Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sahipsiz değil...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sahipsiz değil...
 

Bu bayrağın bu topraklarda sonsuza kadar dalgalanmasını hiçbir güç engelleyemeyecek.


Şu son olaya, kaçakçılık yaparken, yanlışlıkla öldürülen vatandaşlarımızla ilgili duruma, verilen tepkilere şöyle bir baktığımda, görmekten rahatsız olduğum manzara:

“Demokratız! İnsan hakları savunucularıyız biz! “ diye diye, yeri göğü inleten malum tayfanın, tam 30 yıldır, yaşanan her terör olayında ya da devletin hatalı vedikkatsizce davranma zafiyeti gösterdiği her durumda; arsızca, hayasızca: “ Kahrolsun bu devlet! Mahvolsun bu düzen! Yansın, yıkılsın bu işgalci ordu! “ naraları atıp, ortamı karmaşa ve kaosa sürüklemeye çalışmasıdır.

Ben… Her zaman iyi niyetliyi oldum. Ama hiçbir zaman saf olmadım. Doğruyla yanlışı ayıramayacak kadar aptalca davranmadım. Ölenlere bakıp, sevinçten kına yakacak kadar da insanlıktan çıkmadım daha…

Ama… “Türkiye şimdi bölündü işte!“ diyerek zafer çığlıkları atanların, hevesini kursağında bırakacak kadar kendime, ülkeme ve ülkemi gerçekten sevenlere güveniyorum. Biz, bu ülkeyi canından çok sevenler, ölmedik daha çok şükür!...

Bundan tam 100 yıl önce, ülkesini kurtarmak isteyen bir avuç idealist subayın, boynunda idam fermanı vardı.Taaa ki, Türk tarafının zafere çok daha yakın olduğu Büyük Taarruz öncesi anlaşılıncaya kadar… Halkın sadece % 20’si destek verdi; Kurtuluş Savaşı’mıza… 620 Yıllık imparatorluğun kalbinde olanların, İstanbul’da yaşayanların çıtı çıkmadı. İstanbul ya sessiz kaldı ya da güçlüden yana tavır aldı.

İstanbul’un Kurtuluş Savaşı’mıza böylesine kayıtsız kalışına çok içerleyen Mustafa Kemal Atatürk, taaa ki, 1927 yılına kadar o canından çok sevdiği İstanbul’una uğramadı.

Bana kalırsa… 100 yıl sonra bu gün de İstanbul,ülkenin ölüm kalım savaşına kayıtsız kalmakta… Ne yazık ki, bir türlü ibret alamadığımız tarihimiz, 100 yıl sonra bu gün de tekerrür etmekte…Bu gidişle, çekilecek çok büyük acılar, çok yakınımızda gözükmekte…

Sakınnn!... Bana kızıp, hemen öyle ayaklanmayın! Nasıl 100 yıl önce, başlangıçta halkın sadece %20’si ölüm kalım savaşımıza sahip çıkmışsa, şeriat deyip, saltanat deyip, hilafet deyip, ümmetçilik, mandacılık, Kürtçülük deyip ayaklanan işbirlikçilere, hainlere karşı da kelle koltukta savaşmışsa…

Bu gün de durum 100 yıl öncesinden çok farklı değil… Hatta ihanet cephesi çok daha güçlenmiş ve genişlemiş durumda… Kabul etmesi hiç de kolay olmasa da…

Bundan tam 100 yıl önce, bu ülkenin ölüm kalım savaşını nasıl Anadolu İnsanı sahiplenmişse… Gördüğüm odur ki… Bu çok daha zorlu olacağı görünen, çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağımız, yakın gelecekteki ölüm kalım savaşımızı da, ülkesini yürekten seven sayıca çok az; ama yürekçe çok fazla olan Anadolu İnsan’ı verecek.

Gördüğüm odur ki… Ne yazık ki, İstanbul yine ya sessiz kalacak ya da yine güçlüden yana tavır alacak. Aynen 100 yıl önce de yaptığı gibi…

Kurtuluş Savaşı’mız sırasında, Doğu ve Güneydoğu’muzda, yer yer Ermeni ve Fransızlarla karşı, ağırlıklı olarak çete savaşları yapılmış olsak da…

Kavganın büyüğü, İngiltere adına savaşan Yunanistan’a karşı Batı Cephe’mizde koptu.

Bu gün Türkiye o günkünden çok daha güçlü, çok daha bilinçli, çok daha iyi organize olmuş, son 100 yılını intikam ve rövanş acısıyla, dersini çok iyi çalışarak geçirmiş, bir ŞER CEPHESİYLE karşı karşıya…

Bir yanda ülkeyi ele geçirmek üzere olan şeriatçılar ve Kürtçüler, bir yanda ülkeyi gizli bir A.B. ya da A.B.D. Mandacılığına sokmaya çalışanlar, Bir yanda uluslar arası ve Arap sermayesiyle işbirliği yapıp, ülke ekonomisini çökertmeye çalışanlar…

Öte yandaysa… En tehlikeli olanlar: “Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkılsın! “ diyerek, ülke içinde ve dışında her güç odağıyla işbirliği yapmaya hazır olacak kadar kimliğini, kişiliğini kaybetmiş, şaşırmış  zavallılar!...

Hepinize söylüyorum. Topunuza sesleniyorum:

İster teker teker gelin, ister hep beraber … İster çıkıp  delikanlı gibi savaşın, ister çevirdiğiniz bin bir dolap ve entrikanızın arkasına saklanın!... 100 yıldır bıkıp usanmadan oynadığınız  oyununuzu hiç utanmadan yine gözümüze sokun!... Canınız ne istiyorsa onu yapın kardeşim!...

Bu ülke, bu millet sahipsiz değil… Türkiye Cumhuriyeti Devleti boynu bükük bir öksüz, yetim ya da gariban hiç değil…

Evet… Biliyorum… Türk insanı, yorgun, bitkin, şevki kırılmış, geçim derdine, günlük telaşesine düşmüş… Evet… Biliyorum… Bu gün itibariyle, gergin, mutsuz ve tedirgin...

Evet… Evet;ama…Söz konusu olan vatan olduğunda… Sadece bu ülkeyi sevenler, sadece bu vatana borçlu olduğunu hissedenler bile topunuzu ezip geçmeye yeter!...

Adımın Cem olduğundan ne kadar eminsem, bu ülke sevdalılarının da, sonuna kadar, yaşadığı topraklara sahip çıkacağına, helal getirmeyeceğine eminim… Kefilim kardeşim!...

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..