Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '18

 
Kategori
Dünya
 

Türkiye ABD’ni Test Edecek

Türkiye ABD’ni Test Edecek
 

Türkiye’nin tavrı çok açık ve nettir.


14 Şubat 2018

Her zaman söylediğim gibi Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin bu hali Türkiye’nin NATO’ya üyeliği ile başlamış ve gelişerek devam etmiştir. NATO o günkü çift kutuplu konjonktür gereği Türkiye’nin içerisinde el atmadığı yer bırakmamıştır. Bu durumların nedenlerini daha da irdelenmesi istenirse 1800’lü senelere, 1. Ve 2. Dünya savaşlarına kadar gidilin bilinir. Tüm bu günün sorunları, Osmanlı’nın parçalanıp paylaşılmak istenmesine kadar gider. Osmanlı’yı parçaladılar lakin Osmanlı’yı parçalayanların düzeni 100 yıl sürebildi.

Kendileri demokratik bir düzeni yaşarken, diğer dünyayı acımasızca sömürdüler. Emperyalist bir düzenle insanları fakirleştirdiler, köleleştirdiler, aç ve sefil ettiler. Kendilerine demokratik bir rejimi uygun görürken, diğer ülkelere demokrasi adı altında bir Demo Demokrasi dayattılar. Bu ülkeleri içerden elde ettikleri hainlerce yönettiler. Büyüdükçe budadılar kurudukça sulayıp bir yere kadar yeşerttiler. Hiçbir zaman onlara özgür iradeleri ile yaşamalarına müsaade etmediler. Bu 2.ve 3. düzey ülkeleri kendi kararlarını kendilerinin almalarına müsaade etmediler. Kendilerine tam sürüm demokrasi yüklerken, geride kalanlara yani diğerlerine Demo Demokrasiyi yüklediler. Bu yarım demokrasi uygulamasında bile işlerine gelmeyen taraflar olduğu zaman yamalar yaptılar; darbe yaptılar, talimatlarla istedikleri politikaları direttiler, terör örgütleri yetiştirdiler suikastlar yaptılar ve terör faaliyetleri uyguladılar.

Türkiye, uzun süre bu operasyon hakkında diplomatik girişimlerde bulunarak çözüm yolları aramıştır. Lakin her girişim bir oyalama operasyonlarına maruz kalarak Türkiye engellenmek istenmiştir. ABD ile yapılması teklif edilen harekatı, karşı tarafça uygun bulunmamıştır. ABD, Türkiye’yi de hedef aldığı için Suriye’de ortak bir harekata doğal olarak sıcak bakmamıştır.  Bu sebeple de Türkiye geç de olsa bir devlet olması hasebiyle gerekli diplomatik girişimleri sonuna kadar denemiştir. Bu operasyonu beka sorununu bertaraf edebilmek için stratejik ortağı olan ABD’ne rağmen yapmak zorunda kalmıştır.

Teröre ve terörün ülkemize getirdiği beka sorununu bertaraf etmek amaçlı Zeytin Dalı harekatı, bölgemizdeki tüm tehditler sona erene kadar devam edecektir. Bu tehdidin en büyüğü maalesef NATO’nun en büyük gücü ve bizim de müttefikimiz olan ABD’den gelmektedir.  ABD 5.000 tırlık ileri teknoloji içeren silah, mühimmatlarca, gereç ve eğitim desteği ile her zaman olduğu gibi terörü desteklemekte ve amaçlarına yönlendirmektedir.

ABD Ulusal İstihbarat Ajansı Direktörü, Türkiye’nin Afrin’de ki Zeytin Dalı Harekatı'nın bölgedeki ABD askerlerinin güvenliğini riske attığını savundu. Bizce de büyük risk altındalar. Türkiye’nin bekasına yönelik faaliyetlerde bulunan her unsurun askeri veya teröristi büyük risk altındadır. Tavsiyemiz terör örgütlerinizi ve askerinizi Türkiye’nin bekasına yönelik bölgeden uzaklaştırmanız veya Türkiye ile samimi olarak bir yol çizmenizdir.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Ortadoğu’yu ziyaret edecek. Bu ziyaretler esnasında Türkiye ile de görüşmek üzere Perşembe günü (15 Şubat 2018) Ankara'ya gelecek. Rex Tillerson, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından perşembe günü kabul edecek ve  Tillerson Cuma günü de Türkiye Dışişleri Bakanımız Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ile özel bir görüşme gerçekleştirecek.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, iki gündür Türkiye’ye yönelik olumlu mesajlar vermektedir. “Türkiye’nin kaygılarını anlıyoruz. Suriye’de Türkiye ile ortak bir yol çizmek istiyoruz.” demiştir. Rex Tillerson’ın bu beklentisini Türkiye’nin karşılaması ABD’nin birtakım somut icraatları gerçekleştirmesine bağlıdır. Türkiye, ABD ile ısrarla bir diplomasi yürütmüş ama ABD’leri Türkiye’yi diplomatik hamlelerle oyalamanın diplomasisini yapmıştır. Türkiye’nin iyiniyetli girişimleri suiistimal edilmiştir.

