Türkiye'de sol ve CHP

Türkiye sol görüşle 60'lı yılların başında tanıştı. Türkiye darbenin etkisinden sıyrılmaya çalışırken, sol akımla da tanışıyordu. Ülkede bilhassa üniversitelerde giderek sol kendini belli etmeye başlıyordu. Sol rüzgarı Avrupa kıtasını etkilediği gibi Türkiye'yi de etkileyecekti.

CHP'nin sosyal yenileşme döneminin bilincine varması ve Marksizmin, sol yelpazenin en aşırı ekstremlerini bir akım haline getirip, gençleri peşinden sürükleme sürecine girmesiyle, bunu bir tehlike olarak gören İsmet İnönü, solu başı boş bırakarak ülkeyi tehlikeye atmaktansa, CHP'yi ortanın solu yapmayı tercih etti.

İnönü 1965 yılında Abdi İpekçi'ye verdiği mülakatta bunu ilk kez dile getirmişti. İnönü'lü CHP, bu yolla istediği başarıyı elde edemedi. Ta ki Ecevit gelene kadar!

Bülent Ecevit ortanın solu görüşünü benimsemişti. İnönü'yü saf dışı bırakıp CHP'nin başına geçtiğinde partiyi halkla bütünleştirdi. 1977 seçimlerinde %41 oy alarak Türkiye'de bir sol partinin aldığı en yüksek oyu aldı.

12 Eylül'den sonra kapatılan CHP'nin yerini ilk önce SODEP, sonra SHP almak istediyse de, başarılı olmadı.

1992 yılına gelindiğinde Deniz Baykal CHP'yi yeniden kurdu. En büyük başarıyı 2002 seçimlerinde elde etti. 1999 seçimlerinde DSP iktidar olurke, n CHP meclis dışı kalmıştı. İki parti arasındaki fark neydi?

Deniz Baykal'ın CHP'si halkı kucaklayamıyor, elit bir kesim tarafından sürekli pohpohlanıyor. Ecevit'in arkasından halkçı diye alkış tutan millet Baykal'ın arkasında yok.

Seçimin 22 Temmuz'da yapılmasına Baykal niçin karşı çıkıyor? Çünkü seçmeni tatilde, yazlıkta olacak CHP'nin. Sağ partilerin öyle bir sorunu yok. Neden? Çünkü solun oy alması gereken kesimden sağ kesim oy alıyor. Sağ varoştan oy alırken, sol elitten oy alıyor. Halkı değil elit azınlığı temsil ediyor.

CHP ve sol bütün olarak halkla bütünleşmedikçe Türkiye'de kaybetmeye mahkum olacaktır. Halkın değerlerinin üstüne muhalefet yapan CHP ne sol etiketini hak ediyor; ne de Atatürk'ün partisi olmayı hak ediyor.