Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye’de en kolay iş; terörist olmak

Türkiye’de en kolay iş; terörist olmak
 

BÜYÜKLERİMİZE DUYURALIM


Dünyadaki gelişmiş ülkelerde terörist olmak çok zordur. Şöyle ki; iyi bir işin vardır, evin araban güzel bir sosyal yaşantın vardır. Gelecek kaygın yoktur. Sağlık sorunların olsa korkun yoktur. Bütün bunlara karşılık hiçbir aklı başında adam sana gelip de “terörist ol bize katıl.” demeyi göze almaz, zaten dese de “defol lan! Ben manyak mıyım ki; bütün bunları tepip terörist olacağım” demen çok kolaydır.

Geri kalmış ülkelerde ise işler farklıdır. Yukarda saydıklarımızın hiçbiri sende yoktur. “gel bize katıl senin de bunlardan payın olsun.” diyen herkesin peşine takılır gidersin ama hemen öyle kolay olmaz bu işler. Kamplarda sürünürsün, ayak işlerini hep sana yıkarlar. Zamanla ölmez de kalırsan belki eline bir silah verip bir yerlere salarlar seni.

Bizde ise durum çok gariptir. Zengin fakir hiç fark etmez, en ufak bir protesto eyleminde yakalandığında doğrudan hapise tıkarlar. Hapishaneleri daha önceden “terör eğitim kampı” haline getirmiş ağabeyler seni çok güzel eğitirler. Tahliye olduğunda artık sen azılı bir teröristsindir.

“Ben zora gelemem, dijital terör bana göre.” diyorsanız bu en kolayı. Baksanıza Ankara Emniyet Müdürlüğü web sitesinin şifresini “123456” yapan ağabeyler haftalardır madara olmuşken, site kırmaya kendini adamış bir gurup YÖK web sitesini kırmaya kalktığında şoka girmişti ÇÜNKÜ YÖK WEB SİTESİNİN ŞİFRESİ DE “123456” OLARAK BELİRLENMİŞ. Demek ki, birçok resmi web sitesinin şifreleri bu şekilde basit kombinasyonlardan oluşmuş. Seç beğen kır, dalganı geç, havanı at.

“Dağ bayır bana uymaz abi, ben şehir teröristi olacağım.” diyorsan dünyada en kolayı yine bizim ülkemizde. Diğerleri gözlemlerime dayalı tespitlerdi, ama bu son yazdığım bizzat başıma gelen bir olaydan esinlenmiştir. 

Birkaç gün önce ilçe emniyet müdürlüğünden aradılar. Adıma bir evrak varmış, gelip almamı istediler. Öğleden sonra kalkıp gittim. Nizamiyede kulübede bir polis vardı, yayılmış oturmuş. Selam verdim geçtim, “Nereye be hemşerim” bile demedi. Elimde bir çanta vardı içine bakmayı boş verin, yerinden bile kalkmadı.

Binanın girişinde bir iki polis vardı, kendi aralarında maç muhabbetine dalmışlardı. Beni görmediler bile.

İki kat merdiven çıktım kimse yok. Bir odaya girdim bir polis memuru, “Hayda!! Ne diye geldin şimdi başımıza iş çıkardın.” der gibi suratıma bakınca beni çağıran polis arkadaşı sordum. “Yandaki oda” dedi.

Yandaki odaya yöneldim, bir bayan polis memuru, karşısında bir vatandaş. Durumu söyledim, “Dışarıda biraz bekleyin, beyefendinin işini halledip size bakayım.” dedi. Bana telefon eden memur sigara içmeye bahçeye çıkmış.

Dışarıda yaklaşık yarım saat kendimle baş başa oturdum. Ne bir polis vardı ne de bir kamera.

Demek ki ben değil de herhangi bir terörist bu şekilde bir emniyet müdürlüğüne elini kolunu sallaya sallaya girebilir. İçeride istediği yere bombayı koyup sonra da çıkıp gidebilir.  

Aklımdayken bu emniyet müdürlüğünün nerede olduğunu yazamıyorum. Allah göstermesin yarın biri çıkıp buraya bir bomba falan koyar da, sonra kabak başıma patlar. Teröristlere yol göstermekle, akıl vermekle suçlanabilirim. 

 
Toplam blog
: 40
: 645
Kayıt tarihi
: 30.12.11
 
 

PhD (Nükleer). Başka söze gerek yok bence... İçel'de yaşıyorum. ..