Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '07

 
Kategori
Fizik
 

Türkiye bilim elçisini buldu

Türkiye bilim elçisini buldu
 

Abbas Güçlü’nün sunduğu “Genç Bakış” programında düzenlenen Odtü, British Council ve Kanal D’nin ortaklaşa düzenlediği “Türkiye Bilim Elçisini Arıyor” yarışmasında, Polatlı TED Koleji’nde fizik öğretmenliği yapmakta olan Ozan Eren birinci oldu. Yarışmada ikinciliği öğretmen Yiğit Aytaç ve üçüncülüğü de İTÜ Makine Mühendisliği dördüncü sınıf öğrencisi Onur Berk Aslanoğlu kazandı.

Yarışmada birinci olan Ozan Eren’le Polatlı TED Koleji’nde yaptığımız röportajla, Eren’in yarışmaya katılma sürecini ve yarışmadan sonra hayatındaki gelişmeleri konuştuk.

Nerelisiniz?

O.E: 1978 yılında Balıkesir’in Susurluk ilçesinde doğdum. Yıllardır Polatlı’da olduğumdan, Polatlılıyım da diyebilirim. Bu yıl dördüncü yılımı bitiriyorum burada. 2003 yılında Polatlı TED Koleji’nde çalışmaya başladım.

Bu mesleği isteyerek mi tercih ettiniz?

O.E: Tabi ki. Ben öğretmen lisesi mezunuyum. Haliyle üniversitede tercihimi bu meslekten yana kullandım. Kendimi sürekli yeni şeyler öğrenerek geliştirmek ve insanlara da bu bilgileri aktarmak benim için çok önemlidir. Liseden sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi, fizik öğretmenliği bölümünden mezun oldum.

Kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsunuz?

O.E: Mezun olmadan önce dershanelerde çalıştım. 2001’den beri de çalışma hayatına tam olarak başlamış bulunmaktayım. Yani resmi olarak altı yıldır çalışıyorum. Ayrıca Düzce’de bir televizyon kanalında sunuculuk deneyimim de oldu. Televizyon da akşam haberlerini sunuyordum. Benim için iyi bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Bu deneyimim sayesinde ekran karşısında çok heyecanlanmadan rahat bir şekilde sunuşumu gerçekleştirdim. Kamera karşısında durmak, konuşabilmek çok kolay bir iş değildir.


Bu yarışmaya neden katıldınız?

O.E: Öğretmenlik yaparken sürekli bilgi vermek durumunda kalıyorsunuz. Açıkçası çok fazla deneylere vakit ayıramıyorum. Kişisel olarak bütün derslerimi laboratuarda yapmama rağmen yeteri kadar derslerin eğlenceli geçmediğini düşünüyorum. İşte birazda bu işin eğlenceli yüzünü ortaya çıkarabilmek, farklı insanlarla tanışıp yeni bilgiler alabilmek için ve belki imkan bulabilirsem bu tarz işlerde daha fazla yer alabilmek şansına sahip olabilmek için katıldım bu yarışmaya.


Yarışmaya ne zaman başvuruda bulundunuz?

O.E: Şubat ayında başvurdum. Şubat 19’da ilk elemeler oldu. 103 kişinin arasından 25 kişide, 28 Şubat’ta yarı finale kaldı. Daha sonra bu 25 kişinin arasından da 21 Mart’ta 10 kişi finale kaldı.

Yarışmada yaptığınız deneyler neydi, fikirleri kendiniz mi düşündünüz yoksa herhangi birinden yardım aldınız mı?

O.E: Yarı finalde yangın nasıl ortaya çıkar ve nasıl söndürülür, bu konu üzerine bir gösteri yaptım. Finalde ise göz aldanması konulu bir sunuş yaparak bunu görselleştirdim. Fikir yaratma konusuna gelince; eşimin bu konuda bana çok desteği oldu. Bizim geçmişten bugüne yaptığımız deneylerin bir listesi var. O listeye bakarak beraberce ne yapabileceğimize karar verdik.

Daha önce bu tarz yarışmalara katıldınız mı?

O.E: Hayır bu şekilde bir proje içinde hiç bulunmadım. Ancak gerek üniversitede gerekse burada bu tarz çalışmalarımız oluyor. Okulumuzda bilim şenlikleri düzenleyerek öğrencilerin bilimle aralarındaki ilişkileri kuvvetlendirmek tek amacımız.

Meslek hayatınızda derslerinizi, bu şekilde görselliğe önem vererek mi işliyorsunuz?

