Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '12

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Türkiye-Çin ortaklığı Batı’ya olan teknolojik bağımlılığı ve cari açığı azaltabilir mi (2)

Türkiye-Çin ortaklığı Batı’ya olan teknolojik bağımlılığı ve cari açığı azaltabilir mi (2)
 

Çinlilerin beslenmesinde, tuz, şeker ve un yoğunluklu olarak bulunmamaktadır. Ancak bu pehlivan! İçin de bir izah olmalıdır.


Ortadoğu ve Afrika’daki kaynaklarını kontrol edemeyen Çin’in Süper Güç olması mümkün değildir. Çin bu nedenle bölgemizde kendisine güçlü iş ortakları aramaktadır. Türkiye, tarihi, kültürü ve imkânları ile bu ortaklığın en güçlü adaylarındandır.  ABD’nin bize olan ilgisinin arkasında yatan da bu oartaklık ihtiyacıdır.

Ülkemiz, dünya siyasetinin geldiği bu çok merkezli noktada, hem coğrafi avantajını, hem de bu avantajının sağlayacağı stratejik ortaklıklarla kısa vadede birinci sınıfı ülke kategorisine çıkma imkânını yakalamış bulunmaktadır.

Açıklanan anlayışla Çin bugün bölgeyi kontrol eden ABD’nin en büyük rekabetçisi durumundadır.

Gelişmiş Batı tarafından ve “Arap Baharı” olarak tanımlanan halk hareketlerinin nedenleri arasında; bu ülke haklarına verilecek serbest girişim desteği ve özgür ortamlar sayesinde, geniş halk kesimlerinin satın alma gücüne kavuşturulması ve batılı üreticilere müşteri olabilmeleri yatmaktadır.

Öngörüldüğü gibi bir bahar havası olacaksa bu, gelişmiş Batılı devletlere, yaşlanan nüfus ve artan işsizlik nedeniyle azalan satışlarına yeni pazarlar, yeni müşteriler bulunması nedeniyle olacaktır.

Çin’de batılılar gibi, "Arap Baharı" ile bölgede oluşacak bu büyük pazardan pay almayı hedeflemektedir.

Bu anlayışlarla Çin ile yapılacak işbirliğinde bizim için iki husus önem kazanmaktadır.

Birincisi, Batı ile devam eden ilişkilerimizin yanında, Çin ile yapılacak bir ortaklık sonucunda gelişmiş makine ve teknoloji  ihtiyacımızı Çin’den temin edebilecek miyiz?

İkincisi, ülkemizin yeni yatırımlar için gerekli yabancı sermaye ihtiyacına Çin’in hangi seviyede katılacağı ve ne kadar istekli olacağıdır.

Bunlara cevap bulabilmek için Türk-Çin ticareti derinlemesine  incelenmesi gerekmektedir.

2010 Yılında Çin’e 100 milyon doların üzerinde olan ihraç kalemlerimize baktığımızda görülenler;

- Kimyevi maddeler,     306.000.000 USD

- Madencilik,               1.529.000.000 USD

- Tekstil                          131.000.000 USD.

Genel toplam;           2.268.924.377 USD.

Çin’den son üç yıllık ithalat rakamlarına bakıldığında ;

- 2009 yılı,  12,6 milyar dolar,

- 2010 yılı,  17,2 milyar dolar,

- 2011 yılı,  21,7 milyar dolar görülmektedir.

2010 yılını esas alarak ihraç ve ithal rakamlarını karşılaştırdığımızda karşımıza; 2,2 milyar dolar ihracata karşılık, 17,2 milyar dolarlık mal ithalatı rakamı çıkmakta ve tabiri uygun olursa korkunç denebilecek, (15 milyar dolarlık) bir açık tablosu ile karşılaşılmaktadır.

Bu durumda ilk akla şu gelecektir. Biz yağmurdan, mevcut cari açıktan kurtulalım derken doluya, Çin ile olan ticaretimizde daha büyük Cari Açık’la mı mücadele edeceğiz?

Bu noktada ithalatın artış nedenlerine bakılmalıdır.

Ne oldu da kısa sürede Çin ile olan Ticaretimizde bu kadar büyük açık verdik?

 “Türkiye’nin Çin ile ithalatının artmasının en büyük sebebi Avrupalı şirketlerin üretim birimlerini ucuz işçilik ve sağlanan destekler karşılığında Çin’e kaydırmasıdır.

Türkiye 80’li ve 90’lı yıllarda Avrupa’dan ithal ettiği elektrikli ürün, makine ve makine parçalarını 2000’li yıllardan itibaren Çin’den ithal etmeye başlamış ki bu ürünler bugün Çin ile olan toplam ithalatımızın %50’si seviyesine çıkmıştır. (1)

Buradan anlaşılması gerekenin, Batıdan yüksek fiyatla temin edebildiğimiz makine ve malzemelerin, Çin’den daha düşük bir bedelle ithal edilerek bir fiyat rekabeti avantajının sağlanmış olmasıdır.

Ucuz ithal malzemeler aynı zamanda- bilinen ve iddia edilenlerin aksine- içeride üretimi artırarak işsizliğin azalmasına ve rekabetçi fiyatlarla ihracat yapılmasına da katkı sağlamaktadır.

Burada dikkatli olunacak yer,  KOBİ ve küçük esnafa olan olumsuz etkileridir.

Bu anlayışla ithal kalemlerinde çok seçici olunmalıdır. Üretimi artırıcı, rekabette avantaj sağlayanlar getirilmelidir.

İthal edilen ucuz -ara mal- girdilerle üretilecek makinelerin bizlere, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına daha kısa sürede girmemizin yanında, daha fazla mal satmamıza da kolaylık sağlayacağıdır.

Devam edecek...

www.canmehmet.com

(1) http://www.finansgundem.com/haber

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..