Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '18

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de ve Dünya'da Çocuk İstismarı

Türkiye'de ve Dünya'da Çocuk İstismarı
 

Çocuk istismarı, sübyancılık, pedofil....v.s. gibi farklı isimleri olan bu sapık zihniyet yıllardır hatta yüzyıllardır tüm dünyanın sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hepimizin de son zamanlarda güncel haberler sıralamasında en ön saflarda okuduğumuz bir durum malesef. Fakat, bu haberlerle birlikte insanlarımızın bu sorunu sadece Türkiye sorunuymuş gibi aktarmaları ve algılamaları çok yanlış.

Evet bu bir toplum sorunu ve insanlık suçu, hem Türkiye'de hem de dünya genelinde. Yabancı basın ve yayın organlarına baktığımızda Avrupa'da, Amerika'da, Asya'da, Uzak Doğu'da...v.s. bu tür haberlerin gerçekleştiğini, çocukların bu tür iğrençliklere maruz kaldığını görmekteyiz. Çocuk istismarının, bir insanlık suçu olarak küresel toplum sorunu şeklinde bilinmesinin öneminin altını çizmek istiyorum.

Peki ama neden böyle bir genelleme yapılmalı? Biraz da bunun üzerinde duralım;

Çocuk İstismarının Küreselliği
Malum hepimizin bilincinde olduğu bir küreselleşme çağı yaşanmaktadır. Teknoloji ağlarının dünyanın hemen hemen her bölgesine ulaşım sağladığı bir dönem bu. İnsanların, dünyanın diğer ucunda nelerin olup bittiğini okuyup akıllarına kazıdığı bir dönem.. Böyle bir durumda farklı iletişim ağlarının kullanılıp beyin yıkama politikalarının ve de insanımızın şeytani nitelikte sayılabilecek fikirleri evlat edinmesinin ne kadar önünün açıldığını tahmin etmesi zor olmasa gerek.

Pornografik eğilimlerin internet ortamında kolayca sergilenmesi, başka ülkelerdeki uygulamalar, farklı kültürlerin bozulmasından etkilenmek gibi bir çok nedenden ötürü her birimizin potansiyel suçlu olduğunu söylemek mümkündür kanımca. Nefse hakim olamayınca, insanın yapamayacağı hiç bir kötülük yok gibi görünüyor. Yıllar önce Avusturya'da bir sürü çocuğu olan, yaşlıca bir adamın kendi öz kızını evinin altındaki bodrumda yıllarca kilitli tutup istismara zorladığını ve en mide bulandırıcısı da bu durumdan ailenin haberdar olması haberini hatırlıyorum. Bir başka olay da İngiltere'de yaşanmıştı; annenin ikinci evliliğini yaptığı adam tarafından kadının hastalanıp hastaneye yatmasıyla birlikte ilk eşinden olan kızlarının üvey baba istismarına maruz kalması, peki ya Türkiye çok mu masumdu? Daha bir iki yıl evvelinde engelli kızına istismar uygulayan bir babanın ve bu durumu annenin de bilip susması haberini hatırlıyorum.. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.

Şöyle bir şey siz değerli okuyucularımın da dikkatini çekmiştir; bu tür durumlarda istismarı uygulayan ve uygulamaya maruz kalanın haricinde başkalarının da bundan haberdar olma olasılığı çok yüksek. Eğer o insanlar susmasa demek ki çok geç olmadan birşeyler yapılabilir...

Küresel Arenada Ne Yapılabilir?
Küresel alan dediğimizde aklımıza uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, devlet dışı kurumlar...v.s gelmektedir. Bu kuruluşların gündemlerinde çocuk istismarı konusu en üst sıralara taşınmalıdır. Öyle ya çocuklarımızdan daha önemli ne olabilir ki bu dünyada?

Şu G8-G20 zirvelerinde konuşulan politik ve toplumsal olaylardan daha önemli değil midir insanlığın geleceği dediğimiz çocuklar? Özellikle G20'nin son dönemlerde önemsediği insan taciri, kaçakcılık, vergi, kadın ve genç istihdamı, terör gibi konulara "çocuk istismarı" konusunu da acil bir şekilde eklemelidir. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Birliği gibi küresel arenada söz sahibi olan kuruluşların en önemli gündem maddesi olmalıdır sübyancılık.

Hiç bir ülkenin "aman benim yurdumda böyle şeyler yaşanmıyor" demesi gibi bir durum da yok. Çünkü malesef ki sapık düşünce, insanoğlunun her döneminde ve her bölgesinde, inancı ve kültürü ne olursa olsun yaşanmış ve hala yaşanmaktadır.

Peki Ya Bireysel Olarak Ne Yapabiliriz?
Yıllar önce Yunanlı bir arkadaşımla bu mevzuyu konuşmuştuk. Kendisine pedofilliğin şeytani bir zihniyet olduğunu söylediğimde bana tepkiyle cevap vermişti. Sözleri aynen şöyleydi "Hadi canım abartma o kadar da değil, sübyancılık şeytani bir durum değil" demişti. Şimdi düşünüyorum söylediğimden zerre kadar geri basmamıştım, iyi de yapmışım. Şöyle karşılık vermiştim kendisine; "Peki bir düşünsene bu istismarın yapıldığı çocuk senin kendi çocuğun ise ne düşünürdün, ne yapardın?" Evet, işte böyle bir soruyla karşılaştığımızda nasıl arkadaşım gibi sizin de düşünceniz değişti ise demekki öz değerlendirme yapmanın önemi çok büyük. Başkalarının başına gelen olayları sanki bizim de başımıza geliyormuş gibi değerlendirebilsek belki de bir çok sorunun üstesinden gelebileceğiz. Lakin insanoğlunun bencilliği ağır basıyor değil mi? Maalesef ki ağır basıyor.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti güdüldüğü sürece insanoğlunun çocuk istismarı gibi çok çok önemli bir konuda yol kat etmesi mümkün gözükmüyor. Belki idam belki de hadım etme konusu bu tür suçların azalmasını sağlayabilecektir, amma! kökünden çözümleyebilir mi? Tüm temennim kökünden çözülmesidir. Selam ve dua ile kalın, sevdiklerinizi koruyun ve susmayın.

Sağlıcakla,

İlknur Şimşek
Doktor Adayı, Sosyal Politika


 

 
Toplam blog
: 27
: 189
Kayıt tarihi
: 22.01.13
 
 

Hayal dünyamızda yaşadıklarımız çoğu zaman kendimizi ilgilendirir. Başkalarına anlatmaya kalkıştı..