Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '07

 
Kategori
Kitap
 

Türkiye 1915 …

Türkiye 1915 …
 

Türkiye 1915’ adlı bir kitap okuyorum. Yazarı Paul R.Krause adında bir Alman.

Osmanlı İmparatorluğunun hükümet danışmanıymış aynı zamanda.

Kitap; Alman halkına Türkiye ve Türkleri tanıtma amacıyla yazılmış ve 1916 yılında Almanya’da basılmış.

Ülkemizin o yıllardaki toplum yapısını, yönetimini, kültürünü, diğer devletlerle olan ilişkilerini anlatan ve oldukça ayrıntılı bilgiler veren değerli bir kitap.

Okudukça ülkemizin nerelerden nerelere geldiğini düşünüyor, o dönemin Türkiye’sini bir yabancının gözünden daha farklı görüyorsunuz.

Bu kitabın bir önemli özelliği de, yazarın Susurluk'la ilgili bir anısından söz etmesi.


İşte yazarın Susurluk’la ilgili anısı.

Kendi alanında tek örnek olan Susurluk’taki bor yataklarının keşfinde benimde rolüm vardır, anlatılmaya değecek kadar ilginçtir.

Çanakkaleli çömlekçilerin mallarına sürdükleri çok parlak bir sır, biri İngiliz diğeri Alman iki arkadaşımın dikkatini çekmiş.

Sorduklarında ise çömlekçilerin, kullandıkları çamura deve kervanlarıyla iç bölgelerden çuvallarla gelen öğütülmüş alçıdan çok az miktarda kattıklarını öğrenmişler.

1876 yılında bu işin peşini kovalamışlar ve Susurluk yakınlarında bir alçıtaşı madeninin Fransızlar tarafından işletildiğini, Çanakkaleli deve kervanlarının da alçıyı buradan aldıklarını görmüşler.

Madenin bekçisi Polonyalı o zamanlar çok ıssız olan bu bölgede Avrupalıları görünce sinirlenmiş ve eğer arkadaşlarım madene yaklaşırlarsa ateş etmekle tehdit etmiş.

Bu da arkadaşlarımda burada özel bir durum olduğu kanısı uyandırmış.

Köylülerden birkaç alçıtaşı örneği elde etmişler ve gri renkli alçının içinde beyaz damarcıklar ve düğümler olduğunu görmüşler.

Bunları araştırıp analiz ettirdiklerinde de bu beyaz maddede % 40 oranında bor asidi bulunduğu ortaya çıkmış.

Susurluk’a ikinci gidişlerinde bende yanlarındaydım.

Arkadaşlarım küstah Fransızlar ve Polonyalılarla araları pekte iyi olmayan köylülerden bir arazi satın almayı başarmışlar.

Ve Fransızların yalnızca alçı çıkarma imtiyazı olduğunu görünce de kendi arazilerinden borasit çıkarma imtiyazı almışlar.

Epeyce süren arazi sınırı sürtüşmelerinden sonra da Fransızlarla anlaşarak kendi arazilerini onlara satmışlar.

O zamandan beride Susurluk’ta Fransız ve İngiliz şirketleri Boraks madeni işletmektedir. Boraks başka yerde de bulunmasına karşın Susurluk’taki borasit (Bandırma’dan gemilere yüklendiği için Bandermit de deniyormuş) kendi türünde dünyada tek örnektir…

İşte Susurluk’taki bor madenin tarihi.

Ve Osmanlının parçalanmaya başlandığı son dönemlerinde yabancılara verilen imtiyazları, yabancıların ülkemiz kaynaklarını nasıl paylaştığının da bir belgesi…

 
Toplam blog
: 31
: 1552
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

1967 Susurluk dogumluyum. Lise mezunuyum. Susurluk Belediyesi'nde görev yapıyorum. Aslında insan bir..