Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye 2023; CHP, Gezi Parkı Darbesi’nin neresindedir? “Aaa... Bunlar sahi mi?” (6)

Türkiye 2023; CHP, Gezi Parkı Darbesi’nin neresindedir? “Aaa... Bunlar sahi mi?” (6)
 

Tüccarların çıkaracağı gazeteden ne olur? Anlaşılan sadece "Menteşe!" olmaktadır.


“O iki sivil şahıs ayrılıp gittiler. Erkanlı ile yalnız kalmıştık: “Binbaşım bu adamlar kimdir?” Erkanlı, cevap verdi: “Bunlar Halk Partisi milletvekilleridir... Onlar ihtilale zemin hazırlıyorlar...”

...

Bilgi özellikle 21’nci asır bilgi çağında en değerli malzemedir. Onu daha değerli kılan, eldeki mevcut bir bilgiden hareketle, ondan yeni bir bilgi üretebilme yeteneğidir.

Örneğin, ülkemizde bir “Merkez Medya!” yalanı almış başını gitmektedir.

Kardeşim! Ne Merkez Medya’sı?

Nüfusu 75 milyon olan bir ülkede, 100.000-400.000 Aralığında baskı yapmak, sana nasıl “Merkez Medya!” unvanı vermektedir?

Günde 4-5 milyon baskı yapıyor ve bunu bedeli karşılığında halka satabiliyorsan, o durumda ancak  bir “Merkez Medya” etiketinden bahsedebilirsin.

Çok açık ifadesi ile ülkemizde ne “Gazetecilik” sektörü vardır.

Ne de bir “Gazeteci” etiketini hak edecek meslek erbabı...

Kimse kusura bakmasın...

İsteyenler bakabilir!

Bunların neden yazıldığı, yazı bittiğinde daha iyi anlaşılacaktır.

...

“..Darbecilerin kardeş kanının akmasını hem kendilerinin istemeleri hem de ardından “Akan kardeş kanını önlüyoruz” diye darbe yapmaları garabeti: Durup dururken darbe olmazdı.

27 Mayıs Darbesi için cuntalar daha 1954 güzünde kurulmaya başlamış, 1960 ilkbaharına gelindiğinde darbe için bütün hazırlıklar yapılmış, gerçekleştirilmesi uğrunda şiddet olayları beklenir olmuştu.

Çünkü darbe, “Kardeş kavgasını ve akan kanı önlüyoruz” denilen bu şiddet olayları üzerine oturtulacaktı. İşte bu ortamı darbecilere, 28 – 29 Nisan 1960’da İstanbul ve Ankara’da CHP ve darbeciler tarafından tahrik edilen,

Anayasaya aykırı, ülkeye diktatörlük” getirecek denilen Meclis tahkikat Komisyonu’nu protesto gösterileri doğurmuştu.

Bu gösterilerin başlaması için CHP lideri İnönü, 18 ve 27 Nisan 1960’da TBMM’de Tahkikat Komisyonu görüşmeleri yapılırken yaptığı konuşmada “Şartlar uygun olursa ihtilal olur” fetvasını da vererek, gösterilerin ve darbecilerin yolunu açmıştı.

Orhan Erkanlı:

-“Darbeye sebep hazırlamak için kardeşi kardeşe biz kırdırdık”: 27 Mayıs darbecilerinin “Kardeş kavgasını önlemek için darbe yaptık” yalanını İçlerinden itiraf eden İstanbul cuntasından Orhan Erkanlı olmuştur.

Hem kan akması için kardeş kavgasını tahrik edeceksin hem de ardından “kardeş kavgasını önlüyoruz” diye darbe yapacaksın.

Burada bir ara veriyor ve iki bilgi notu aktarıyoruz;

(1) "..Taksim (Gezi Parkı) olayları devam ederken Ulusal Kanal denilen bir kanal çıkıp, ah diyor keşke birkaç kişi ölseydi.  Hemen arkasından Halk TV'de olayları anlatan spiker, 'İstanbul müthiş, Ankara'da da keşke bunlar olsa' diyor…  Ben dışarıda bu mücadeleyi yürüten gençlerin alnından öpüyorum. O terlerini öpüyorum, ama o insanların üzerinden siyaset devşirmeye çalışanları kınıyorum."diye konuştu. (*)

(2) Kırca: Erdoğan'ın Finali Menderes Gibi Olacak

"BU BİR KURTULUŞ SAVAŞI'DIR"

