Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Türkiye bu krizi nasıl atlatır?

Türkiye bu krizi nasıl atlatır?
 

Türkiye bu krizle ilgili henüz elle tutulur bir eyleme geçmedi. Gelişmiş ekonomilerin ekonomi paketlerini takip etmemiş olması Türkiye’nin bir avantajıdır gibi görünmektedir. Çünkü gelişmiş olanların yaptıkları deyim yerindeyse tamamen zırvadan ibarettir.

Türkiye’nin bugünkü haliyle % 30’luk milli gelir azalması tamamen ABD dolarındaki artışın bir sonucudur. Bu reel olarak bir küçülmeyi göstermez. ABD doları 1.50’nin altına indiğinde bu rakamlar düzelecek ve bu da doğru yolda olunduğu izlemini yaratabilecektir.

Bu krizle çok değişim olmamıştır bu ülkede. Türkiye zaten yıllardır kriz içindedir. Her şey yıllardır pamuk ipliğine bağlı yürüyüp gitmektedir. Bu krizin etkisiyle sanayideki ve ihracattaki daralma Türkiye’yi sadece birkaç yıl öncesine götürmüştür o kadar. Türkiye açısından bu krizin en büyük etkisi göreceli üretim daralması ve reel işsizlik oranlarındaki artıştır. Ancak bundan sonra olacaklardır asıl Türkiye’nin başını ağrıtacak olanlar. Önemli olan kişi başına düşen millik gelir değil, bu gelirlere kimlerin sahip olduğudur. Aslında milli geliri 1- Milli kapitalist başına düşen gelir, 2- Milli emekçi/ çalışan başına düşen gelir şeklinde açıklamak lazımdır. Kişi başına düşen borçları hesaplarken de aynı yöntem kullanılmalıdır.İşte o zaman ak koyun kara koyun belli olur.

Türkiye’nin bu dönemdeki avantajları.

1-Türkiye’nin vergi sistemi göz önüne alındığında bütçedeki gelir daralması gelişmişlerle aynı orantıda olmayacaktır. Tabi ki bu doğru vergi sisteminin var olduğunu göstermez ancak bu Türkiye’nin bu dönemde belki de en önemli avantajlarından birisi olacaktır. Ancak bu bütçeyi dengeli kullanmak gerekmektedir.

2- IMF ile anlaşmış olmak da herkesin düşündüğünün tersine Türkiye’nin bir başka avantajı olacaktır. Çünkü bu aldığı doların değeri orta vadede zaten yarıya inecektir belki de. Önemli olan bu finansmanı en optimal kullanmaktır bu dönemde. Ayrıca bu dönemde çok borçlu olmak da iyidir.

3- Türkiye üretim ve ihracat yapısı fazla oynak değildir. Zorunlu tüketim ve özellikle gıda ara mallarına dayanmaktadır.- Otomotiv gibi şişirilmiş baloncuklar sıyrılınca geriye fazla vazgeçilebilir üretim ve ihracat kalmamaktadır- Krizin en tavan yaptığı dönemde dahi bu bugünkünden daha aşağıya inmez.

4- Bankacılık sistemi daha önceden revize edilmiş ve parazitleri temizlenmiştir. Finansal teminatlar kredilerin bir hayli üstündedir. Ve hala kredi/ milli gelir orantısı düşüktür.

5- Faiz oranları hala satılabilir durumdadır.- Son faiz indirimine gerek yoktu bence-

6- Cari açık sendromundan kurtulmuştur ve gelecekteki açıklar finanse edilebilir haldedir.

7- Her ülkeden daha fazla iç dinamiklere sahiptir.

8- Çalışmak isteyen çok yüksek nüfusa sahiptir. Bu nüfus diğer ülkelerden daha genç bir yapıdadır ve özel girişimlere yatkın bir özelliği vardır.- Örneğin işsiz nüfusun niteliği İspanya’nınkinden çok farklıdır-

Bu küresel krizi doğuran etmenler gelişmekte olan bazı ekonomileri zaten kendiliğinden avantajlı duruma getirmiştir. Bizimle akran gösterilen bazı ekonomilerini akıllı yöneten bazı gelişmekte olanlar dimdik ayaktadır ve bu krizin sonuna kadar devam edecektir. Bu krizin dışsal yansımalarının etkileri buraya kadardır. Bundan sonra olacaklar Türk hükümetini ekonomik sorunlara bakışıyla ilintili olacaktır. Bu nedenle yanlış hamleler yapılmamalıdır.

