Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '14

 
Kategori
Futbol
 

Türkiye Çek Cumhuriyeti maçı yorumu.. Kazanan Türkiye mi olacak Fatih Terim mi.?

Türkiye Çek Cumhuriyeti maçı yorumu.. Kazanan Türkiye mi olacak Fatih Terim mi.?
 

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme gruplarında ikinci ve üçüncü maçlar bu hafta oynanacak.

İlk maçında İzlanda'dan fark yiyen Milliler evinde Çek Cumhuriyeti ve  3 gün sonra deplasmanda Letonya ile karşılaşacak.

Maçlar oynanmadan kazanılmıyor. İzlanda'ya mutlak galibiyetle giden Milliler aslında geliyorum diyen bir hezimetle geri döndüler. Bu kötü başlangıç moralleri bozduğu kadar bütün planları da alt üst etti. Bu yıl statü değişikliği gereği Grup 3. cülerinin de Şampiyonaya katılabilme olasılığı olmasa daha ilk maçtan havlu atmış bir Türkiye ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirdim.

Hollanda mutlak favori konumunda olup ilk ciddi rakibi Çek Cumhuriyeti'ne deplasmanda 3 puan kaptırması Türkiye için daha da olumsuz bir durum yarattı. Buna birde 3.cülük için çekişeceğimiz İzlanda'ya Millilerin de 3 farkla 3 puanı teslim etmeleri Grupta işimizin ne kadar zor olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Türkiye'nin Letonya ve Kazakistana gerek içerde gerekse deplasmanda puan kaybı yaşamaması durumunda bile 3.cülük şansımız İzlanda'ya göre daha az. Son Dünya Kupası elemelerinde Kazakistan'a karşı İstanbul'da son dakikada ancak atabildiğimiz golle  2-1 galibiyet yaşadığımız dikkate alınırsa ve o dönemdeki Milli takımın bu günkü takıma göre daha yetenekli ve formda oyunculara sahip olduğunu düşünürsek gerek içerde ve gerekse deplasmanda Letonya ve Kazakistan maçlarında bile toplamda 12 puan almamız çok olası görünmüyor.

Bu hafta sonu evimizde oynayacağımız Çek Cumhuriyeti maçı dönüm maçı olacaktır. Ancak ben bu maçtan hiç de ümitli değilim. Son oynanan İzlanda maçı ve öncesindeki hazırlık karşılaşmaları da dahil olmak üzere maalesef A Milli takım hiç de ümit vermiyor. Bunda oyuncuların formsuzluğu kadar kadro seçiminin de etkisi son derece büyük. Son yıllarda ara ara tekrar sorumluluk verilen Fatih Terim'in oyuncu seçim zaafiyetleri olduğunu söylemek gerek.

Sadece oyuncu seçiminde değil oyun planlaması da sadece bireysel motivasyona dayalı olan Teknik Direktörün bu uygulamasının günümüz değişen ve gelişen futbol taktiklerinde yeri artık maalesef yok. Bu düşünce ve taktiklerle bir maç kazanırız ki o takım Dünya Şampiyonu olabilir ancak genelde futbol düzeyi çok daha geride olan takımlara karşı da sıkça kaybedebiliriz. Çünkü istikrarlı bir oyuncu seçimi ve oyun planı ve organizasyonu maalesef yerleşmemiştir.

Teknik Direktörler değişse bile Federasyonun bir hedef programı olmadığından her Teknik direktör kendi bireysel ve geçiçi kısa dönem programını uygulamıştır. Bu uygulama başarı getirmemiş gerek Euroların gerekse TL lerin uçup gitmesine neden olmuştur.

