Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Türkiye, Fincancı Katırlarını mı Ürküttü Yoksa?

Türkiye, Fincancı Katırlarını mı Ürküttü Yoksa?
 

Ermeniler tarafından yapılan Hocalı Katliamı... 90 yıl değil, daha 15-20 yıl önce... img.blogcu.com


Köpekler kıyısından su içti diye, derya kirlenmez!

Nereden çıktı bu “özür” kampanyası? Akıllı Batı'nın üzerimize biçtiği "deli gömlekleri", bunlar.

Tabii ki yine dışarılardan bir yerde düşünülüp organize edilmiş ve öncelikle Türkiye’de yaşayan bazı Ermeni aydınları tarafından desteklenen bir kampanya olduğunu unutmamalıyız. Türkiye vatandaşı olan bazı Ermenilerin ne kendince özrü, ne itirafları, uluslararası arenada ülkemizin ve tarihin gerçekleri olarak kayda geçemez.

Politik olmak, siyasi davranmak, stratejik harekete önem vermek, uluslararası dengeleri gözetmek başka; yumuşak olmak, omurgasız olmak, şahsiyetsiz olmak başka…

İstiyorlar ki tarihimizi unutalım, tarihimizden utanalım! Ermeni konusunu ısıtıp ısıtıp önümüze getirerek istiyorlar ki, dünya ülkeleri karşısında sesimizi fazla yükseltemeyelim, ezik kalalım. İstiyorlar ki toplumun ve gerçeklerin inadına konuşan karanlık aydınlardan olalım. İstiyorlar ki ülkemizde aşındıramadıkları değerlerden vatanseverliğimiz aşınsın, ülkemize olan aidiyet duygularımız törpülensin.

Dünya insanı yutturmacası(palavrası) altında istiyorlar ki tarihi, kültürü, inançları dejenere edilmiş ve geleceğine ipotek konulmuş yumuşak bir millet olalım, koyun gibi...

Ben, özellikle şu konunun da artık açıkça ifade edilmesi gereğini duyuyorum. Yöneticilerimiz, tehciri bizzat Fransız ve İngilizlerin önerisi veya dayatmasıyla yapmıştır. Rusya’nın Akdeniz'e inmesinden çekinen bu iki devlet, Rusların işbirlikçisi Ermenileri Rus sınırından uzaklaştırmak için 1915’te Osmanlı hükümetine öneride bulunmuşlar ve Ermeniler, bizzat Fransızların nüfuzunun olduğu Suriye, Beyrut taraflarına göç ettirilmiştir. Ancak ikiyüzlü Fransız hükümetleri, bugün Ermeni tehcirini "soykırım" olarak tanıyan ve Ermenilerin uluslararası arenada ağabeyiliğini yapan sahtekârlardır. Tehcir sırasında savaşlarla perişan olmuş bir ülkede ne asayişin ne şartların iyi olduğundan bahsedilebilir. Ülkenin perişan halinden Anadolu insanı da en acı bir şekilde nasiplenmiş, hayatta kalabilmek için dağlarda adeta otlamıştır. Açlıktan, sefaletten, elbisesizlikten Anadolu insanı da hayatını kaybetmiştir.

Kaldı ki Türk hükümetinin Ermenistan’a yaptığı “Gelin bir ilim heyeti kuralım ve tarihçilerimiz, tartışmalı konuları belgeler ışığında aydınlatsın!” teklifini Ermeni tarafı hâlâ cevapsız bırakmıştır. Belgeler ve bilgiler, Ermeni, İngiliz ve Fransızları mahkûm edecektir. Bu, bilindiği için Türk tarafı dışında kimse bilimsel araştırmaya ve konuşmaya yanaşmıyor.

Ancak, şurası da bir gerçek ki Osmanlı Devleti Ermenilerin de devletiydi ve Ermeniler Osmanlının girdiği savaşlara girmeyip cephelerden kaçmışlardır. Türk erkekleri savaştayken Ermeni militanlar, cephe arkasında, Anadolu’da, köylerde masum ve zavallı halka işkence ve zulüm yapmışlardır. Doğu’da Ermeniler, savaşlara gidemeyen Türk köylüsünü, yaşlı, çocuk, kadın demeden katletmiştir. Erzurum'da her evde katliamın, kötü hatıraları sıcaklığını kaybetmemiştir.

Dedelerimizin anlattığına göre savaştan dönen Türk askerleri, köylerindeki katliamı, işkenceyi, tecavüzü ve Ermeni yağmasını görünce Ermenilerle silahlı çatışmaya girmişlerdir. Bir iç savaş korkusuyla hükümet Ermenileri bölgeden uzaklaştırmış. Bu uzaklaştırma Ermenilerin can güvenliğini sağlamış. Olan benim masum atalarıma olmuş.

