Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “Milli Birlik Beraberlik Ülküsü” üzerine kuruludur..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “Milli Birlik Beraberlik Ülküsü” üzerine kuruludur..
 

Öner samanlı; Devlet, TC. Yasalarına göre cezası kesinleşmiş kişilerle pazarlık yapamaz…


DEVLET CEZASI KESİNLEŞMİŞ KİŞİLERLE PAZARLIK YAPAMAZ

Bir ülke düşününüz, sanki kurtuluş savaşında gibi.

Yıllardır birbiri ile kardeşçe, aynı ortak paydalarda mutsuzlukları ve mutlulukları paylaşmış ülkemiz insanları üzerinde oynanan, bölücü emperyalist oyunlar sonrasında günümüzde yaşatılmak istenen dayatmacı bir sorun ile karşı karşıyayız.

Nedir bu sorun yapılmak istenilen.

TÜRK VE KÜRT SORUNU VAR MIDIR..?

Türkiye Cumhuriyeti milletinin temsilcileri olarak meclise giren milletvekillerinin ettikleri yemin andını bundan önceki yazılarımızda ana başlık olarak ele almıştım.

Yine bundan önceki makalelerimde, Türkiye’de, “Kürt sorunu Yoktur, PeKaKa Sorunu Vardır” başlıklı yazılmada dilimizin döndüğünce bu durumu açıklamaya ve sorunun kesinlikle, TC. kimliği taşıyan Kürt halkı ile olmadığını vurgulamıştım.

Bu hususta çok daha detaylı yazı ve makaleler yayında bulunmaktadır.

Bunlardan önemli açıklamaları ihtiva edenlerinden birisi de, Ulusal Parti Genel Başkanı, Gökçe Fırat’ın kaleme aldığı yazılardır.

Bu yazıyı ve diğer içerikleri okuyabilmek için aşağıdaki linki tıklamanız yeterli olacaktır.

http://www.turksolu.org/88/basyazi88.htm

Bu yazının bir bölümünde, Gökçe Fırat şöyle diyor; “Ordu kanadının terörle mücadeleye vurgu yapan açıklamalarına karşın Hükümet sorunu bir “terör” ve “terörle mücadele” sorunu olarak değil, “demokratikleşme” sorunu olarak gördüğünü, hatta “milli bir mesele” olarak gördüğünü bizzat Başbakan’ın ağzından açıkladı”

Bugün gelinen durum ise, PeKaKa’nın elebaşısı, canibaşı A.Öcalan’ile getirilmeye çalışılan uzlaşma zemininde destek ve işbirliği aşamasıdır.

TÜRK MİLLETİNİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA MİLLİ İHANET

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk tarafından, Ulus kimliklerinin, “ULUSCULUK” ilkesi altında birleşmesi ve bütünleşmesi çerçevesinde kurulmuştur.

Her zaman ve her yerde “Milli Birlik ve Beraberlik” söz konusudur.

Yasalar bu olgu üzerine kuruludur.

Suçlar bu olgunun zarar görmesine göre ortaya çıkmaktadır.

Gelin görün ki, dokunulmazlık zırhını çok bilinçli ve sistematik kullanan AKP iktidarı ve BDP, Türk Milletinin gözünün içerisine baka baka bir “Kürt sorunu” olgusunda mutabık kalarak ortak noktalarda buluşabilmektedirler.

BDP’liler önermekte, AKP’liler ise önerilerin peşinden gitmektedirler.

Tabi ki böyle olunca da, Türkiye’yi, ABD emperyalist amaçlarına doğru bölmek üzere sürüklemektedirler.

Bakınız, Yazar, 15.08.2005 yılında bugünün sanki fotoğrafı üzerinden yorum yapar gibi çok önemli bilgileri aktarmış bulunmaktadır.

Gökçe Fırat şöyle diyor; “PKK son dönemde özellikle mayın saldırıları düzenlemektedir. Mayın saldırısı, yüksek teknoloji kullanılan bir saldırı türüdür. Doğrudan ordu gücü göstermektir. ABD, PKK’ya NATO mayınlarını vermekte, Türkiye’nin mayın tarama araçlarını etkisiz kılacak teknolojik desteği sağlamakta ve Türk devletini açıkça tehdit etmektedir.”

Teşhis çok isabetli ve doğrudur..

Aradan beş yıl gibi bir zaman geçmiş, yüzlerce asker ve insanımız PeKaKa tarafından katledilmiş, 2010 lara gelinmiş ve bölücübaşı ile masaya oturarak, PeKaKa eylemlerinin durdurulması için pazarlık aşamalarına gelinebilmiştir.

ŞEHİT AİLELERİNE HAKARET EDİYOR, MİLLETİN ACILARINA ACI KATIYORSUNUZ

Bugün gelinen noktada, devletin terörist Abdullah Öcalan’la görüşmesini fevkalade bir devlet aczi ve ayıbı olarak yorumluyorum.

“Devlet, Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde, cezası kesinleşmiş kişilerle pazarlık yapabilir mi..?

Yasalara aykırı işlerin içinde somut suçlu bulunanlarla devlet görüşebilir mi..?

Abdullah Öcalan’la devletin, görevlileri vasıtasıyla bile olsa görüşme yapması devlet hukukuna, siyasi etiğe, milletvekili yeminine, birlik ve beraberlik ülküsüne ne denli yakışıktır, bunu hükümet icraatları ile algılamak olanaklı değildir.

