Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '12

 
Kategori
Dünya
 

Türkiye- İran ilişkileri, Türkler, Amerika, terör ve bölge, içinde hainler

Türkiye- İran ilişkileri, Türkler, Amerika, terör ve bölge, içinde hainler
 

Eskiden cephelerde göğüs göğüse yapılan savaşlar, çağımızda  ayağa düştü, dağlarda, caddelerde bazen de evlerde. Klasik savaşın yerini terör aldı. Kullanılan terör örgütleri, adına çalıştıkları devletin taşeronluğunu yapıyor. Bugün ona, yarın sana. Bir anlamda ilan edilmemiş savaş. Bazı devletler ellerinin altında besleme terör örgütleri bulunduruyorlar, kamplarda yeni terör elemanları yetiştiriyorlar ve gerekli görünce kullanıyorlar kadın kız, çoluk çocuk demeden.

Savaş, adını değiştirip demokrasi, insan hakkı, özgürlük adını kullanarak evlere kadar giriyor. Savaşın karşısında barış, mahcup, tedirgin ve zor.

Savaşın adı demokrasi, savaşın adı özgürlük, savaşın adı insan hakkı. Savaş bu, ne kılıkta geleceği belli olmuyor. Eskiden olduğu gibi doğrudan toprak veya ganimet talepleriyle gelmiyor. Yumuşak yumuşak, bazen de okşayıp sırt sıvazlayarak sinsi sinsi yaklaşıyor ve ne edip, ne kılacağını yıllar öncesinden planlayarak.

Savaşın ortasındayız kah dağlarda, kah cadde boylarında veya yollarda. Çok kullanılan bir cümle ile, ateş çemberinin içine düştük ve bunlar politika gereği! Varın karar verin bu politikaları, küresel mi, ulusal mı, bölgesel mi, yoksa müttefiksel mi sinsi sinsi…

Suriye ağzımızda sakız oldu büyük küçük. Yatıp kalkıp Suriye diyoruz, Suriye bizimle en uzun sınıra sahip komşu ve baş müttefikimizin bitip tükenmeyen emperyal hırsları.

“Suriye’ye müdahale konusunda Amerika isteksiz davranıyor. Çünkü Amerika’da yaklaşan başkanlık seçimleri var” deniyor. Amerika dış politikasını seçim etkiler mi? ABD dış politikasında ufak tefek sapmalar olsa da dış politika yıllar öncesinden planlanır ve uygulanır.

Irak ve Arap Baharı benzeri demokrasi tuzaklarından da ağzımız yanarak yoğurdu üfleyerek yememiz gerekiyor düşüncesine dalmışken canavar dalıverdi içimize.

Sınır komşumuz İran’ın rekabet duyguları depreşince heyacanla kurulan o sinsi tuzaklara düşüveriyor. 1639 Kasri Şirin antlaşmasına dayanan bir sınır. Sınır yüzünden şimdiye kadar iki ülke arasında bir kavga ve anlaşmazlık çıkmamış. Ezeli rakip iki ülkenin halkları birbirine yakın hissediyor ve sempati duyuyor. İran nüfusunun %35 Türk veya Türkmen.

“İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi İsrail'in İran'la olan düşmanlığının sonunda "fiziksel çatışmaya dönüşeceğini" ifade ederek ülkesindeki herkesten gelecekteki savaş için hazırlıklı olmalarını istedi” ( Milliyet,23 eylül.2012).

İran, tam da muhtemel bir İsrail saldırısına maruz kalacağı zamanlarda, PKK’ya destek artırması Türk kamuoyunda İran’a karşı tutum oluşmasına yol açtı. Teslim olan Bir PKK’lı, Türkiye’ye giriş yapan 1000 teröristten 600’nün İran’daki kamplarda eğitilerek İran sınırından Türkiye’ye giriş yaptığını söylüyor. (Basın)

Suriye çözümü için Türkiye, Mısır, İran, Suudi Arabistan devletlerinin bir araya gelirken İran- Türkiye düşmanlığı kimlerin işine geliyor? Bölge ülkeleri mezhep farklılıklarına göre saf mı tutuyor?

Türkiye bölgede tam dengeleri elinde tutacağı bir zaman neden taraf oldu?

Oysa,

Irak nüfusunun %10’ u Türk

İran nüfusunu Farslar’dan sonra %35’ni Türkmenler, Azerbaycanlılar, Halaçlar, Avşarlar, Şahsevenler, Kaşkaylar, Karapapaklar gibi Türk halkları oluşturur.

Suriye nüfusunun yaklaşık %6’sı Türk.

Bilinçli bir şekilde bölgemizde ve ülkemizde mezhep ayrımcılığı ve kışkırtıcılığı körükleniyor. Etnik yapılar kaşınıyor ve ülkeler bunu göremiyorlar.

İran Türkiye’ye karşı düşmanlık duygularını körüklüyor.

Amerika ve İsrail’in İran’a muhtemel saldırısı tartışılıyor.

Ortadoğu ve İslam liderliğine soyunmuşken, Türkiye’nin komşuları ile arası açılıyor. Ordu komutanları zindanlara atılıyor.

Türkiye’de terör azıyor, bombalar patlıyor, kazalar (?) oluyor, onlarca şehit ve yaralıların her gün haberleri alınıyor. Türk halkı kanıksıyor, şehitlere bol bol rahmet ve başsağlığı dileniyor dualar yollanıyor.

Bölgede mezhep, din ayrımcılığı ve kışkırtıcılığı had safhada. Bunun en büyük silahı terör.

Amerika, 17 Eylül itibarıyla Tunus ve Sudan’daki elçilik personelini ve ailelerini boşalttı ve bu ülkelere seyahat yapılmaması konusunda vatandaşlarını uyardı.

Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu bölge insanı ve bölge  paramparça ve bu yolda rol üstlenen aktörler ve hainler.

Hüseyin Seyfi 

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..