- Kategori
- Kimya
- Okunma Sayısı
- 1050
Türkiye’de Bilim İnsanı olmak

Bir bilim insanı olmak üzere kimya eğitim aldım. Hem de Türkiye’nin en saygın üniversitelerinden birinden... Eğitimim boyunca, bu değerli bilimin ne kadar heyecan verici ve ne kadar zor olduğunu gördüm.
Mezun olduktan sonra mesleğimi kısmen de olsa icra edebileceğim bir işe girebilecek kadar şanslıydım. Sonraki yıllarda farklı sektör ve pozisyonlarda çalışmak zorunda kaldığım için uzaklaştım kimyadan. Türkiye’de bilim insanı olmak çok zor çünkü. Bunu, çok değerli, zeki arkadaşlarımın, hatta Hacettepe Kimya’da dereceye girmiş arkadaşlarımın yıllarca iş bulamaması ve çok farklı alanlara yönelmek zorunda kalmasından da biliyorum. Kendimden de…
Son zamanlarda kimya, fizik, biyoloji, tıp gibi bilim dallarının yabancı dizilerde ne kadar sık kullanıldığını gördükçe, izlerken hem heyecanlanıyor hem üzülüyorum. Böyle birkaç dizide kahraman bir kimyager… Deneyler, buluşlar, teorilerle nasıl ilgi çekiyor, nasıl hayran bırakıyorlar… Ben de bir kimyagerim! Diplomamda öyle yazıyor! O bilgiler pratikleşme şansı bulamadığı için uçup gitti ama. Organik, fizikokimya, enstrümantal analiz, analitik, inorganik… Hangi biri kaldı. Ama ben kimyagerim, öyle diyor diplomam.
Yanlış nerede diye sorsam… Verilecek binlerce cevap bulunabilir bu soruya. Ve binlerce mazeret belki de… Ama bizim mazeret üretme gibi bir lüksümüz yok. Çocuklarımızın geleceğinde koca bir karanlıktır bilimsizlik.
Bizler; bilim insanı olarak eğitilmiş ama mesleğini uygulama şansı verilmemiş şanssız bir kuşak olarak tarihteki yerimizi alacağız.
Bundan sonrası için umut etmek istiyorum. Çocuklarımız temelden bilimle iç içe büyüsün ve bütün bilim dalları hak ettiği saygınlığa kavuşsun diliyorum.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Breaking bad'in yerli versiyonu olmıyasın hııı:-))) Kaptana selam!
yeşilsoğan 01.09.2016 15:03- Cevap :
- Nerdeee! diyeceğim ama olmayacak:) Gerçi, benim derdim ne ürettiğimizden çok, hayatın içinde, pratikte bilimi zorlanmadan kullanabilme yetisini kazanmak.Hayatı anlamlandırabilmemiz için bu gerekli bence.Ama çok zor görünüyor,maalesef. Şu sıralar kaptanla birlikte ''Fringe'' izliyoruz. Parelel evren falan...Kafayı fena bozduk:)) Selamınızı ilettim.Bizden de size selamlar,sevgiler... 02.09.2016 10:07
Gülcan hanım, Ülkemizde eğitimin ve çalışma yaşamının bilimle doğrudan korelasyonu, ilişkisi yok. İnanmak ve inandırmak yeterli geliyor zira, sekülerleşmeyi tek başına ya da inançla beraber götüremeyen toplumların hali ortada, işimiz zor, selam ve saygı ile.
Nizamettin BİBER 31.08.2016 22:45- Cevap :
- Bilimi günlük hayatımızdan uzaklaştırdıkça; gördüklerimizi,yaşadıklarımızı,doğayı,insanı hatta kendimizi anlamlandırma,ilişkilendirme yetisini kaybetmek gibi korkunç bir körlük hali yaşamamız kaçınılmaz.Oysa en çok inanan insan bilimin yanında durmalı,bu da büyük çelişki.Bir atomun yapısındaki ahengi görmek, düşünen insan için çok şey ifade eder.Ama en büyük sorun da bu değil mi zaten? Düşünebilmekten men edilmeye boyun eğmek.Selamlar,saygılar Nizamettin Bey 01.09.2016 14:41