O.E: Tabi ki bu çok önemli benim için. Öğrencilerimin fizik dersinden zevk almaları bizim için önemli olduğundan, derslerimizi çoğunlukla laboratuarda gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu şekilde derseler daha anlamlı bir hal kazanıyor. Okulumuzda her türlü malzemeye sahibiz. Bu açıdan şanslıyız diyebiliriz. Ders kitaplarındaki deneyleri rahatlıkla uygulayabiliyoruz. Bunlardan ayrı yaratıcı deneyler de yapmaya çalışıyoruz.

Yarışmada birincilik alacağınızı düşündünüz mü?

O:E: Birinci olmayı açıkçası pek düşünmedim. Yani bunu hedefleyerek katılmadım. Benim amacım bilim adına bir şeyler ortaya çıkartıp yine bilimle ilgilenen insanlarla tanışabilmekti. Ama tabi ki kendime inancımı hiç kaybetmedim. Ben araştırmaya ve öğrenmeye her zaman aç bir insanım. Evimizde internet akşam yatana kadar açıktır. Deney ve gösteriye yönelik yapılan çalışmaları araştırırım. Bu konuda Türkiye’de çok kaynak bulamıyorum. Bu yüzden Amerika’dan kitap bile getirttim.

Yarışmada ODTÜ mezunu olmanızın size herhangi bir katkısı olacağını düşündünüz mü?

O:E: Hayır. Kesinlikle bunu düşünmedim ki jüri üyeleri de bunu bir avantaj olarak görecek karakterde kişiler değildi. Böyle de olması gerekirdi. Yani ODTÜ mezunu olmamın bu yarışmada birinci olmamla hiçbir bağlantısı olmadığını düşünüyorum.

Bu yarışmada kendinize rakip gördüğünüz biri var mıydı?

O.E: Açıkçası yarışmada böyle bir rekabet ortamı yoktu. İnanıyorum ki hepimizin orada bulunma nedenimiz bilim adına bir şeyler yapabilmekti.

Yarışma sonunda ödül olarak ne verildi?

O.E: Yarışmada öyle ciddi bir para ödülü kesinlikle söz konusu değildi. Ancak birinciye ve ikinciye bir dizüstü bilgisayar, üçüncüye ipod verildi.

Jüri üyelerinden memnun muydunuz?

O.E: Jüri üyeleri bence çok iyi seçilmişti. Ural hoca ve Celal Hoca zaten tartışmasız alanlarında yetkin kişilerdir. Ayrıca Cem Davran, Neşe Erberk’de sahne performansımızı değerlendirmek açısından gerekli kişilerdi. Artı Sinan Aygün’de önemli bir şahsiyetti jüri üyeleri içinde.

Birincilik aldıktan sonra neler oldu? Ne hissettiniz?

O.E: Tabi ki kutlamalar, tebrikler geldi. Parayla satın alınamayacak bir mutluluk benim için. Birçok yerden tebrikler aldım. Ben çok mutluyum bu sonuçtan.

Şimdiki aşama ne? Nereye gideceksiniz?

O.E: 6-10 Haziran tarihleri arasında İngiltere’ye gidiyorum. Orada ülkemizi temsil edeceğim. Ayrıca Türkiye dahil dokuz ülke daha olacak. Ancak İngiltere’de yapılacak olan program yarışma formatında değil. Sadece orada her ülkeden gelen bilim elçileri, kendi ülkelerinde yaptıkları sunuşları İngilizce olarak yeniden uluslararası alanda sergileyecekler.

Bir birinci seçilmeyecek mi İngiltere’de düzenlenecek programda?

O.E: Hayır. Yarışmanın yurt dışına taşınmasının amacı ülkeleri yarıştırmak değil. Herhangi bir birinci ülke ya da ödül söz konusu değil.

Hayata dair her şeyi bilimle açıklamak mümkün mü sizce?

O.E: Bence bilimle açıklanmayacak bir şey varsa eğer, ileride birgün o bilinmeyen de bilimle açıklığa kavuşacaktır. Bilimin açıklayamayacağı bir şey olduğuna inanmıyorum.

Bilimin hayatımızdaki öneminin yeterince farkında mıyız?

O.E: Tüm dünya için konuşmam imkansız; ancak ülkemiz için bir şeyler söylemem gerekirse insanımızın bilime daha çok önem göstermesi gerekir. İlk başta eğitim sistemini bilime önem veren bir sistem haline dönüştürmek önemlidir.

Bu hoş sohbet için ve bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz?

O.E: Ben teşekkür ederim. Ayrıca okurlar www.basitfizik.com kişisel sitemden yarışmada yaptığım sunuşlara ulaşabilir ve başka bilimsel ek bilgiler edinebilirler.

 
Toplam blog
: 44
: 1870
Kayıt tarihi
: 27.07.07
 
 

Anadolu Üniversitesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Basın-Yayın Bölümü mezunudur.        ..