Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '14

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Türkiye’de işten çıkarılma korkusu/Sadece alternatifi olmayanların işi garanti

Türkiye’de işten çıkarılma korkusu/Sadece alternatifi olmayanların işi garanti
 

Değerli çalışanlar! Biliyoruz ki bıçak sırtındasınız. Bozuk ekonomik düzenin bedelini ilk önce size ödetiyorlar. Aslında çalışanı işten çıkarmanın tek bir gerekçesi vardır: İşyeri batarsa. Ama zaten ülkemizde işyerlerinin çoğu batık.

Normalde çalışanın işten çıkarılma korkusu olamaz. Yani böyle çalışılamaz ki. Zaten bin bir güçlükle arayıp bulmuş, zar zor girmiş. Ülkede işsizlik var, işten çıkarılırsa yeniden işe girmesi güç. İnsanların aileleri çocukları var. Belki bu işe güvenerek borca harca girdiler.

Elin oğlu senin durumuna bakmaz. Kafasına yatmıyorsa bir sebeple kapının önüne koyar. Türkiye’de çalışanların %90’ı hemen ya da yarın veya herhangi bir gün işten çıkarılma korkusu yaşıyor. Kanunlarla yönetilen bir ülkede böyle rasgele işten çıkarılma olur mu ya! İşyeri çalıştıramıyorsan hiç açma kardeşim. İnsanlar senin işine ve işyerine güvenerek işe giriyorlar.

Kanunlarda sözde bir şeyler yazıyor ama hepsi hikâye, her gün birçok kişi işten çıkarılıyor, hiç kimseye hiçbir yaptırım uygulanmıyor. İşverenler rahat. Bu ortamda bir kişiyi işten çıkarmak -bazen ve bazı kimseler için- çocuğuyla çoluğuyla aç bırakmak olabilir. Bu nedenle işverenler elemanlarını işten çıkarırken çok iyi düşünmeliler. Aslında işe alırken bunu yapmalılar. Öyle ince hesaplar yapmalılar ki aldıkları elemanı çıkarmak durumunda kalmamalılar.

Ama elbette işverenler yetersiz ve verimsiz, memnun olmadıkları elemanı işten çıkarabilirler. Ancak bunu ilk 2–3 ay deneme safhasında yapacaklar. İşverenin aldığı işçiye “Kusura bakma sen benim işime yaramazsın” demesi normaldir. Fakat bir yıl çalışmış, iki yıl çalışmış, ortada bir neden yok sen pat diye adamı işten çıkarıyorsun. Tazminatını veriyormuşsun, cehennemin dibine ver. Ama işlerin gerçekten bozulur (bu arada Türkiye’de işyerlerinin yarıdan fazlası standartların altında ve buralarda çalışan kimselerin işleri hiçbir zaman garanti olamaz) işyeri batarsa yapacak bir şey yok.

Kerim Korkut’un Ağaç Hareketi düzeninde işten çıkarma diye bir şey yok. Çalışanlar için çalıştıkları sürece böyle bir şey asla söz konusu olamaz. Çünkü batacak işyerleri ekonominin içinde yer alamaz (işyerleri çalışabilmek için firma onayı almak zorundadır, ekonomi birimi uygun şartları taşımayan işyerine firma onayı vermez) Bunun dışında da zaten (hırsızlık yapma vs gibi olaylar hariç) hiçbir nedenle çalışan işten çıkarılamaz. Pozisyonu değiştirilir, verimsizse daha alt pozisyona alınır, ama asla kapının önüne konulamaz. Zaten düzenin amacı budur; insanlara güvenli bir yaşam sağlamak.

Sevgili çalışanlar, işten çıkarmalar keyfi bir uygulama, neden protesto etmiyor kuzu kuzu evlerinize gidiyorsunuz. Kanunlar haklarınızı size vermiyorsa buna razı olamazsınız. Ben görüyorum, adamlar sizi keyfi olarak işten çıkarıyor. Deneme süresinde memnun olmaz çıkarır. Hiçbir şey diyemezsiniz. Fabrikası batar çıkarır. Hırsızlık yaparsınız çıkarır. Bunun dışında patron sizi işten çıkaramaz. İki sene çalışmışsın “işine son veriyorum” Neden? “Nedeni yok öyle uygun gördüm” Neden göstermek zorunda ve kanun da bu nedeni kabul etmek zorunda. Değilse çıkaramaz. Tazminatınızı verse bile çıkaramaz.

Ha, bir yazımızda yazdığımız gibi bir iş yerinde çalışan personelin minimum performansı ortalama performansın %75’inin altında olamaz. Böyle bir durum varsa istediği zaman işten çıkarır. Yetersiz performans budur.

Keza işe geç gelme, kaytarma, işyerindeki makine ve aletlere zarar verme, çalışamayacak derecede rahatsızlık gibi hallerde (Ağaç Hareketi Ekonomisine göre çalışma şartlarından biri de sağlıklı olmaktır) personele her olumsuz hareketi için önceden belirlenmiş eksi (-) puanlar verilir. Bir yıl içinde kişinin eksi puanı  (-100) ü geçerse bugün tazminatı verilerek işten çıkarılabilir. Bizim düzenimizde işten çıkarılmayacak da bir alt pozisyona geçirilecek.

İşten çıkarılmayla ilgili vicdanların kör olduğu konu patronların vicdansızca piyasada mevcut işsizlik durumundan yararlanmasıdır. Tehdit ediyorlar, baskı yapıyorlar, şu kadar çalışmazsan işten çıkarırım diyorlar. Zavallı çalışanlar işten çıkarılmamak için patronun her dediğini yapıyor adeta kendilerini parçalıyorlar.

Türkiye’de çalışanlar Kerim Korkut’u anlamıyorlar. Biz diyoruz ki çalışanların üzerinde işten çıkarılma baskısı olamaz. Hem zaten bu durum iş verimini de olumsuz etkiler. Patronlar çalışanlarına kendilerinden memnun olduğunu, rahat olmaları gerektiğini, böyle devam ettikleri sürece işten çıkarılmayacaklarını mutlaka söyleyip çalışanlarını rahatlattırmalıdırlar.

Evet, başlıkta da dediğimiz gibi Türkiye’de bugünkü duruma bakarsak sadece alternatifi olmayanların işi garanti. Ne demek bu? Siz o işyerinde en iyiyseniz, sizin yaptığınız işi sizin gibi hiç kimse yapamazsa yani patrona kazandırıyorsanız işiniz garanti ( Tabii ki olağanüstü durumlar dışında) Değilse unvanınız, konumunuz, çalıştığınız süre ne olursa olsun işten çıkarılabilirsiniz. Devlete hiç güvenmeyin. Yapacağı en fazla birkaç ay işsizlik maaşı vermek.

İşte biz bu bıçak sırtı durumu ortadan kaldırmak için Ağaç Hareketi düzenini ülkemize getirmeye çalışıyoruz. Ama sizin desteğiniz şart. Kendiniz için, aileniz ve çocuklarınız, ülkeniz için buna mecbursunuz. Çalışanların kurtuluşu Ağaç Hareketi ekonomisinde.. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..