İşte Taksim'de bunlar yaşanırken Ulusal Kanal'da canlı yayına katılan Levent Kırsa bir skandala imza attı. Tartışma yaratacak sözler söyleyen Kırca, "Saldırı olunca deprem oluyor sandım. İnsanlar tencere tava ile dışarı çıktı. 50 yılllık bir sanatçı olarak Ben halkımla ben cumhuriyetçi arkadaşlarımla ben ulusalcı kardeşlerimle gurur duyuyorum. Karşımızda bir Kurtuluş Savaşı var. Bu nasıl Cumhuriyet 1. Kurtuluş ise son kurtuluştur."dedi.

"ERDOĞAN'IN SONU MENDERES GİBİ OLACAK"

Başbakan Erdoğan hakkında çirkin bir benzetme yapan Kırca, "Erdoğan ve yandaşları bu vebalin altından çıkamazlar. Kendini Adnan Menderes'e benzeten Erdoğan'ın neredeyse finali de Adnan Menderes gibi olacaktır. Bunlar gemiyi öyle bir azıya almışlar ki.. Tayyip Erdoğan akıbetine koşuyor. Türkiye şuan ayakta. Ben de giyiniyorum. Bir kalp hastası olarak Taksim'e gidiyorum."diyerek sözlerini sonlandırdı.(**)

...

Kalınan yerden devamla;

27 MAYIS DARBESİNİN YALANLARINDAN OLARAK BUNDAN DAHA BÜYÜK YALAN YOKTUR. denebilir.

Darbeci subaylardan Erkanlı’nın bulunduğu cuntaya üye, darbeden sonra kuruIan  MBK üyesi Ahmet Er’in itiraf kabilinden hatıralarından okuyalım:

“İsmet İnönü ihtilalden önceki tarihlerde Mecliste yapmış olduğu konuşmalarda şu ifadeleri kullanıyor:

-‘Şartlar tamam olunca ihtilal meşru olur’.

Yine bir Meclis konuşmasında DP iktidarını kastederek

-‘Sizi ben de kurtaramam’.

İhtilal öncesi bir gün (2 Mayısta Aksaray’daki Belediye Sarayında NATO toplantısının yapıldığı gün) Orhan Erkanlı’yi ziyaret etmiştim. Kendisi Davutpaşa’da Tank Taburu Komutanı idi.

Odasına girdiğimde iki siville görüşür haldeydi.

Onlara döndü ve ‘Yüzbaşım yabancı değil devam edin’ dedi. Bunun üzerine o iki sivil şahıslar şunları söylediler:

-Binbaşım Saraçhane’de iki grubu (tahrik edilen öğrencilerle, onları dağıtmaya çalışan polis – asker) birbiriyle çatıştırdık, kavga bütün şiddetiyle devam ediyor, başka bir emriniz var mıdır?

-Erkanlı:

-Teşekkür ederim devam edin.

-O iki sivil şahıs ayrılıp gittiler. Erkanlı ile yalnız kalmıştık:

-Binbaşım bu adamlar kimdir?

-Erkanlı, cevap verdi:

- Bunlar Halk Partisi milletvekilleridir.

-Memleketin genç evlatlarını birbirine kırdırıyorsunuz, bu ne haince bir iştir, dedim.

-Erkanlı cevap verdi:

-Olaya öyle bakma, onlar ihtilale zemin hazırlıyorlar.

-Allah belalarını versin, dedim ve ayrıldım.

-Akhisar’da dayım Vehbi Bakıroğlu 27 Mayıs ihtilalinden sonra karşılaştığımızda bana aynen şunları söyledi

- Biz Halk Partililer silahlanmıştık. Türk Silahlı Kuvvetleri 27 Mayıs müdahalesinde bulunmasaydı biz müdahalesinde bulunmasaydı biz bizzat harekete geçecektik.” (1)

İstanbul ayaklanması sırasında kazaen iki öğrenci, Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz havaya sıkılan kurşun sekmesinde, İstanbul Erkek Lisesi Öğrencisi Nedim Özpulat da tankın üstüne çıkıp orduya tezahüratta bulunurken ayağının kayması sonucu paletler arasında , kalarak can vermiş, olaylar sırasında yaralananlar olmuştu.

İşte bu iki kazaen ölü ve yaralanmalar darbecilerin darbelerini yapmak için

“Kardeş kavgasını ve akan kanı durdurmak” için fırsat olmaya yetmişti.

