Türkiye’de 1950 yılında öğretmen ve öğrenci sayısı ve günümüz

“Türkiye’de mevcut okullar, buralarda ders okutan öğretmen sayıları tespit edilmiştir. Buna göre memleketimizde muhtelif derecelerde 16 048 okul vardır, bunun 15 310’u ilkokuldur.  Bu okullarda 42 559 öğretmen ve profesör vazife almıştır. Bunlardan 30 546’sı ilkokul öğretmenidir. Bütün yurtta mevcut olan 1 650 850 öğrencinin 1 474 671’i ilkokul öğrencisidir. (Milliyet arşiv)”

 “MEB, 2011-2012 eğitim öğretim yılı istatistiklerini yayımladı. Sayısal verilere göre, Türkiye'de 60 bin 165 okulda toplam 25 milyon 429 bin 670 öğrenci eğitim görüyor, 880 bin 317 öğretmen de hizmet veriyor. (Sabah ,Türkiye’nin Eğitim Tablosu)”

Altmış üç yıllık bir karşılaştırma. 1950’lerde Türkiye’nin toplam nüfusu 18 milyon. Bugün 74 milyon civarında. 4 kat bir artış söz konusu. Bugün öğrenci sayısı nüfusun neredeyse  1/3’ü. Türkiye’de bugünün nüfusunun gençliği verilen tabloda görülüyor.

1950 şartlarında okulda eğitim alan öğrenci sayısı  1 650 850.

Bugün Türkiye’de öğrenci sayısı 25 milyondan fazla.

Öğrenci ve öğretmen sayılarında büyük farka karşılık eğitimin aynı oranda gelişme gösterdiği söylenemez.

Okulların fiziki durumları çok yetersiz.  Atölyeler , laboratuarlar, işleyen kütüphaneler, araç gereç odaları, spor salonları, tiyatro veya etkinlik salonları okullarda mevcut değil. Dershane sayıları ve kapasiteleri belli. Pek çok okulda sınıflardaki öğrenci sayısı sınıf kapasitesinin çok üstünde. Oyun alanları ya dar, ya da hiç yok.

Yeni sisteme göre,  aynı çatı altındaki İlköğretim Okulları, ilkokullar ve ortaokullar olarak birbirinden ayrılıyor. Mevcut bir okul, duruma göre ya ilkokul ya da ortaokul oldu. Öğrenci eskiden olduğu gibi ilkokul ve ortaokul olarak ayrı ayrı binalarda eğitim öğretim görecek. Çok sayıda öğrenci ilkokul veya ortaokul için mahallesinden ayrılarak başka semtlerdeki okullara gitmek zorunda. Bu durum öğrenci velilerine servis ücret yükü getiriyor. Uygulamaya bazı yörelerde  başlanmış durumda.

Uzun yıllar içinde okulların fiziki durumlarında  değişiklik olduğu söylenemez.

Eğitim kalitesi ulusların kalkınmasında  ve istikbalinde  en önemli unsur. Gelişen çağa ayak uydurabilme, küresel yapıda layık olduğumuz yeri alabilmek için nitelikli insan yetiştirmenin yolu okuldan geçiyor.

Okulu sadece dört duvardan ibaret saymak yanlış.

Okullarda fiziki yapı zenginleştirilmedikçe eğitim programında yapılan değişikliklerin uygulamada gücü zayıf ve cılız olacağı bilinmesi gereken bir doğru. Hüseyin Seyfi