2002 yılı Dünya Şampiyonasında 3. olduktan sonra yeni bir yapılanma içine girilmemiş 2014 yılına kadar geçen 6 büyük şampiyonanın sadece 2008 yılı Avrupa Şampiyonasına katılınabilmiştir. 2000 li yılların başlarında Türkiye'den çok gerilerde kalan Belçika ve Macaristan artık gruplarda 2. ci torbadan girmektedir. Bu iki ülkeden özellikle Belçika son 10 yılda yaptığı başarılı bir gelecek programlaması nedeniyle yavaş yavaş zirveye çıkmıştır. Belçika bu gün Milli takımmızın hem oyun hem oyuncu olarak çok üzerindedir. Macaristan ise son şampiyona da grubu bizim üzerimizde tamamlamıştır.

Bu gerçekler bu ülkelerin istikrarlı oyuncu seçimleri ve belirledikleri programa sabırla uymalarından kaynaklanmaktadır. Günlük galibiyetler ve başarılarla değil istikrarlı bir performans hedefleri olduğu için son 10 yılda Türkiy' yi geride bırakmışlardır.

2002 yılından sonra Dünya Milli takımlar sıralamasında 10. culuk seviyelerinden bu gün 40. cılık seviyelerine neden ve nasıl geldiğimiz sorgulanmalıdır. Bu gidişle bu seviyeleri de arayacağımız söylemek gerekir.

2009 yılında yazdığım Türkiye 2010 Şampiyonasına gidebilir mi başlıklı blogu tekrar okuduğumuzda da yine benzer konuların olduğunu  ve geçen 5 yıllık sürede yine yerimizde saydığımızı göreceksiniz.

Tek tek oyuncu seçimleri üzerinde durmak çok gerçekçi sonuçlara bizi götürmeyebilir. Ancak  her milli maç öncesi iki haftalık geçiçi form sıçraması gösterdi diye bir oyuncunun milli takıma çağrılması da anlamlı değildir. İlk olarak 2006 yılında A milli olan Bilal Kısa şu ana kadar 8 yılda 12 milli maçta görev almış olup bunların tamamı özel karşılaşmalardır. Yani bir Dünya ya da Avrupa şampiyonası karşılaşmalarında görev yapmamıştır. Toplam 12 A milli maçın 7 si 2006 yılındadır. 2006 yılından 2013 yılına kadar milli takıma çağrılmamış ya da forma giymemiştir. İstikrarsızlık oyuncuda mı yoksa seçiçilerde mi.?

Bu görünüme göre şu anda 32 yaşında olan tamamı özel maçlarda forma giyen bir oyuncu Türkiye için son derece kritik bir maçta Milli takıma davet ediliyorsa bu seçimde bir istikrar yok demektir. Bilal yetenekli bir oyuncu ise neden 2006 yılından 2013 yılına kadar Milli takıma davet edilmemiştir. Oyuncuyu 25-26 yaşlarında Milli takıma kazandırmışken neden 7 yıl gelişimini artırılmamıştır. Son üç haftada form tutmuş olması 32 yaşındaki bir oyuncunun böylesi kritiki bir maçta A milli takıma çağrılması için yeterli bir neden olamaz. Bu ve benzer örnekler o kadar çok ki yazmaya burda satırlar yetmez. Ancak bu örnekler ne Federasyoun bir programı olduğunu  ne de Fatih Terimin bir oyuncu istikrarı bulunduğunun göstergesidir.

İşte bu ve buna benzer günlük seçimler nedeniyle  Türkiye A milli takımının Çek Cumhuriyeti'ne rakip olması beklenemez. Çek Cumhuriyeti maçı değil 3 gün sonraki Letonya maçı bile Türkiye için hüsranla bitebilecek durumdadır. Cuma günü süpriz yaparak 3 puan alacak bir Türkiye yeniden sonu gerçekleşmeyecek bir hayale doğru yol alacak ve yine istikrar ve geleceği doğru programlama rafa kalkacak ve yine kaybeden Türk Futbolu olacaktır. Süpriz gerçekleşmeyip kaybederse de sonuç yine değişmeyecektir.

Kazanan ise elbette Fatih Terim olacaktır.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..