Darbenin “iki ölü”nün cesedi üzerine oturtulması meşruluğu için yavan kalıyor, ölü sayısını daha fazla göstermek gerekiyordu. İşte bu sebepten, bir sürü yalan haber kurgulanıp basına postalandı. (2)

Yalan Haberler Dizisi

Yalan haber I: Ölen genç sayısının çok oluşu ve kıyılıp yem yapılması yalan haberi: Bu haberin kurgulanması bizzat Milli Birlik Komitesinden geldi.

Bununla ilgili olarak “MBK’nin Bildirisi” denilen bildiri 4 Haziran I960 gazetelerde manşetlerden şöyle veriliyordu:

Hürriyet: “Hürriyet şehidi gençlerimiz hakkında dün MBK açıklama yaptı”.

Cumhuriyet:“Şehit cesetleri kıyılıp hayvan yemi” mi yapıldı?”.

Vatan:“Cesetler canice tedbirlerle yok edilmiş”

Akşam:“Cesetler yem  makinelerinde kıyılıp toz haline getirilmiş”

Dünya:“Korkunç  vahşet.”

Milliyet,“Öğrenci kıyımı” haberini erkenden 2 Haziran 1960’da manşetten şöyle vermişti: “Buzhaneden toplu cesetler çıktı.”

Manşet spotu:“Cesetlerin ekserisinin nümayişlerde öldürülen talebeler olduğu açıklandı.”

Manşetlerin haberi olarak MBK’nin şu bildirisi veriliyordu: “MBK Başkanlığından tebliğ edilmiştir:

Kahraman ve Fedakar üniversiteli gençlerimizin 28 Nisan 1960’dan 27 Mayıs 1960 tarihine kadar yaptıkları masum ve imanlı gösteriler sırasında bu asil gençliğimize eski hükümetçe coplarla, kılıçlarla hücum ettirildiği, hiç müdafaa vasıtası olmayan gençlerin teşkil ettikleri kitleler Üzerine insafsızca ateş açıldığı, kendilerinin ağır şekilde dövülüp yaralandığı ve bir çok gençlerin öldürüldüğü artık muhterem halkımızın malumu olmuştur,

Hürriyet şehitlerimizin tespiti işine Silahlı Kuvvetlerimiz idareyi ele aldığı andan itibaren ehemmiyetle devam etmektedir.

Bugüne kadar yapılan inceleme ve araştırmalarda bize çok ipuçlan gelmiştir. Cinayetleri yapanların kendi suçlarını örtmek ve cesetleri yok etmek için akla, hayale gelmeyecek canavarca tedbirlere başvurdukları anlaşılmaktadır. Şehitlerin gizli yerlere gömüldükleri, ıssız yerlerdeki kuyulara attırdıkları, bir kısmının buzdolaplarına konduğu ve bir kısmının da hayvan yemi yapılan makinelerde kıyılarak toz haline getirildiği hakkında korkunç haberler alınmaktadır.

Aramalara dikkat ve hassasiyetle devam edilmektedir. Korkunç bir vahşetle işlenen bu cinayetler er veya geç mutlaka meydana çıkarılacak ve sayın umumi efkârın ittilama (bilgisine) arz edilecektir.

Cinayetlerin kısa zamanda meydana çıkarılması ve canilerin ele geçirilmesi için sayın talebe velilerinin ve sayın halkımızın resmi makamlara ve Üniversite tahkik heyetlerine yardımcı olmalarını rica ederiz” (3)

Kendi bildirisinden rahatsız olan Milli Birlik Komitesi ve Gürsel:  Yukarıdaki MBK bildirisi sebebiyle işin garip karşılanacak yanı, bundan MBK’nin de “yalan ve abartılı” olması sebebiyle rahatsızlık duyması olmuştu.

Bildiri gerçekten MBK içinde hazırlanmış, fakat üyelerden bir kısmının ve hatta bu birliğin başkanı Gürsel’in bile tasvibi alınmadan hazırlanıp yayınlandığı için tekit edilmişti.

Bu konuda MBK üyesi Ahmet Er yazdıkları: “ Bildiri hazırlamak için iki kişi seçildi. Bunlardan biri Kurmay Albay Mithat Ceylan diğeri de Yüzbaşı Ahmet Er olarak bendim. Her ikimiz Başbakanlıktaki iki ayrı odaya çekildik. Ayrı ayrı olarak bildirileri hazırladık ve toplantı salonuna döndük. Komite bildirileri dinleyecek ve karar verecekti.

