha da önemlisi, medrese öğretiminin Arapçaya göre kurulmuş olmasıdır. Bu durum, Türkçenin gelişme sürecinde en önemli engeli oluşturmuştur.
 
Anadilini “yetersiz görme” anlayışı, bir tür aşağılık duygusunun belirtisidir. Bu da, işlenip geliştirilmiş görkemi karşısında gözleri kamaşan aydının, kendi dilinin olanaklarını göremez olmasından ileri gelmiştir.
 
Türk toplumunun, ulusal benliği içinde yenilenip çağdaş bir toplum olabilmesi için, Türkçenin, kendi varlığından doğan kurallar üzerinde, salt kendi kaynaklarından beslenerek gelişmesi gerekmektedir. Dilin sağlıklı gelişme yolu budur.
 
 
Türkçe, halk dili olarak doğal gelişimini sürdürüp gelmiştir. Bu alanda büyük bir birikimi vardır. Gerçekten yüzlerce atasözü, binlerce deyim, söze güç katan pek çok anlatım, halk dilinde yaşamaktadır. Ayrıca, eski metinlerde unutulup kalmış olan söz değerleri var. Daha önemlisi, Türkçenin yeni söz değerleri üretmeye elverişli yolları var. Bunlar, “türetme” ve “birleştirme” yolarıdır. Türkçe, son elli yıl içinde, bu konuda çok verimli bir üretkenlik sürecine girmiştir. Bunlardan başka Türkçede, çok anlamlılık, işteşlik, ikileme… gibi, anlatım yolları var.
 
Şu var ki Atatürk’e gelinceye dek Türk aydınları Türkçenin bu olanaklarını gereği gibi göremediler. Öteki sorunlarımız gibi, bu sorunun da gerçek çözümünü O gösterdi:
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..