Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türkiye'de kadınlar özgür değil; çünkü erkekler özgür değil

Türkiye'de kadınlar özgür değil; çünkü erkekler özgür değil
 

Ben sizleri Türkiye’nin nüfusuna bile dâhil etmiyorum; çünkü yoksunuz. Bir insanın varlığının ispatı ortaya koyduğu iradedir. Sizin sizi bize anlatan iradeniz yok ki “Kocam bilir” Sanıyorsunuz ki türban taktığımız, kapalı giyindiğimiz için bize böyle diyor; alakası yok. Her hareketinizde babanızdan, annenizden, evliyseniz kocanızdan, elli yaşına gelmiş dul kadınsanız oğlunuz veletten, hatta akraba ve mahalleliden korkuyorsunuz… Böyle bir rezillik olur mu ya! Allah beni kadın yaratmamış ki, bana karışacaklar ha! Kafalarını gözlerini taşla yararım! Ben sadece Allah’tan korkarım! “Saat yediden sonra eve gelirsen bacaklarını kırarım!” Anammış! Sit.irsin gitsin, doğurmasaymış!İnsanlar bu konuda yazdıklarımızı hikâye okur gibi okuyor… Aslında belki kendileri de mağdur. Ama işte sözde iyilik düzenleri ve toplumsal kutsiyetin görünmeyen manevi tokmağı tepelerinde. Öyle okumuş, kültürlü, demokrat, açık giyinen durumlara da kanmayın. Bizim kastettiğimiz manada özgür kadın sayısı sadece %5. Kadınlarımızın %95’i özgür değil. İstedikleri kadar aksini söylesinler, hepsi köle İzaura!

Bütün bunlara rağmen halinden memnun olan varmış, “sana ne” diyorlar… Haklısın, isterse kocan, baban her neyse boynuna ip bağlasın, bana ne… Zaten senin gibiler için yazmıyorum bu yazıyı! Kendisi Aksaraylarda fink atıp karısını bakkala bile yollamayan şerefsiz kocalara sadakat gösteren aptal kadınlar için tek satır bile yazmam!

Lakin biliyorum ki içinizde mağdurlar, mazlumlar var… Korku belasına, sahipsiz olduğu için, cahil ve kör olduğu için ana baba tahakkümü, kardeş tehdidi, toplum baskısı ve koca işkencesi altında inim inim inleyen dünyanın diğer yerlerindeki hemcinsleri gibi özgür bir birey olarak yaşamak için yanıp tutuşan kadınlarımızın kurtuluşu için bu satırlar yazılmak zorunda.

Babamın elinde sopa, ağabeyimde silah, kocam sırtımda sigara söndürür, akraba beni gözetler, mahalleli peşimde… Siz mi yarattınız lan beni! Beni sevdikleri içinmiş, beni koruyorlarmış, ahlak ve namusumu düşündüklerindenmiş… Kerim Korkut her şeyin farkında. Türkiye’de kadınlar özgür değil çünkü erkekler özgür değil. Onların da tepesinde düzenin sopası var. Mahalleli demek pislik demek, salyalı ağızlarıyla şu şunu yapmış bu bunu yapmış durmadan dedikodu, gıybet… E erkek naspın! Elin günün içinde başı önünde mi gezsin! Valla ben erkeğe de kızamıyorum! Erkeğe kızıyorum şunun için, bu alçak düzene karşı gelebilir. Bu, insanların hayatını elinden alan yobaz düzeni el birliğiyle yıkar. İstese bunları yapar. Yobaza “Ne diyorsun lan!” diyeceğine parka yalnız gittin diye karısını, kız kardeşini dövüyor. Yobaz lafımı sakın ola dindarlar sadece kendilerine alınmasınlar; alakası yok.

