Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '17

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de Yerli Teknoloji Harikaları - 1

Türkiye'de Yerli Teknoloji Harikaları - 1
 

Bugün gittiğim bir eğitim ki söz konusu eğitim Milli Eğitim Bakanlığı ve ODTÜ arasında yapılan bir protokol gereği elektrik-elektronik öğretmenlerinin yeni gelişen teknolojilere adapte edilmeleri açısından yarım günlük bir seminer programı şeklinde hazırlanmış ve oldukça doyurucu bir çalışmaydı. Emeği geçenlere özellikle bizleri ağırlayan başta Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalında görevli Prof. Dr. Tayfun Akın ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine böyle bir programı organize ettikleri için minnettarım.

Tayfun Bey renkli bir kişilik ve son derece mizahi yapısı, güzel anlatımı ve yıllarca Amerika’da kalmanın verdiği teknik İngilizcenin Türkçeye tam olarak çevrilememe olumsuzluğu haricinde mükemmel bir sunum yaptı. Teknik İngilizcenin Türkçeye çevrilememesi tam olarak bir sorun görünse de ülkemiz teknik dil olarak İngilizceyi kabul ettiği için yapılacak pek fazla bir şey ne yazık ki yok. Sorunlar sadece kavramları doğru olarak oturtup anlamlandırmak olursa problemin çözümünün kolay olacağı düşünülebilir. Ancak denizle hiçbir ilişkisi, sınırı olmamış bir ülkeden denizcilik terimleri üretmesi ne denli beklenmiyorsa bizim de en azından dünya bilimine felsefesine son iki, üç yüz yıldır katkı yapmamamız veya yapamamamızdan kaynaklanan ve ileride iyi niyetle çok kısa zaman içinde çözümlenecek bir problem olduğu umulur!

Tayfun Hoca; baba tarafından anlı şanlı Vanlı anne tarafından Elazığlı öğretmen bir çiftin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ilkokulu söylediğine göre beş yılı yedi farklı öğretmenden okuyup Ankara’ya gelmiş daha sonra da ortaokulu Bahçeli’de bir okulda (not almamışım) liseyi ise Deneme Lisesinde okuduktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğini kazanıp yüksek lisan ve doktorasını Amerika’da yaptıktan sonra, sekiz yıl Amerika’nın en seçkin üniversitelerinde çalıştıktan sonra 1995 yılında Amerika’dan Türkiye’ye dönmüş. Yaptığı çalışma, ürettiği çiple ödül alan değerli akademisyenimiz o zamanın gazetelerine manşet olmuş. Amerika’daki üniversitelerin tekliflerini geri çevirerek yurda dönmeyi seçmiş. Kendi deyimiyle TÜBİTAK bursuyla okumuş biri olarak ülkeme hizmet etmeyi kendime daha çok yakıştırdığım için buraya döndüm diyor. İnşallah yurtdışındaki değerli bilim adamlarımız da Tayfun Hoca gibi bir yol izlerler ve onlar da yurda dönerler. Tabi iradeyi elinde tutanların bu konuda sözde işler yerine özde işler, politikalar geliştirmeleri; halka başka şeyler söyleyip de sözlerinin arkasında gerçekten durur ve ülkemize dönmek isteyen bilim adamlarına da Fatih Terim’e  (Türk futbolu adına şüphesiz önemli bir değerdir,) futbol dünyasında verdikleri değeri verirler. Yapılan çalışmaları destekleme karalılığında olan herkesi devlet desteklemiyorsa halk olarak belki bir gün biz destekleriz!

Elektronik ve çip teknolojisi son yıllarda hayatımızı oldukça değiştirdi. Olumlu değiştirdi mi sorusu tartışılır olmakla birlikte bu yarışın içinde olmamız gerektiği kesindir. Türkiye ilk olarak; Tayfun Beyin söylediğine göre rahmetli Erbakan zamanında bu konuda atılım yapmaya karar vererek TESTAŞ’ın kurulmasını sağlamış ve Türkiye’de mikroçip yapma macerası da bu tarihten sonra yapmaya başlamış. Birçok cihaz, ölçü aletleri üreten son derece zamanın teknolojik ihtiyaçlarına cevap veren TESTAŞ’ın piyasada en çok bilinen ürünü takometreler diye bilinir…

Çip teknolojide son teknoloji elbette. İçine milyonlarca transitörden oluşan 0 ve 1 komutlarından oluşuyor. Hepimiz düşünmüşüzdür bu kadar transitör nasıl oluyor da 3mmx3mm bir yapının içine sıkıştırılıyor da makinelere kumanda edebilir hale geliyor? Küçücük bir çip nasıl oluyor da kütüphaneler dolusu kitabı içine sığdırabiliyor? İşte bu çip teknolosindeki gelişmeler sayesinde.

Çip elbette dinmaik bir yapı değildir. Dış çevreden, algılayıcılardan sinyaller alması gerekir ki o sinyallere göre çıkışlar üretip onları aktif veya pasif hale getirsin. Algılayıcıların çiplerin içine yerleştirildiği statik yapının dinamik yapıya dönüştürülmesi ile çok daha fonksiyonel şeyler yapılabilir hale geldiğini anlıyoruz ki; bu teknolojinin gelişimine katkıda bulunan ve bizlere yaklaşık üç saate yakın zamanını ayıran Türk biliminsanı Prf. Dr.Tayfun Akın ve çalışmaları ve bu konuda yapılanlar gerçekten harikulade çalışmalar...

Devam edecek!

(1)https://www.mems-exchange.org/MEMS/what-is.html

(2)https://www.google.com.tr/search?q=mems+tayfun+ak%C4%B1n&safe=active&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwj_veKyyObXAhXECOwKHbvZCzAQ_AUICigB&biw=1440&bih=730#imgrc=s3nrTxJYkVbaOM:

(3)http://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=90936

(4)http://mikrobiyo.com.tr/tr/

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..