Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '15

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye Çin ilişkilerinde gerginlik ve Uygur faktörü

Türkiye Çin ilişkilerinde gerginlik ve Uygur faktörü
 

Urumci (A.A)


Her zaman 'Çin'de Uygurlara karşı baskı var' haberlerini sürekli alırdık. Bu baskı yoktur haberler gerçek değil diyemeyiz. Birkaç kere Çin'in Shangay ,Yivu, Honcho ve Urumci'de oldum. Çin'in her yerinde Uygurlarla temasta olma imkanım oldum. Olmamam da imkansızdı. Çünkü yemek için ya Uygur lokantasını kısa zamanda bula biliyoruz veya Arap ve Türk mutfağını. Tabii ki, Türk mutfağı ile iyi bildiğimiz için en çok tercih edilen Uygur mutfağı olmaktadır. Demek istediğim Uygurlarla her fırsatta irtibatta oluyorduk. Az-çok sorunları ile ilgilenip, ne yapıp nasıl yaşadıklarını soruyorduk. Birde Çin'de tek Uygurlar Müslüman değil, başka etnik gruplar da var. 

Uygurların, Urumçi dışında yaşamı daha iyidir. Fakat Urumçi'de Uygurların yaşamı zordu. İş dünyasında Çin'li ile Uygur arasında sorun yoktur. Birlikte çalışır ve ortak projeler üretirler. Uygurlar içinde gözlemlediğim iki grup var ki, Pekin'i endişelendirmekte ve aşırı güvenlik eğilimlerine itmesini sağlamaktadır. Radikal Müslüman gruplar ve milliyetçi gruplar ki, her fırsatta bölgede gerginlik yarata bilecek eğilimleri var. Pekin'in en çok korktuğu, Orta Doğu'da dini ve etnik gruplar arasında bu karmakarışıklık ve gerilimin bölgeye yansımasıdır. Şu da var ki, Çin'in Uygurlar yaşadığı bölgelerde aşırı uç gruplarında yayılmasında günahkar Pekin'in kendisidir desek yanılmamış oluruz. Uzun zaman baskıda tuttuğu ve insani haklarını kısıtlamasında, tabii ki, yıllar sonra toplum içinde milliyetçi ve dini aşırı uç gruplar ortaya çıkması beklenen olacaktır. Şimdi bu işte günahkar kimdir? Uygurların her zaman öteki gördükleri Çin'liler mi? Akıllarında insan olarak görmek istemediği Han etnik grubumu yoksa Çin'lilerin her fırsatta Uygurların bir gün etnik milliyetçilik sonu bağımsız olmalarından korkması sonucunda uzun yıllar baskıda tutması mı ? Bence Günah keçisi arama zamanı değil artık.Ciddi şekilde toplum üzerinden sosyolojik çalışmaların yapılması yoluyla bu sorunun çözülme zamanı gelmiştir. Ama bunun için Çin'in kapıları açması lazım. Açması da zor, çünkü küresel güç olmaya hırsı olan bir ülkenin o kadar rakibi var ki her fırsatta bir Kosova sorunu çıkarmaya hazırlar. Bunun için Türkiye'nin Çin'le güven ilişkileri kurması lazım ki Pekin, Ankara politikalarından rahatsız olmasın. Ve Uygur sorunun halline yakınlaşsın. Belki de çok ütopik görüne bilinir. Ama benim gördüğüm bu. 
 
Bu günlerde Türkiye basınında Urumci'de Uygurların üzerinde aşırı baskı olduğuyla ilgili basında çıkan haber ve resimler o kadar gerçeklikten kopuk ve milliyetçi kesimin hisleri üzerinde oynamaya da hesaplanmıştır ki, bunu görmemekte mümkün değildir. Ama milliyetçi insanlar bu oyuna geldi, İstanbul ve diğer illerde Asyalı, Çin'liye benzeyen saldırılar oldu. Çin lokantaları, turist Koreliler. Sonda Çin ve Güney Kore ülkeleri Türkiye tatile gitmemeyi tavsiye etti. Düşüne biliyormusunuz, bu olayların Türkiye'nin Turizm sektörüne nasıl bir zarar verdi. Buna dayanamayan Kapadokya Turizm sektörü insanlar buna durun demek için Televizyona çıktılar. Sonda AA Ajansı Urumci'ye giderek reportaj hazırladı ve belli oldu ki, hiç de her şey sosyal medya üzerinden ve köşe yazarlarının yazdığı yazılarda olduğu gibi değil. Peki, tekçe Turizm sektörünü zarar gördü, yok. Daha önemli bir şeyin karşısını almaya çalıştılar. Türkiye'nin Havadan Savunma Sisteminin geliştirmesi için Çin'le planladığı işbirliğini, kamuoyu baskısı kurarak karşısını almaya çalışıyorlar. Oldu mu sorarsanız oldu. Kim kazandı? Gerisini siz düşünün
 
 
Toplam blog
: 12
: 851
Kayıt tarihi
: 21.07.10
 
 

2007 yılında Azerbaycan'da İktisad Devlet Üniversitesi Uluslararası Ekonomil İlişkiler, bölümünde..