Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türkiye bilgi toplumunun neresinde?

Türkiye bilgi toplumunun neresinde?
 

Toplumsal evrimin gelişiminin hızında yaşanmaya başlayan gelişmeler her geçen gün daha da büyük oranlarda yaşanmaktadır. Bu hız toplumların yapıları ve kurumlarını da doğrudan etkilediği gibi onları da değişime sürüklemektedir.

“Endüstri sonrası”, “enformasyon (bilgi)”, “post kapitalist” gibi isimlerle anılan bu dönem yaygın ifadeyle “bilgi toplumu” adını almıştır.

Ulusal sermaye kavramının yok olmasıyla beraber yeni düzende bunun yerini kaynağı belli olmayan karmaşık yapılı sermayeler almıştır. Çok uluslu şirketlerin egemenliği ile bilgi toplumu şekillenmiştir.

Sanayi toplumunda buhar en önemli madde iken; bilgi toplumunda bilgi üretimi, depolanması ve dağıtımı en önemli unsurlar haline geldi. Bilgisayarlar ve bilgi işlem cihazlarıyla yeni geliştirilen teknolojik cihazlar hayatın temelini oluşturdu.

Toplumun geliştirdiği dinamikler yeniye ve daha az maliyetliye olan özlemi arttırdı. En yeni teknolojik ürünler Pazar payında en baş sıralarda yer aldı. Yeni teknolojiye yatırım yapıp üretim yapabilen yani sermayeyi elinde bulunduranlar ise maddi birikimlerini arttırdılar.

Geleneksel toplumda emek yoğun üretim insan dayalı bir görüntü sergiliyordu. 10 yaşındaki çocukla 50 yaşındaki adam aynı işi yaparken uzmanlık ihtiyacı gerekmiyordu. Ayrıca kimin daha fazla işçisi varsa onlar daha fazla kazanıyordu.

Sanayi toplumuna geçildiğinde makinesi olan zengin olarak ifade edilmeye başlandı. Ayrıca makinelerde en yeni teknolojiyi kullanan maliyetleri düşürerek daha fazla üretim yapıp zenginliğini arttırabiliyordu. Bu koşulları sağlamak içinse mutlaka sermaye birikimi gerekmekteydi.

Sermaye birikimi olmayan ve geleneksel toplum düzeninden sanayi toplum düzenine kısmen geçmeye çalışan ve gelişmekte olan ülkeler olarak ifade edilen Türkiye benzeri ülkelerde sermaye birikimi gerçekleşmediğinden dolayı bu ülkelerde dış kaynakların pazarı olma biçiminde bir sanayileşme hamlesi başladı.

Özellikle Avrupa’nın birbiriyle mücadelesinden yararlanan Amerika Birleşik Devletleri’nin Marşal yardımları sermaye birikimini oluşturamayan ülkelere bilinçli olarak yapıldı.

O dönemde yardımları toplayan ülke liderleri ve hükümetler başarılı bulundu. Türkiye’deki yansımaları Demokrat Parti iktidarına rast gelir.

Demokrat Parti döneminden önce hazinesi güçlü fakat görünürde hizmet anlamında yansıması olmayan güçlü, dik bir ülke Türkiye varken, Marşal yardımları ile beraber hazinede boşaltılıp adeta saçılmıştır. Demokrat Parti halk nazarında fazlasıyla başarılı görülmüştür.

Ancak sanayi anlamında ara mal üreten ve tamamen dışa bağımlı hale gelmeyi ilke edinen bu sistem ülkenin günümüzdeki dış borçlarına dahi öncülük etmiştir.

1970’ler sonrasında dile getirilmeye başlanan bilgi toplumu kavramı dünyanın belli başlı ülkelerine nasip olmuştur.

Türkiye maalesef hala köy toplumu özelliğini korumakta, tavanlara çiğ köfte atılan, hatır gönülle iş yapılan geleneksel özelliklerini korumaktadır.

Bir yanda geleneksel küçük tesislerimiz diğer yandan markalaşmış dev tesislerimizle iki taraflı bir görüntü çiziyoruz.

Ancak ne taraftan bakarsak bakalım bilgi toplumu haline gelmemize daha çok yol görünüyor.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..