Önce benim hazırladığım bildiriyi dinlediler. Bildiri Türk milletini birliğe, beraberliğe, kardeşliğe davet eder nitelikteydi. Bu bildiri, ‘Bu: ihtilal komitesi bildirisi olamaz’ diye ret edildi. Benim hazırladığım metin ret edildikten soma Kurmay Albay Mithat Ceylan’ın hazırladığı bildiri okundu. Alkışlarla kabul edildi. Bu metinde hatırlayabildiğim kadarıyla ‘Düşükler gençlerimizin kollarını, bacaklarını, beyinlerini kıyma makinelerinde kıymışlardır’ gibi son derece gerçek dışı, aslı astarı olmayan, halk arasındaki fitneye malzeme olan ifadeler vardı.

Komiteye bir üsteğmen çağrıldı. Bunu derhal radyoevine götürmesi emredildi… Radyoda okunan tebliğ bir kere daha alkışlandı. Tabii bizim grubumuz bunu tasvip etmiyordu, kabul için oy vermemişti.

Aynı gün Komite çalışmalarına devam ederken Cumhurbaşkanı Gürsel ansızın komiteye çıktı geldi. Hepimiz ayağa kalktık. Ayakta bizleri selamladı. Sinirliydi, sordu:

-O bildiriyi kim hazırladı?

MBK üyelerinden biri olan Yarbay Sezai Okan cevap verdi:

Bu bildiriyi MBK hazırlamıştır Paşam.

Bu cevap bir bakıma gerçeği yansıtmıyordu. Çünkü bu bildiriyi kabullenmeyen MBK üyeleri de vardı ki onlar daha evvel bahsettiğimiz bizim...(“grup” olmalı) (4)

Cumhurbaşkanı Gürsel gayet üzgün bir şekilde sözlerine devam etti:

-Bu bildiri ile hem kendinizi hem beni hem de Devlet ve Milleti rezil ettiniz. Az önce İngiliz Büyükelçisi telefon etti.

-‘Türk milleti bu kadar merhametini kaybetmiş olamaz’ dedi...

Bu olay komiteye büyük bir ders olmuştu. (5)

...

Sizce de,  Bu medya, “Merkez Medya” mıdır?

Son Gezi olaylarında “Merkez Medya!”nın tutumunu da okuyanların basiretine bırakıyoruz.

Unutmadan, CHP'nin, "Gezi Parkı" Olayı ile ilgisi var mıdır?

Örneğin, Beşiktaş'ta Başbakanın konvoyuna küfür eden CHP'lileri düşünürsek! (6)

Devam edecek...

www.canmehmet.com

Resim;http://www.gazeteciler.com/medya-kosesi/merkez-medya-tarafin-haberini-neden-yok-saydi-8887h.html

(*) http://www.haberler.com/chp-ve-bdp-arasinda-gezi-parki-gerginligi-4699167-haberi/

(**) http://www.haberler.com/kirca-erdogan-in-finali-menderes-gibi-olacak-4735099-haberi/

(1) Er, s. 20 “Er Ahmet, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e Hatıralarım, Alternatif Yayınları, Ankara, 2003 sahife, 20 “ (TARİHİMİZİN EN BÜYÜK YALAN FURYASI VE 27 MAYIS 1960 DARBESİ VE REJİMİNİN ÇÖKÜŞ BELGELERİ” Süleyman KOCABAŞ dip notu)

(2) “TARİHİMİZİN EN BÜYÜK YALAN FURYASI VE 27 MAYIS 1960 DARBESİ VE REJİMİNİN ÇÖKÜŞ BELGELERİ” Süleyman KOCABAŞ. Sahife.74)

(3) Hürriyet, 4 Haziran 1960

(4) 37 kişilik MBK içinde fikir birliği yoktu. Er’in “Bizim grubumuz” dediği, karşı grupla düştüğü fikir ihtilafı sebebiyle daha sonra tasfiye edilecek “14’ler grubu” idi. )

(5) Ahmet Er, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e Hatıralarım, Alternatif Yayınları, Ankara, 2003, s. 42 – 43

(6) http://www.odatv.com/n.php?n=basbakan-erdoganin-konvoyunda-olay-2507131200

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..