Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye'de darbe yapılabilir mi?

Türkiye'de darbe yapılabilir mi?
 

Türkiye'nin bir darbeye ihtiyacı var mı?

Türkiye darbe yapılabilecek bir konjonktürün içinde midir?

Türkiye’de darbe yapılabilir mi?

Bir darbenin ihtiyaç duyduğu şey nedir?

Ergenekon üzerine yazdığı ilk yazıda Ergenekon: Yüz yıl gecikmiş bir hesaplaşma mı? sorusunu sormuştum. Açıkçası hala o noktada olduğumu; sürecin kendi içinde bir iktidar mücadelesi yaptığını düşünüyorum. Bu Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunsa da her iki iktidar grubunun benim, işçinin, memurun, çalışanın, köylünün ekonomik hayatlarına ekstra bir katkı yaptığını görmüyorum. Ancak her iki grubun da temsilcisi, dayandığı bir çıkar grubu olduğunu da biliyorum. Bunlara da yakın değilim.

Temelde gelir paylaşımının adaletsiz olduğu bir sistemin içinde demokrasinin çalışmayacağına inanıyorum. Bu demokrasinin ekonomik anlamda dayandırdığım temeldir; altyapıdır.

Bunun yanı sıra Türkiye'nin bekasının da göz ardı edilmemesi gerektiğine de inanıyorum; bu ne demek?

Türkiye'de darbeleri ordu yapar; ancak "ordumuz darbecidir, ordunun her ferdi potansiyel olarak demokrasinin önünde engeldir," düşüncesine de şiddetle karşı çıkıyorum. Bugün omzu kalabalık ne kadar paşa görülüyorsa hepsine silme darbeci gözüyle bakmak tam bir saptırmadır.

Demokrasi sınıflar arası ilişkileri düzenler. Türkiye'de neden demokrasi yok sorusunu sormak yerine, bu demokrasiye gerçekten sahip çıkması gereken aktörler, erk sahipleri neredenin cevabını aramak gerekiyor.

Ordunun bu ilişkilerin içindeki rolü de budur.

Onların olmadığı yerde elbette doğanın temel kuralı devreye girecektir. Evren boşluğu sevmez. Boşluk mutlak suretle bir başka şeyle dolacaktır.

Dün akşam Habertürk'te izlediğim Ayşe Hür diyor ki;

"Artık darbeler postmodern şekilde yapılıyor."

Bu ne demek? Yani ordu eskisi gibi tankla tüfekle iktidara el koymuyor. Ya ne yapıyor? Bildiri yayınlıyor.

Türkiye'de bir darbe olacak "paranoyasının" kasıtlı olarak gündemde tutulduğuna inanıyorum. Bence, darbeler dönemi kapanmıştır.

"Peki, olup biten ne?"

Türkiye'de bir gecede şiddet ortadan kalkmıştı, 12 Eylül darbesi geldiğinde. Onun bir anlamı vardı, peki bir gecede demokrasi kurulabilir mi? Böyle bir şey toplum doğasına aykırıdır.

Bugün hepimizin kafasını karıştıran şey ne? Dalga dalga gelen operasyonlarda sapla saman, sağ ile sol, yargı ile yargılananlar, ordu, siyasetçi, gazeteci, akademisyen vs. ne kadar birbiriyle bir araya gelmeyecek adam varsa bir örgüt çatısı altında buluşmuşlardır. Böyle mi? Ben bilmiyorum. Eğer böyleyse bize seksen yıldır yutturulan ortaoyunundan başka bir şey değilmiş. Peki şimdi olup bitenin başka bir ortaoyunu olmadığına nasıl ikna olacağız?

Demokrasi mi yoksa bir başka erkin iktidarı tüm araçlarıyla ele geçirip geçirmediğine?

Bunun bir demokrasi sınavı olduğunu sanmak kara cehalettir.

Aramızdan bazı arkadaşlar; 12 Eylül darbesi ile bugün arasında ilişkiler kuruyorlar. Ayşe Hür de olayı ta İttihat ve Terakki'ye kadar götürüyor. Bunun tarihsel olarak yanlış olduğunu söylemiyorum. Ama Türkiye'nin hala 100 önceki ilişkiler çerçevesinde yönetiliyor olduğunu, darbeciliğin aynı kurgu ile işletildiğini iddia etmek sonra da ama postmodern şekliyle, demek aklın işletilmediği tam bir "amprizmdir."

Sn. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi süreci bildirileriyle, tartışmalarıyla çok sıkıntılı, sancılı geçmişse de bence sonuç bugün anlaşılması gereken anlamıyla tam bir demokrasi zaferidir. Devlet, meclis, hükümet, ordu ve elbette halkımız top yekûn bu sürecin içinde aktif rol aldılar. Halk sandıkta %47 ile tavrını gösterdi. Bu AKP'nin kütle oyumu, hayır. Ama bir blog arkadaşımız diyor ya; nereden baktığınız çok önemli, diye, işte nereden bakıyorsunuz? Bunun 12 Eylül öncesindeki uzlaşmaz parti temsilcilerinin yaptığı ülkeyi cumhurbaşkansız bırakma beceriksizliği ile bir tutulmasını anlamak mümkün değildir. Alın size bir amprizm daha. Biz buna bakıp Türkiye'nin darbe ortamına sürükleniyor olduğunu sanacağız.

AKP, son elli yılın, DP'den sonra en güçlü iktidarını kurmuştur. Tabanında çok ciddi bir halk desteği de vardır ki; demokrasilerde temel ölçüt budur. Böylesi bir iktidara darbe yapılır mı? Yani en küçük siyaset bilgisi dahi bunun işlemeyeceğini bilmelidir. Ama iktidar partisi de bu tartışmalardan nemalandığı için devam etmesini istiyor, hatta ortam hazırlıyor belki de.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..