Türkiye-Çek maçı sistemsizlik sistemi yendi

Dün akşam milli takım Çekleri son 15 dakikadaki oyunuyla ve çek kalecisinin hatası ile 3-2 yendi ve çeyrek finale yükseldi. Ancak daha bir hafta önce Fatih Terim'i sistemsizlikle suçlayan yorumcular bir haftada ne değiştiyse
eleştirdikleri hocayı şimdide kahraman yapmak için yarışıyorlar. Hemen hepsinin futbol yorumcusu değil skor yorumcusu olduğu ortaya çıktı.Sergen Yalçın'ın dediği gibi"75.dakikaya kadar tuttukları notları çöpe atıp yapacakları eleştirileri rafa kaldırıp hep beraber övgüler düzmeye başladık"Böylece oynan futbol ve yapılan hatalar skorla birlikte gelecek sefere bırakıldı.

Türk futbolunun en büyük şanssızlığı en büyük iki hoca diye yutturulan Fatih terim ve Mustafa Denizlinin hiç bir zaman sisteme inanmaması.Daha çok oynamaktan ziyade oynatmamayı rakibe göre bir futbol anlayışını savunan ve uygulayan hocalar olması.Futbolculara verilen Vatan-Millet-sakarya üçleme gazı ile zaman zaman elde edilen günü birlik başarıların arkasına sığınarak doğru yolda olduklarını savunmaları.Fatih hoca da Mustafa Denizli hoca da herhangi bir Teknik Direktör eğitimi almadıkları (TFF kursları hariç)gibi halk arasında tabir edilen alaylı hoca olmaları sebebi ile futbolun bilimi ile uzaktan yakından bir alakaları yok.O yüzden uzun vadeli ve kalıcı bir başarıları yok.Zar zor yendiğimiz İsviçre milli takımın en iyi futbolcusu Hakan Yakın'ın Gs de oynayamaması diğer oyuncularında üç büyüklerde ilk 11 de oynayacak kapasitede futbolcular olmamasına rağmen böyle bir milli takımı zorlukla yenmemiz kimsenin gözünü açmıyor.Hele hele yaş ortalaması 29.8 olan Çek takımı karşısında düşülen durum içler acısı.Adamların ilk 11 deki futbolcularının yarısından çoğu 32 yaş ve üzeri.Adeta emekliler takımı olan bu takım karşısında 75 dakika neden hiç birşey yapılamadı soruları kazanılan bu maç sonunda güme gidecek elbette.

Ne acıdırki Futbol yorumculuğu göklere çıkarılan Rıdvan Dilmen'in geçen yıl Zico'yu en büyük eleştirisi rakibe göre oyun şeklini değiştirmemesi.Yani futbol uzmanı bile geçinenler futbolun bilimselliğine kulak tıkıyorlar.Avrupa şampiyonasına katılan 16 takımdan bizim hariç hepsinin iyi yada kötü bir sistemleri bir futbol anlayışları var.
Futbolcular yeteneklerine göre ellerinden geldiğince sistemi uygulayıp başarılı olmaya çalışıyorlar.Biz ise havaya göre, Fatih Terim'in gördüğü rüyaya göre biraz da rakibe göre maçtan önce bir sistem belirleyip sahaya öyle çıkıyoruz.Bu nedenle milli takım bütün maçlarda ilkyarılarda perişanları oynuyor.Sonra şans yardım ederse, ogün bir kaç futbolcu yenilgiye itiraz edercesine yeteneklerini konuşturursa maçı çeviriyoruz yoksa yenilgiyi kabulleniyoruz.

Halbuki eldeki milli takım kadro olarak Avrupanın en iyi birkaç kadrosundan biri.Şu ana kadar yapılan maçlar neticesinde en iyi takım olarak kabul edilen Hollanda milli takımı veya ilk maçımızda bizi perişan eden Portekiz ayarında bir takımımız var.Ancak sistemsizlik bilimsellikten uzak bir anlayış sergilediğimiz için bu takımların yanına bile yaklaşamıyoruz ve muhtemelen çeyrek finalde de elenip gideceğiz.Bu turnuvanın iki büyük yıldızı var.Birincisi zaten yıldız olarak gelen Portekizli Ronaldo diğeride Arda Turan.Bir de ispanyanın en iyi golcülerinden Nihat da bizde.Bayern Münih'in şampiyonluğunda büyük pay sahibi Hamit de bizde.Avrupanın en iyi orta saha oyuncularından Marco Aurello da bizde.İngilterenin 2007 yılı en iyi on transferinden biri kabul edilen Tuncay da bizde.Sonuç bu kadar yetenekli oyuncuların olduğu bir takım sistemsizlik yüzünden ilk yarılarda perişanları oynayıp ikinci yarılarda yetenekleri ile birşeyler yapmaya çalışıyorlar.

Kişisel olarak ben Fatih Terim bu turnuvada takımı şampiyon bile yapsa derhal takımdan uzaklaştırırım.
2002 Dünya kupasında 3. olduk ondan sonra araki Türk futbolunu bulasın.Galatasaray UEFA kupasını aldı sonra ortadan kayıp.İstediğim yine aynı olmasın.Daha 7-8 yıl bu takımı götürecek bir kadro varken bunun kıymetini bilelim.Sonradan ağlamak bir fayda etmiyor.Benden söylemesi.


Saygılarımla
Ali İhsan Uğuz

16.06.2008