Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

Türker Alkan anne cinayetlerini yazdı

Türker Alkan anne cinayetlerini yazdı
 

"Artık çocukların annelerini öldürmesi (hem de vahşice, bıçaklayarak, boğarak, parçalayarak öldürmesi) sıradan bir olaya dönüştü. Evvelsi gün annesini parçalayıp poşetlere dolduran genç adam yaptığı işin doğallığına o kadar inanmış ki, kafedeki arkadaşlarına yaptığı marifeti anlatıp, “Poşetleri kaldıramadım, bana yardım etseniz” demiş!

Beş gün öce de taksici sevgilisiyle bir olup annesinin boğazını keserek öldüren bir genç kız (16 yaşında) yakalandı.

İki ay önce profesör annesini öldüren Başak Aydıntuğ’un duruşması başladı, akli durumunun saptanmasına karar verildi.

14 Nisan 2008 tarihli gazetelerde “Beni neden evlendirmiyorsun, kısmetimi kapatıyorsun” diyerek annesini 21 yerinden bıçaklayıp öldüren bir genç kızın haberi vardı.

Bursa’da şizofren bir kız olan Sunay Yıldız, “Dünyanın sonu geldi, artık kimse yaşamasın” diyerek annesini 12 bıçak darbesiyle öldürdü.

Anne cinayetlerinin çoğunlukla genç kızlar tarafından işlendiğini, katillerin büyük bir hınçla hareket ettiklerini (çok sayıda bıçak darbesi, kesme, yakma, parçalama...) çoğu kez satanizm suçlamalarının yapıldığını, akli dengelerinin sorgulandığını görüyoruz.

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Ankay bu olaylarda, basının bu haberleri abartarak vermesinin tetikleyici bir etki yaratabileceğini söyledikten sonra, bu suçlarda asıl belirleyicinin toplumsal psikolojik nedenler olduğunu ileri sürüyor: “Burada sosyo-ekonomik, kültürel nedenler, aşırı siyasal ve ideolojk çekişmeler, yabancılaşma, işsizlik, gelecek şoku, boşanma, yaşamın tekdüzeliği, çocuk eğitimindeki yanlışlıklar ve bunların oluşturduğu kişilik bozuklukları önem kazanmaktadır... Türkiye’de son 10 yılda yüzde 250’lik bir boşanma salgını ortaya çıkmış-tır. Bu salgınlar ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal bunalımların bir sonucudur. Freud, ‘Cinsiyet ve Psikanaliz’ adlı eserinde, ruh sağlığının bireysel bir olay olmaktan çıktığını, nevrozun uygarlığa koşut olarak arttığını, bunun için toplumsal değişikliklerin yapılması gerektiğini, ancak bunun bir hekimin işi olmadığını ifade etmiştir.”

Ankay, genel olarak toplumlardaki şiddet eğiliminin artmasını (savaşları) da önemli bir neden olarak görmektedir.

Kuşkusuz ki bütün bu nedenler ‘anne cinayetlerinde’ etkili olmuştur. Fakat hâlâ açıklanmaya muhtaç bir durum var: Neden son zamanlarda anneler hedef oluyor, özellikle de genç kızlar tarafından?

Sanırım toplumsal değişim sürecinde en şiddetli değişim şokunu yaşayanlar ‘anne’, ‘zevce’, ‘genç kız’ ve ‘kadın’ rolünde olan kişilerdir. Özellikle de işte çalışıp gelir elde eden, boşanma sonucunda çocuklar üzerinde kısıtlayıcı otorite rolünü üstlenen kadınlar bir tarafta; internet kafelerde, televizyon dizilerinde, arkadaşlık gruplarında bambaşka bir dünyanın özgürlüğe ve maceraya çağrısını duyan gençlik diğer tarafta.

Böylesi bir çatışmaya can mı dayanır?"

Bu satırlar Radikal yazarı Türker Alkan'ın...

Bu yazı 30 Mayıs 2008 Cuma günkü Radikal'de yayımlandı. Okudum, içim acıdı... Sonra bir kez daha okudum... Bu yaşıma kadar tanıdığım bütün anneleri düşündüm. Hatırladıklarımı tek tek gözümün önüne getirdim... Ve hep kendime şu soruyu sordum: "Biz neden böyle olduk?!.." Birkaç soru daha sordum kendime: "Kim veya kimler bizi bu hale getirdi?!.." "Acaba" dedim, kendi kendime "Biz bize neden benzemez olduk?!.."

Hazırlıklarını tamamlamaya çalıştığım bir derneğin kurulması çabası içindeyim: "Bölünmüş Aileleri ve Çocuklarını Koruma Derneği". Ve her kim Türkiye'ye bir iyilik etmek istiyorsa; böyle bir niyeti varsa önce aileyi kurtarsın. Çünkü ailenin kurtulması milletin kurtulmasıdır; ülkemizin huzura ermesidir. Bir sevgi seferberliği içinde her birimiz çevremizden başlayarak aileyi; aileleri kurtarmalıyız.

Anneler... Eli ayağı öpülecek annelerin yaşadığı; annelerin çok mutlu olduğu bir ülke olmalı benim ülkem.

Fot.-resim:aybisch.blogcu.com

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..