DEVLET DİRAYET VE EGEMENLİĞİN BAŞI, KORUYUCU VE KOLLAYICISIDIR

Terörü bitirmenin yolu, hapisteki ceza almış insanlardan medet ummak olabilir mi..?

Devlet, devlet gibi olmalıdır.

Devlet, kesinlikle ve asla, cezası kesinleşmiş, yıllarca Türkiye üzerinde menfur emeller beslemiş caniler ve elebaşlarıyla pazarlık yapamaz..

ABD emperyalist çizgisine her geçen gün daha da yakınlaştırılan bir Türkiye gündemi ile karşı karşıya bulunmaktayız.

Türkiye’de devlet yapılanması üzerinde büyük bir değişiklik hareketi gizli planda hızla sürdürülmektedir.

Bu bağlamda, Recep Tayyip Erdoğan’ın, gönlünde yatanın kesinlikle TC’ nin 1. Devlet başkanlığı olduğuna dair yazılarımızı da daha evveliyatta yine bu sayfalarda da yayınlamıştık.

AKP Hükümeti, gerçek gündemi perdelemeye çalışmaktadır.

Ekonomide büyük bir sıkıntı yaşanmaktadır.

Vatandaşlarımızın büyük bir bölümü banka kredileri ve kredi kartları batağına boğazına kadar gömülmüştür.

Üretimsizlik en yüksek düzeyde seyreylemektedir.

Evrensel hukuk ilkeleri mevcut iktidar tarafından yok edilmektedir.

Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Fetullahçı-Süleymancı gibi aleni manzaralar gözler önündedir.

Savcılar savcıları tutuklamakta, hakim hakimi yargılamakta, asker askerle kavgalı hale getirilmektedir.

Hızla askeri modelin tasfiye edilmesine ve polis devleti kurulmasına doğru plan ve programlar çerçevesinde eylemler yürütülmektedir.

Doğruyu yazan yazarlar, gazeteciler tutuklanmakta, aylardır bu tutuklular ne için ve hangi suçtan dolayı içeride olduklarını bilememektedirler.

Gizli bir sivil darbe iktidarından söz edersek hiç de yanlış bir tanımlama değildir.

Ticaret, Sanayi, Tarım alanlarındaki sermaye yatırımları, yeşil para-kara para gibi çeşit çeşit kavramlar ile tanımlanmaktadır.

Yıllardır milli birlik beraberlik heyecanı ve sevgisi ile kucaklaşmış millet ayrıştırılmak istenmektedir.

Kürt-Türk ayrımcılığı alevlendirilerek ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesine çok yakın zeminler hazırdır.

Bunlara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi bu köşede beş bölüm halindeki “Cegerxwin Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi” önünde, siyasi bölücülük provokasyonları..! makalelerimiz ile ışık tutmaya çalışılmıştır.

Bayrağıyla, toprağıyla, zengin-fakir tüm fertleriyle ülkesini bir yumak gibi sarması gereken toplum, bölünüyor, parçalanıyor, ülkemiz emperyalist AB’ye yamanmak, ABD’ rotasına ulaşmak üzere tehlikeli amaçlar uğrunda yok edilmeye çalışılmaktadır.

ULUSAL SERMAYE DIŞ EGEMEN GÜÇLERİN ELİNDE TOPLANIYOR

Devletin siyasi kurumları, anti-demokratik “Siyasi Partiler Yasası” ile, paramparça edilmektedir.

Sınai, tarımsal ve ticari kurumlar, hükümet’in ekonomik ve idari baskısıyla istenilen kişilere satılarak sahip değiştirmektedir.

Bu sahiplenenlerin çoğunluğu son beş yıldır hızla Türkiye’de yurtlanan yabancı emperyal sermayedir.

Devletin ve milletin öz sermayesi, nitelikli ve stratejik kuruluşları, dış güçlere yok bedellerle, icazetlerle, haraç mezat satılmaktadır.

Yetimin hakkını Devletin sırtına yükleyen bir hükümet politikası, dediğim dedik, astığım astık, kestiğim kestik monarşist yönetimini ortaya koymaktadır.

Devlet mekanizması grupların, cemaatlerin ve dış bağlantılı yerli işbirlikçilerin saldırısı altında talan edilmekte olup, milli bir kargaşa seferberliği başlatılmıştır

2011 SEÇİMİNDE YENİDEN HALKIN UMUDU OLACAK BİR PARTİ

Türkiye’yi bu gidişattan kurtaracak, geçen süreçlerde yapılan yanlış ekonomik ve siyasi uygulamaları yok sayacak bir dirayetli ve milletin güvenine mazhar parti gerekmektedir.

ULUSAL BİR DAYANIŞMA HAREKETİ GEREKLİDİR.

Ulusal hareketin insanlarımızca benimsenmesi gerekmektedir.

Bananecilik tüm hızıyla benliklerimizi sarmış durumdadır.

Atalet denilen bir aymaz sürece girilmiştir.

Devir silkinerek bu ataletten kurtulma ve “Başka Bir Türkiye Yok” ilkesinin hayatiyata geçirilme sürecidir.

….

..

Öner SAMANLI

“TÜKORDER”

Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği

Genel Başkanı

E-BİLGİ İÇİN: tukorder@hotmail.com

ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:

Yazarın Dipnotu:

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..