Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '11

 
Kategori
Spor
 

Türkiye Arda’nın Gönül’ünden yükselen Volkan oldu!

Türkiye Arda’nın Gönül’ünden yükselen Volkan oldu!
 

Dünkü yazımda yeni bir milli takım oluşumunun zorlukları ve zaman alması üzerine bir giriş yapmıştım. Açıkçası maçın tam da bu karakteri taşıması beni biraz da şaşırttı. Takımımız fazlasıyla karma bir yapıya benziyordu.

Burak’ın oyunda kaldığı süre boyunca Selçuk İnan’ın ona doğru uzun toplar atışını izledik. Bu paslar çok etkiliydi. Önemli taktiksel sinyaller verdi.

Hakan Balta ile Arda’nın uyumu, fırsatçılığı müthiş bir gole dönüştü.

Gökhan Gönül’e verdiği ve artık klasikleşmiş Semih Şentürk pası da oynadığı bölge göz önünde bulundurulduğunda Gökhan adına Avrupa’da gecenin golüne dönüştü.

Maçı anlatan Ercan Taner “Alves golü” diye haykırırken acaba Gökhan’a haksızlık ettiğini düşünüyor muydu? Aynı şeyi Cumartesi gecesi Rıdvan Dilmen Alex’e yaptı; “koşsan Barcelona’da olurdun” diye. Bu benzetmeler veya yakıştırmalar bu futbolcuların üzerine oturmuyor, çok sırıtıyor. Gökhan Gönül bu sezon oynadığı futbolla Alves’den aşağı kalıyor mu? Üstelik ilk golünü de atmadı.

Neyse…

Milli takımımız fazlasıyla akortsuz ve ayrı tellerden çalıyor ancak çoksesli bir müziğe dönüşemiyordu. Sonuç olarak da birbirinin dilinden anlayan oyuncular sahada yine oynamaya alışkın olduğu arkadaşını arıyor, buluyor ve sonuç yaratıyordu.

Bu durumu normal karşılamak gerekiyor; çünkü 2000 ile 2008 yılları arasında milli takımın omurgasını Galatasaray takımı oluşturuyordu ve zaten bir arada oynamanın bütün etkinliği sahaya yansıyordu. Bugün yeni bir takım yaratılmaya çalışılıyor, hazırda bir bütün halinde bir ekip yok ve bu takımın bir arada daha çok olmaya ve oynamaya ihtiyacı var.

Mehmet Ekici çok yalnız kaldı veya yalnızları oynadı. Nuri Şahin de sorumluluk almadı. Selçuk İnan da ileriye yeterince çıkamadı.

Bu maçın temel aktörleri Arda, Hamit ve Gökhan Gönül oldu. İzninizle dün yazdığım yazıdan bir alıntı yapmak istiyorum; “İşte bu uyumsuz yapının içinde kim oynuyor diye izlediğimizde genellikle takımın eski futbolcularının sivrildiğini görüyoruz. Hamit Altıntop, Gökhan Gönül, Arda, Semih, Volkan Demirel ilk akla gelen oyuncular oluyor.”

Maça damga vuranların bir arada oynamaya alışkın, bu takımı kulüp takımı gibi gören ve sorumluluk alan oyuncular olmasına şaşırmıyoruz; çünkü doğası gereği böyle oluyor.

Burak 19 yaşında genç ve tecrübesiz bir futbolcu telaşındaydı ve acemice hareketlerde bulundu. Maçın hemen başında kaçırdığı gol pozisyonunda biraz daha sakin olmuş olsa biz bugün Burak Yılmaz fenomenini konuşuyor olacaktık.

Benzer şeyleri Hakan Balta için yazmak istiyorum. Gelişim sürecinin durmasını anlam akta güçlük çekiyorum. Bilerek, görerek oynamıyor. Ancak Arda’ya verdiği taçtan gol pası önemli bir detaydı. Penaltı kararı çok ağırdı ancak yine de Hakan’ın o pozisyonda rakibini tutuyormuş izlenimi vermesi hatalıydı, hakemi de yanılttı.

Hazır penaltı demişken Volkan’ın maç boyunca yaptığı önemli kurtarışların altını çizmek gerekiyor. Avusturya maç boyunca bir kere ceza sahamız içinde etki yarattı; penaltı oldu. Ancak uzaktan çektiği şutlar da çok şiddetliydi. Volkan kaledeyken bütün takıma ayrı bir güven duygusu geliyor. Bu sezon kaçıncı penaltısını kurtardı; üç mü dört mü? Ancak önemlisi yaptığı kurtarışların hemen hepsi puana dönüşmüş olmasıdır.

Arda Turan’ın attığı gol sonrasında basın tribününe yaptığı hareket kendisi için anlam taşıyor olabilir. Kuşkusuz Emre’nin verdiği mesajdan çok daha seviyeliydi. Kuşkusuz böylesi davranışlar futbolcunun hırsını, motivasyonunu gösterir. Spor bu hırsı kontrol altına alabiliyorsanız oynayana da izleyene de keyif verebilir. Bu bahiste mesajın gittiği yerde oturanların fazla alınganlık göstermemesi gerektiğine inanıyorum. Fakat bir futbolcu mesaj kaygısı ile hareket ediyorsa bu durumda zihninin ikiye bölünmüş olduğunu düşünmemiz yanlış olmaz. Bu da neticede Arda’nın futboluna yansıyacaktır.

Bu futbolun Belçika maçına yetmeyeceğini Hiddink de görmüş olmalıdır.

Taraftarımızın maçın son dakikalarında rakip kaleciye attıkları yabancı maddelerin mantığını anlamak mümkün değildir. Kafası çalışan bir adam bunu yapar mı?

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..