Türkiye, İslam dünyası ve çağdaş dünya

İyi günler Atatürk’çü Arkadaşlarım.

Bazı saygıdeğer çağdaş ve Atatürk’çü dostlarım dünyada ve Türkiye’de olup bitenlere daha cesur bir şekilde kritik ve objektif bakarak fikirlerini söylüyorlar; kendilerini tebrik ederim.

Türkiye’deki ve Islam dünyasındaki gelişmeleri çok ciddi bir şekilde ele alıp; Batı dünyasından 100 yıllarca geri, düşünüş ve yaşam tarzı olan ortaçağ şeriat zihniyetine sahip kişi ve kurumların İslam dünyasını çağdaş toplumlardan nasıl UZAKLAŞTIRDIKLARINI (tecrit, Isolation) KAYGI İLE dile getirmekteler.

Bugün İslam dünyasının kapasitesi – ekonomi, bilim, teknik vs – çağdaş dünyanın (Batı, ABD, Japonya, Çin, …) ancak %5’ne eşittir. Hatırlıyalım; bir kaç yıl önce Pakistan Başkanı Muşarraf şöyle demişti:

"Bir bakınız, 1250 milyon Islam ülkelerinin tümünün ulusal geliri ancak 83 milyonluk Almanya’nınkine bedeldir.“

İslam ülkelerindeki bu radikal ve anarşik gelişmeler Batı’da kaygı ile izlenmektedir.

Bunu şöyle yorumlamak hiç yanliş olmaz:

Şayet radikal ve geri Islam dünyasınin gücü %5 değilde %10-20 olursa, çağdaş dünya bir ATOM SAVAŞI ile bu fanatik gelişmeye son verecektir.

TÜRKİYE; bu savaşta ATATÜRK’ün gösterdiği yolda, yani çağdaş batı dünyasında tekrar yerini almalıdır. Benim bu varsayımıma (Prognose, prognosis) Atatürk’çü dostlarımdan bile reaksiyon gelebilecektir. Batı’nın şu anda böyle bir müdahaleye gerek görmemesinin tek sebebi; İslam dünyasını bir güç olarak henüz ciddiye almamalarındandır.

Saygı, sevgi ve selamlarımla.

Ahmet Yilmaz (EU2014),

Frankfurt, 02.06.2008.