Bu krizin köklerini iyi anlamak ve ona göre çözümler üretmek gerekir. Ne demiştik bu krizi çözümlerken? Bu krizdeki sorun: Kredi verenlerin değil; alanların sorunudur. Üretememek değil satamamak sorunudur. Bu bağlamda bu krizi çözmenin yolu da buradan geçmektedir.

Bu doğrultuda yapılması gerekenler, tüketeceklerin önünü açmaktır.

Tüketecek olanlar yine üretecekler(üretimhaneler) ve gelir elde edecek olan ücretlilerdir.

Bunu yapmak için çalışanlar açısından:

1-) Bu dönemde işsiz kalanlara yeteri derecede işsizlik sigortası

2-) Kredi kartı ve ferdi kredi borcu olan çalışanların kredi kartı borçlarının kamu bankalarınca bankalardan devralınması, belki bir yıl ödemesiz olarak takside bağlanması ve faizlerin merkez bankası faiz oranlarıyla devam ettirilmesi ve bundan sonra kişilere birden fazla kredi kartı verilmesinin önünü kesecek yasaların çıkarılması. Cep telefonu sahiplerinin aynı numarayla şebeke değiştirmesi gibi banka değiştirmesinin önü açılması. Bu yöntemle insanların müstakbel gelirlerinin çok üstünde borçlandırılmaması. Bu alacakları karşılığında bankalara devlet bankası tarafından hazine bonosu gibi uzun ve orta vadeli senetler verilmesi.

3-) Ulusal bazda düşük gelir gruplarının ücretlerin seviyesini artırıcı önlemler almak.- Bu gruptan kesilen vergileri azaltmak , asgari ücreti yükseltmek, memur maaşlarından düşük gelirli(1.500 TL nin altındakilere) olanlara zam yapmak.

4-) Tarımsal üretimi destekleyici önlemler almak.-Özellikle kooperatif ve AŞ şeklinde kurumsallaşıp marka paketleme ve depolama konularında kırsal kesimlerde yaşayanları köy bazında bu kurumlara ortak etmek ve her köye ziraat mühendisi atayarak kırsal kesimde üretim yapmak isteyenleri TEKNİK VE VERİMLİLİK bağlamında birebir eğiterek Türkiye’nin tarımsal üretimini sübvanse edici bir kısmı hibe şeklinde bu kooperatif veya şirketi finanse etmek ve organize üretimi teşvik etmek. Pazarlama konusunda da bu şirketlerden mal alacak firmalardan KDV gibi vergisel indirimler getirmek gibi önlemler sıralanabilir. Ve hatta bu şirketlerin mallarının ağırlıkta satıldığı bir marketler zinciri kooperatifi kurulabilir. Bu organizasyonlara gübre ve diğer girdiler konusunda destek vermek. Örneğin bu geçtiğimiz seçimde ortalama bir köye verilen kömür 300 haneye birer ton verileceğine 150 milyar TL sermayeli bir depolama paketleme ve marka üretebilecek 300 ortaklı bir şirket kurulabilirdi. Bunu da AB fonlarıyla % 50 hibe + % 50 öz sermayesiyle(Özsermaye de kömür yerine verilecek hisse senedi olacaktı) destekleseydik 300 Milyar TL sermayeli 300 ortaklı her köyde bir şirket kurulabilirdi. O köyde yaşayanların da belli oranda çalışma zorunluluğu da getirildiğinde bu şirketlere kırsal istihdamı da büyük bir ölçüde çözmüş olurduk.-

Üretim Tesisleri Açısından

1-) Bu krizden etkilenmiş, yeteri kadar istihdam sağlayan ve kendini artık finanse edemeyen ve artık teminatı kalmamış firmaların kredi borçlarını yine yukarıdaki yöntemlerle devralmak ve çok düşük bir faiz ve ödeme planıyla borçlarını yapılandırmak.

2-) Enerji maliyetlerini düşürmek için özel paketler hazırlamak

3-) Navlun maliyetlerini düşürecek altyapısal önlemler almak.

4-) Stopaj ve KDV oranlarında indirim yapmak.

5-) Özellikle KOBİ’ler için uluslararası alıcıların kolayca ulaşabilecekleri ALİBABA benzeri Türkiye’ye has bir web sitesi oluşturup bunun tanıtımını bizzat devlet eliyle yapmak.

6-) Özellikle tarımsal ürünlerde marka yaratmaya yönelik destek ve eğitimlerde bulunmak ve bu ürünlerin uluslararası tanıtımında ve dağıtımında yardımcı olmak.

7-) Bunları yapmaya yönelik irade ve bilgi sahibi olmak.***

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..