Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '07

 
Kategori
Anılar
 

Türkiye'de azınlık olmak

Türkiye'de azınlık olmak
 

Doğma büyüme İstanbulluydu. Annesi babası da İstanbulluydu. Kurtuluş semti ondan ve arkadaşlarından sorulurdu. Bıçkındı, allahına kadar delikanlı. Dal gibi ince uzun, mangal yürekli.

Rum asıllıydı ama arkadaşları ona Nihat derlerdi. Kimliğindeki Niko adını pek bilen yoktu.

Her Türk vatandaşı gibi askerlik yaşı gelince, vatani görevini yapmak için, birliğine teslim oldu. Acemiliğin ardından, komando er olarak güneyde bir birliğe gönderildi. Onun aslen Rum olduğunu komutanlarından başka kimse bilmiyordu. Adı Nihat'tı.

1963 Aralık ayında Kıbrısta, bir anne ve üç oğlu, gözü dönmüş, rum hainlerce katledilince, Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlik iyice tırmanır.

Bir sabah, koğuştaki tüm askerlere yeni tüfekler dağıtılır. Bir tek ona verilmez.

Arkadaşları eğitime götürülür. Onun tüfeği yoktur eğitime alınmaz. Kederinden kimselerin yüzüne bakamaz da yakındaki bir tepeye çıkar her fırsatta. Orada bağıra çağıra ağlar, isyan eder, içini taşlara döker. Güle oynaya geldiği asker ocağı kabusu olur. İntiharın eşiğine gelir.

Bu durum bir hafta on gün kadar sürer.

Bir sabah, başucunda silahla uyanır. Onundur. Şaka değil. Ona zimmetli. Bıçkın delikanlı salya sümük, bir kez daha ağlar, yavuklusuna sarılır gibi silahına sarılarak.

Komutanları onu günlerce izlettikten sonra, silahını vermekte sakınca görmemişlerdir.

1973 Kıbrıs harekatından sonra, nasıl Yunanistandaki Türklerin, huzurları kaçtıysa, Türkiye'deki Rumların da huzurları kalmamıştır. İşten çıkarılmalar artar, o zamana kadar sorunsuz yaşadıkları komşularıyla küsüşürler.
O tarihte bir gecede binalar el değiştirir, kimileri yok pahasına mülklerini elden çıkarıp, yangından kaçar gibi ülkeyi terkederler.

Gittikleri yerde, güllerle karşılanmazlar. Çünkü onlar Türk tohumudurlar.

Dilleri dahi farklıdır. Anlaşmakta zorlanırlar. Yasalar farklıdır. Bildiklerinin çoğunu unutup, yeniden öğrenmeleri gerekir.

Şöyle ağız tadıyla nara atmak, tepenin tası atınca kavga etmek, gecenin bir yarısı mahallenin köşesinde toplanıp, ayaküstü muhabbet etmek, çocuğu, komşudan bir fincan şeker istemeye göndermek
hepsi Türkiye'de kalmıştır.

 
Toplam blog
: 74
: 1691
Kayıt tarihi
: 17.06.07
 
 

Emekliyim ama, yaşamdan değil; işimden. Eşim ve iki kızımla birlikte İzmir’de yaşıyoruz. Yazmak, oku..