Son zamanlarda ülkemizin Ortadoğu’da, Türkî Cumhuriyetler ve İslam ülkeleri arasında itibarlı konuma geçmesini endişeyle takip eden İsrail’in ve onun silahşorları ABD ve İngiltere’nin dış politikada ve bölgede önemli itibar kazanan Türkiye’ye aba altından sopa gösterme politikalarının devamı olarak küstahça böyle bir “özür kampanyası” tezgâhlamışlardır, diye düşünüyorum. Türkiye’nin elini zayıflatma politikası olarak görüyorum bu mesnetsiz işleri…

Bölgenin Avrupalı -sözüm ona- Fransızlar bile ABD tarafından devre dışı bırakıldı. Fransızlar bile bölgede ABD varlığından rahatsızken ve ABD Fransa’ya rağmen bölgede işler çevirirken, hiç ister mi bölgede itibarlı ve güçlü bir Türkiye olsun? Son günlerdeki Kuzey Irak hükümeti ile Türkiye, Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki diyalogun kodlarını çözdüğümüzde artık bölge ülkelerinin ve dünya Müslümanlarının ülkemize bir ağabeyi gözüyle baktıkları ortaya çıkar.

PKK sempatizanı ve destekçisi neye hizmet ediyorsa, bence bu özür kampanyasına bilinçli olarak katılanlar da aynı odağa hizmet ediyorlar.

Bu organizasyon, bana, uluslararası arenada merkezinde Türkiye’nin olduğu önemli gelişmelerin varlığını fısıldıyor adeta! Sanırım Türkiye bölgede veya dünya siyasetinde bazı çıkar çevrelerinin ve emperyalist odakların fincancı katırlarını ürküttü, birilerinin çıbanına bastı!

Söyleyin Erzurumludan kim özür dileyecek! Katliamlar özürlük işler mi? Osmanlı Devleti zamanında huzur içinde yaşayan milletler, yaklaşık 100 yıldır kan ve acı içinde yaşıyorlar. Peki Osmanlı Devleti'ne saldıranlar, sahi niçin saldırdılar. "ÇANAKKALE'DE NE İŞLERİ VARDI?" Soydaşları mı vardı bu bölgede... Yoksa bu toprakları hâlâ burada yaşayan insanlara çok mu görüyorlar?

SAHİ, ORTADOĞU'DA VE IRAK'TA YAPILAN SOYKIRIMLARIN VE KATLİAMLARIN ÖZRÜNÜ KİM DİLEYECEK.
SAHİ BU KAN VE GÖZYAŞI, BUGÜN BİZE ÖZRÜ ERDEM OLARAK GÖSTEREN UYGAR TOPLUMLARIN KATLİAMLARI OLMASIN?!
SAHİ, SÖZDE SOYKIRIMI EN ATEŞLİ BİÇİMDE SAVUNANLARIN KAÇI ERMENİSTAN'DA YAŞIYOR!

Akıllı olun Türk aydınları... Bu özür olayı, insancıl ve masumane değil. Özrün ardından neler gelecek, tahmin etmeniz zor değildir herhalde!

İstiyorlar ki Türkiye, komşusu Ermenistan'la -daha önce diğer komşuları Suriye, İran, Yunanistan, Bulgaristan- barışık yaşamasın. Türkiye'nin her zaman sulanmış bir yarası olsun, istiyorlar. İstiyorlar ki, dünyanın en verimli topraklarının olduğu bölgede hiçbir ülke gelişmesin.

Sözde Ermeni Soykırımı veya Tehciri, salt Ermenistan'la Türkiye arasındaki bir mesele değildir. Bölgeye hakim olmak isteyen emperyalist güçlerin Türkiye'yi sindirmek ve bölgede pasif hale getirmek için kullanılan önemli kartlardan, kozlardan ve silahlardan biridir. PKK da öyle, ülkemizdeki faili meçhul cinayetler de, bombalı saldırılar da, suikastler de, etnik ve mezhep çatışmaları da...

Cemil Meriç söylemişti galiba:

Köpekler kıyısından su içti diye derya kirlenmez!

Not: Elbette hangi milletten olursa olsun insana saygılıyız. Geçmiş tarihlerde Ermeni komşularımız da olmuştur. Bir aile gibi yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen komşularımız. Ancak tarihi çarpıtannların bilip de söylemedikleri konularda sessiz kalmamız mümkün değil.

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..