Asıl olan bu toplumsal düzeni yıkmak. Erkeklerin de en az yarısı bu yobazlığa tutuculuğa karşı. Ama onlar bile toplumun baskısını yenemiyorlar ve karılarına, kızlarına, kız kardeşlerine baskı uyguluyorlar. Çünkü orada köpeğin biri salyalı ağzıyla havlıyor “ Şeyin kızını bugün sinemada gördüm”

Bir kısım insanlar(kadın, erkek) ne yapsanız cinsellik yaşıyorlar kardeşim… Karısını eşiğin dışına çıkarmayan adamın karısının ben şeyini biliyorum; o istediği kadar öyle düşünsün…”Yapmasın, yaptırmam, engel olurum…” 24 saat yanından ayrılmazsan belki… Böyle de olamayacağına göre… Yapan yapacak, ortaya çıkmayacak; yukarıdaki bilsin, herkesin günahı kendine…

Bir ahlaksızlık durumunda karısını öldüren erkek bilmiyor işte; aslında karısıyla beraber ona bunu söyleyeni de (ya da ortalığa konuşanı) öldürecek… Görecek dedikodu etmeyi... Ağzınızdan çıkan söz yüzünden bir hayat gidiyor! Ben bildiklerimi söyleseydim kim bilir kaç tane yuva yıkılırdı; bana ne yav!

Kız iken anne babanın biraz koruyucu davranması anlaşılır. Evliyken de kocanın…50 yaşında dul kadın bağıra bağıra çıkarttığı el kadar veletten çekiniyor… Tanışacak, belki evlenecek… Bu veletlerin kültürlüsü cahili fark etmiyor… Türkiye’de kocaların yarısı yobaz. Keza kadınların da öyle… Kocasını bir kadının yanında görse “ Elin şırfıntısıyla …” diye başlıyor… Kadınlar bu konuda çok cahil kocasının yanında bir kadın görse tamam, aldatıyor. Oysa erkekler yattıkları kadınla gezmezler, gezdikleri kadınla da yatmazlar; ya iş arkadaşıdır ya bir tanıdık.

Kızken ana babanın biraz çilesini çekersiniz; çünkü bunlar sizi doğurmuşlar ya üzerinizde hakkınız olduğunu düşünüyorlar. Yine de tahakkümleri altına girmeyin. Çocuklarıysanız esir değilsiniz. Ağabey kardeşi ise hiç konuşturmayın; size karışamazlar. Karşı çıkın, polise verin! Sizi onlar doğurmadı. Geçiminiz de onlardan değil.

Kim oluyor lan onlar! Üzerinizde hiçbir hakları yok. Nolmuş kan bağı varsa. Sizi öldürmek isterlerse düşünmeden siz de onları öldürün.

Evlilik aslında kadın için biraz kurtuluş sayılır. Normalde evli kadına kocası dışında kimse karışamaz. Ama koca gibi kocaysa tabii ki. Benim karıma benim babam karışsa kovarım onu! Keza kayın pederim, kaynanam, kayınçom vs. Ama burada sözde biraz özgürleşen kadın daha büyük bir baskının altına giriyor: Evlilik denen saçma yapı.

Şimdi kadınların da bu korunmaları biraz istediği söylenebilir ve işte kocalarıyla beraber AVM’ ye gidebildikleri için özgür olduklarını düşünebilirler. Zaten en büyük tehlike burada: Kadınları özgürmüş gibi hissettirmek. Zaten toplumsal yapıda sanki özel olarak kurgulanmış kadınların özgür olduğunu düşündüren bir görüntü var. Kadın çocuğunu okula götürüyor. Alışverişe pazara (AVM değil mahalle pazarı) gidiyor. Yani zorunluluktan. Örneğin sinemaya müzeye falan yalnız gidemez. Yalnız başına veya bir arkadaşıyla(erkek) çay bahçesinde oturamaz. Zaten kadının bir arkadaşı da(erkek) olamaz. Ve bu kadın sorduğun zaman özgürdür.

21 yaşına değdiğiniz zaman doğup büyüdüğünüz yerden ayrılmalısınız. Sizi tanıyan insanların içinde serbest hareket etmeniz mümkün değil. Ailenizden kesinlikle ayrılmalısınız. Bekâr ya da dul olursanız sizi dövecek yaşta (bazen iş buraya kadar geliyor) kazık kadar çocuğun yanınız da ne işi var? Evlenecekseniz eşiniz mutlaka demokrasiye inanan biri olmalı. Karısını bakkala yollamayan adamın demokrasiden bahsetmesi kadar aşağılık bir durum olamaz! Tam manasıyla size karışacak (iyiliğinize bile olsa) hiç kimse olmamalı.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..