Biz de ABD’nin kaygılarını anlıyoruz. Türkiye’nin Güneyine yapılan terör ve askeri malzeme yığınaklarına karşı Türkiye’nin bir hamle yapamayacağını, Türkiye’nin ABD’ni karşısına alamayacağını sanmıştır. Bune karşılık Türkiye bir gece Afrin’e hareket etmiştir. Bu seferde terör örgütü PYD’ye bel bağlayan ABD, umduğunu bulamamış ve hüsrana uğramıştır. Türkiye Fırat’ın batısını terör örgütü PYD’den temizlemeye başlamış ve bunu tek bir terörist kalmayana kadar sürdürmeye de son derece azimli gözükmektedir. ABD’nin beslediği ve her unsuruyla desteklediği PYD’den istediği verimi alamadığı çok net olarak görünmektedir.

İş hiçte tahmin edilmedik şekilde Donald TRUMP’ın dediği noktaya geliş ve karşı cephenin tüm paradigmaları dibe vurmuştur. Panik halindeler. Tek ve son çareleri Türkiye ile ortak bir noktada buluşarak hareket etmeleridir. Türkiye, tabi ki, bunu kabul ederse. Türkiye bu zaman kadar hep oyalanmanın iyiniyetli suiistimal edilmiştir ve bu sebeplerle ABD’nin yalanlarının kırgınlığını ve kızgınlığını yaşamaktadır. Tüm bunları ABD çok iyi bilmektedir. Türkiye bu saatten sonra ABD’den gelecek her türlü teklifi test ettikten sonra değerlendirecektir. Kabul edecektir demiyorum, değerlendirecektir diyorum. Teklifler Türkiye’nin menfaatlerini de içeriyorsa kabul edilecektir.

1990 SSCB’nin ABD tarafından dağıtılması sonra, ABD tek kutuplu bir dünya devletine heveslenmiştir.
Hatırlarsanız o dönemden sonra NATO üyesi olan Türkiye en büyük müttefiki olan ve sözünden hemen hemen hiç çıkmayan Türk askerinin başına çuval geçirilmiştir. İşin aslı bu olay münferit bir vaka olarak değerlendirilmiş, bunun ileriki zamanda nerelere gidebileceği hiç gerektiği gibi düşünülüp gerekli tedbirler alınmamış.

Dönemin bir diğer konusu, Türk subaylarının da iştirak ettiği NATO toplantısı esnasında yansıya verilen bir haritada Türkiye’nin Güneydoğusunda bir Kürt Devletinin kurulduğu görülmekteydi. Türk askerleri bu haritaya itiraz etmişler, itirazlarının dikkate alınmaması sonrası bir gözlemci subayı toplantıda bırakarak diğer subaylar toplantıyı terk ederek tepkilerini göstermişlerdi. Bu olay sonrası Türkiye ABD’nin niyetinin ne olduğunu açıkça anladı. Türkiye, Doğuda birtakım ittifaklılara gidilmesi gereğini ortaya konuldu.

ABD’leri, terör örgütlerine bütçenizden 7,1 Trilyon Dolar harcadı. ABD Başkanı Donald TRUMP “Buna rağmen elde ettiğimiz herhangi bir başarı sağlanamamıştır.“ demektedir. Dahası da var, Pentagonun bütçesinde açık olarak görülen milyarlarca doların hesabı verilememektedir.

Ayırdığınız o kadar milyarlarca dolar çöpe gitti. Sonuç; ABD 2018 yılı için terör örgütlerine Pentagon’a ayrılan bütçeden 850 Milyar Dolar ayırmıştır. Bu Milyar Dolar’da çöpe gidecektir. Bu gidişle ABD askeri olarak batmasa bile bütçe olarak yerle yeksan olacağa benzemektedir.

Ortadoğu’daki gelişmelerden hiç memnun olmayan ABD, şimdi Türkiye ile bir ortak yol haritası çizmeyi istiyor olabilir ya da bir başka planı devreye sokmak için yine zaman kazanma hamlelerini devreye sokmayı da düşünüyor olabilir. Bilmiyoruz. Bilinen bir şey varsa Türkiye artık yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih etmektedir. ABD ile ilgili konularda tedbirli bir davranış içerisinde verilen sözleri test ede ede ilerleyecektir.

Türkiye tek kutuplu bir Dünya’nın gerçekleştirilmez olduğunu ve dünyanın artık eski iki kutuplu bir dünya olmadığını net olarak biliyor. Hatta dünyanın dengesinin batıdan doğuya doğru evirildiğinin de net olarak farkında. Türkiye bu yeni konjonktürün gereği kendisine yeni konum almaya çalışmaktadır. ABD ve bir kısım batılı devletler ise Türkiye’nin bu haklı seyrine ket vurarak çıkarlarının korunmasını arzu ediyor. Bu maksatla, Türkiye’nin eski batının dikte ettiği ayarlarına geri dönmesini istiyor ve buna Türkiye’yi zorluyor. Lakin Türkiye bu yoldan dönmemekte kararlı bir duruş içerisinde kendi oyununu kendisi kurarak yoluna devam ediyor.

Şimdi ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı ve ajandasında olanları merakla bekliyoruz. Bakalım yine bir oyunun mu peşindeler yolsa aklıları başlarına geldi dedikleri gibi mutabık kalınacak ortak menfaatleri dikkate alarak bir anlaşma mı yapmak istiyorlar.

Türkiye’nin tavrı çok açık ve nettir. Bu sefer onların bizi ikna etmeleri ve samimiyetlerini kanıtlamaları şarttır. ABD bir sınavdan geçmeden ve kendi niyetlerini kanıtlamadan bir birliktelik ve ittifak kurulmayacaktır.

 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..