Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de gelir dağılımı

Türkiye'de gelir dağılımı
 

Bir ülkenin refah durumunu ortaya koyan en önemli verilerden biri de kişi başına düşen milli geliridir. Ülkemiz son zamanlarda yaşadığı milli gelir artışıyla dünyada kişi başına düşen milli gelir de bir hayli ilerlemiş gözüküyor. 2006 verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 7.500 dolar oldu. Bu rakamla Türkiye kişi başına düşen milli gelirde dünyadaki pek çok ülkeyi geride bırakmış gözüküyor.

Peki salt bu sonuçlardan yola çıkarak ülkenin ekonomik durumu hakkında pembe tablolar oluşturabilir miyiz? Kişi başına düşen milli gelir ülke insanın ekonomik seviyesini tek başına ortaya koyabilir mi? Bir ülkenin refah seviyesini oluşturan en çarpıcı verilerden biri de o ülkedeki gelir dağılım dengesidir. Ünlü İngiliz iktisatçı David Ricardo, yaşadığı dönemde bir başka İngiliz düşünürü olan Malthus’a yazdığı mektupta bir ülkede gelir dağılımının önemini aşağıdaki sözlerle ifade etmiştir: “Size göre iktisat bilimi ulusal refahın artış nedenlerini araştırır. Bana göre ise iktisat bilimi, ulusal refah artışının üretime katılanlar arasında nasıl bölüşüldüğünü araştırmalıdır, Gün geçtikçe birincisinin boş ve aldatıcı olduğuna, ikincinin ise bilimin gerçek amacını yansıttığına daha çok inanmaktayım” demektedir. Bu bağlamda bir ülkede (bir yılda) elde edilen gelirin üretim faktörleri sahipleri arasındaki dağılımı, yani faktör sahiplerinin ücret, faiz, rant ve kâr gelirleri açısından aldığı pay, Diğer yandan üretilen gelirin toplam nüfus (aileler) arasındaki bölüşümü, yani en düşük ve en yüksek gelir grupları arasındaki fark gelir dağılımı eşitsizliğini yansıtır.

Türkiye’de gelir dağılımı yüzde 20’lik dilimlere göre açıklanıyor ancak; bu açıklama gelir dağılımındaki tabloyu ortaya koymak açısından yetersiz kalıyor. Daha miniminel açıklamalara ise Dünya Bankasına ulaşan verilerden ulaşmak mümkün. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’de nüfusun en zengin yüzde 10’u gelirden yüzde 34.1 pay alırken, en fakir yüzde 10’un payı yüzde 2 olarak açıklandı. Böylece en zengin ile yoksul arasındaki gelir farkı 17 kata ulaştı.

İnternet üzerinden ulaştığım bazı verilerse çok ilginç sonuçlar veriyor.

2003-2005 Yılları Arasında Türkiye’de Gelir Dağılım Yüzdeleri ve Gini Katsayıları

Hanehalkı Yüzdeleri
2003
2004
2005

En Düşük %20 ( Toplam gelirden en az pay alan grup)
6.0
6.0
6.1

İkinci %20
10.3
10.7
11.1

Üçüncü %20
14.5
15.2
15.8

Dördüncü %20
20.9
21.9
22.6

En Yüksek %20 (Toplam gelirden en fazla pay alan grup)
48.3
46.2
44.4

Gini Katsayısı
0.40
0.40
0.38


Bu rakamlara bakarak hareket edersek ülkemizde son yıllarda en zengin yüzde 20 dilimin payının orta tabakalara doğru kaymış olduğu 2003 ile 2005 arasında en zengin yüzde 20 ile en fakir yüzde 20 arasındaki farkın ise yüzde 2 azalmış olduğu görülür. Yani Türkiye’de gelir dağılımı eşitsizliğinin giderek azalma yolunda olduğu görülüyor.

Bununla birlikte birçok kişi Türkiye’deki gelir dağılımı verilerinin sağlıklı olmadığı, kayıt dışı ekonominin verilere dahil edilemediği yolunda açıklamalarda bulunmaktadır. Ntv’de yapılan bir programda Mustafa sönmez adlı bir ekonomist, verilerin kişilerin gelir beyanlarının toplanıp bölünmesiyle gerçekleştiğini, bizim ülkemiz gibi gelirlerin maskelendiği bir ülkede gerçek verilere ulaşmanın mümkün olmadığını belirtiyor. Bu yargısını da gayri safi milli hasılanın 256 milyar ytl gösterilirken başka bir yerde reel değerin 406 milyar ytl olarak hesaplanmasındaki çarpıklığa bağlıyor.

Verilerdeki çarpıklığı ortaya koyan başka bir durumsa bu yılki forbes dergisinin dünyanın milyarderleri sıralamasına Türkiye’den girenlerin sayısında geçen yıla göre 13 kişi artış olmasıdır. Dünyanın milyarderleri sıralamasına Türkiye’den 13 milyarderin katılması, Türkiye’de zengin fakir arasındaki uçurumun arttığını gösteren en önemli kanıtlardan birisidir. Türkiyedeki milyarder sayısının artması da verilerin gerçeklerden uzak olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye’de en alttaki yüzde 20lik dilimde uzun yıllar bir değişime rastlanmıyor. Türkiye’de uzun yıllar alt gelir seviyesinde bir değişime rastlanmaması ülke politikalarında gelir dağılımındaki adaletsizliğe yer verilmediğini gösteriyor Bugün ülkedeki en alt gelire sahip yüzde 18lik dilim günde 2 doların altında bir gelirle hayatını sürdürmektedir.İnsanların 2 doların altında bir gelir seviyesine sahip olması sıradan besin maddelerini almaktan bile mahrum olduklarını göstermektedir.

2 doların altında yaşam sürdüren ülkeler daha çok Afrika ülkelerinde toplanıyor. Türkiye’deki en alt yüzde 18’lik dilimin 2 doların altında olması ülkede Afrika koşullarında yaşayan 14 milyon insanımız olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.

Türkiye bu tabloyla Avrupa’nın gelir dağılımı en çarpık ülkesi konumundadır. “Dünya milyarderler listesinde 26 milyarderle derece yapan Türkiye; günlük harcaması 2 doları geçmeyen 14 milyon insanıyla da açlık sınırındaki ülkeler arasında yine dereceye girmeyi başarmıştır.” Siyasilerse hala 7.500 dolarlık kişi başı gayri safi milli hâsılayı insanlarımıza bir başarı gibi sunmakta gelir dağılımındaki çarpıklığı göz ardı etmektedir.

 
Toplam blog
: 3
: 6860
Kayıt tarihi
: 29.04.07
 
 

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Bir lisede sö..