Türkiye’de bir şeyi dayatmaya gerek yok, koşullar maşallah 12. adam; başkanlık da gelir, eyalet de

Ne gelirse gelsin ama biz kendimiz isteyelim gelsin, mecbur bırakılmayalım… Sanki Türkiye’nin kaderi bu; daha kötü bir şey oluyor ve mevcut olumsuzlukları aklıyor, ejderhayı getiriyorlar, biz de mecburen çakala razı oluyoruz.

İyi de niye böyle? Bunca bela bu ülkenin başına niye geliyor? Nefes bile alamıyoruz ya, yani aldırmıyorlar; şükür sadece başı ağrıyormuş derken adam ölüyor. Bugün darbeye üzülürken yarın bir bakmışsın iç savaş çıkmış ya da ABD Türkiye’ye girmiş. Bir iki bir şey olursa bakın görün Erdoğan’ı bile seveceğiz!

Offffff off! Böyle memleket olmaz ya! Fakat dikkat edilirse kaderin eli hep aynı kesime hizmet ediyor ve mecburen bizler elimizde doğrular yanlış arabanın arkasından koşup yetişmek zorunda kalıyoruz; koşullar anamızı kestiği için babasını kesenin boynuna sarılıyoruz.

Bakalım bu şuursuz gidiş nereye kadar…”Çılgın Türkler” diyorlar ya, biz çılgın değiliz kaderimiz çılgın. Lakin bu kadar olay böyle nasıl bir araya gelir diye sormaktan da kendimizi alamıyoruz. Sanki bütün bu işleri kotaran gizli bir el varmış gibi. Bu olaylar başımıza gelmiyor, getiriliyor sanki değilse Allah’ın Türk milletini daha az sevdiğini düşünebilir miyiz? Dış düşmanlar, Amerika mamarika, bölgenin yapısı, stratejik konumumuz filan etkili ama sanki bunları da aşan bir durum var ortada.

Ülkenin durumu bu olunca haliyle aklımıza gelen başımıza gelecek. Hiçbir şeye şaşırmayalım, senaryoyu yazan iyi yazmış. Ne oluyor, neden oluyor, kim yapıyor bilmiyoruz. Başımıza gelen her şeyin de ikna edici gerekçeleri var. Kürtler bağımsızlık istiyor, PKK var. Birileri şeriat istiyor IŞİD var. Birileri devrim peşinde THKP-C var. Din elden gidiyor dinciler, ülke elden gidiyor milliyetçiler, cumhuriyet elden gidiyor Atatürkçüler var. Kimilerine göre de bunların hiçbiri doğru değil ülkenin içeride ve dışarıda düşmanları var. Yani onlar yapıyor. Benim tespitim hani bir filmde cinayet işleniyordu ve herkes katildi ya, hepsi…